~5~Güzelim

788 50 21
                                    

Medya; Jisoo

Jisoo! "

Kollarıma bayılan Jisoo ile ilk defa ne yapacağımı bilemeyerek olduğum yerde afalladım. Yere düşmeden tutmuştum. Ama ne olmuştu, neden bayılmıştı ki?

Hızlıca adamlarıma seslenip arabayı gitmelerini söyledikten sonra Jisoo'yu bir hamlede kucağıma aldım. Zaten kuş kadardı, kollarımda bir ağırlık var mı yok mu belli bile değildi benim için.

Önümüzde duran araba ile hemen Jisoo'lya beraber bindim ve şoför koltuğundaki adamıma bağırdım.

"Hızlı sür şu lanet arabayı! Doktoru arayın hemen gelsin! "

Bağırışlarım arabanın içinde yankılanırken normalde kırk dakika olan yolu yirmi dakika da gelmiştik. Jisoo'yu arabadan çıkarırken hâlâ kendine gelmemişti. İyice endişeleniyordum.  Hızla eve girip odama çıkardım. Jisoo'yu yatağıma yatırmıştım ki içeri doktor girdi.

"Sorun ne? " Doktor çantasını açarken bende endişeyle Jisoo'nun yanında bekliyor, elini tutuyordum.

"Bilmiyorum, birden bayıldı! Nesi var doktor? " Doktor eline birkaç şey alıp Jisoo'nun yanına geçti. Beş dakika sonra da işi bitmişti.

"Merak edilecek bir şey yok, bayılmış sadece. Bünyesi zayıf; korku, panik, üzüntü, gibi durumlarda bayılması normal. Aşırı duygu yoğunluğu onu böyle yapmış olmalı. Kısa bir süre sonra kendine gelir. "

Birkaç şeyin ardından doktor odadan çıkarken ellerimi yumruk yapmış, dişlerimi sıkıyordum. Cafedeki o adam yüzünden korkmuştu. Bayılması bu yüzdendi. O adamı kimse elimden alamayacaktı.

Yatağın kenarına geçip oturdum. Elimi yanağına çıkarıp yüzüne düşen saç tutamını çektim yüzünden. Ardından elim yanağını buldu bilinçsizce. Onu her şeyden, herkesten çok seviyordum. Zarar görmesine asla izin vermezdim. Bunca yıldır uzaktan seviyordum Jisoo'yu. Ben iyi bir adam değildim, karanlık dünyama onu da çekmek istememiştim. Üstelik birçok düşmanım vardı. Bana zarar vermek için onu kullanmak isteyebilirlerdi. Evet onu koruyacak güce sahiptim. Ama Jisoo kendi sakin hayatında, işinde  mutluydu. Onu mutsuzluğa sürüklemek istemediğim için şimdiye kadar bir şey yapmamıştım.  Ama artık bitti. Jisoo'yu yanıma alacağım, ne olursa olsun yanıma alacağım. Belki ilk başlarda gitmek isteyecek, beni istemeyecekti yanında, korkacaktı hatta ama alışacaktı. Eminim, Jisoo da beni sevecekti.

Ben, yüzümde kimsenin görmediği gülümsemem ile yanağını okşamaya devam ederken Jisoo hafifçe kaşlarını çatıp hareketlenmeye başladı. Belli ki uyanıyordu.  İstemeye istemeye de olsa elimi çektim. Yavaşça gözlerini araladı ve etrafta bakışlarını gezdirdi. Gözleri beni bulunca da bir süre bayılmış olmanın sersemliği ile baktı, ardından yavaşça doğruldu yattığı yerden. Hemen kolundan tutup yardımcı oldum.

"Kendini nasıl hissediyorsun Jisoo? İyi misin? Ağrın var mı? " Kısa bir süre bana şaşkınlıkla baksa da kendini toparladı. Endişeli halim ona şaşırtıcı gelmişti belki de.

"Hayır, iyiyim.  Teşekkür ederim. Beni siz mi getirdiniz buraya? " Gözleriyle etrafı süzerken birazda korkuyordu, görebiliyordum. Elimi kaldırıp yanağına koydum ve gülümsedim.

"Sen bayılınca bende seni evime getirdim. Doktor zayıf bir bünyen olduğunu söyledi. Ama endişelenme, ben sana artık çok iyi bakacağım güzelim. "

•°•°•°•°•













Leader / Jinkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin