LU_1 ~~~ prelude ~~~

Start from the beginning
                                        

Odalarımızda banyo da var. Soyunmaya başladı, sanırım yıkanacaktı. Zaten güzel 1,90 boylarında biriydi ama bokseriyle kalınca enfes ötesi bir vücudu olduğunu görmüş ve hayran kalmıştım. Basketçilerin vücutlarına benziyordu, hiç kıl yok ve zayıf. Belirgin kasları da yok, uzun kıvırcık sarı saçlı. 

Yani tam benim beğendiğim bir tip. Gözümü alamıyordum. Durumu farkettim ve hemen yere bakmaya başladım. Ben böyle yapınca o da uyandı tabii, ne o lan vücuduma mı bakıyorsun, dedi. Ben utançtan dersime döndüm.

 Ben utançtan dersime döndüm

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

İlk bir ay geçmişti bile. Celâl'e resmen aşık olmuştum. O da bana küçük kardeşi gibi davranıyor ve benden durmadan bir şeyler istiyor, ben ne derse yapıyordum. Akşam otururken canı bir şey çekse bana söylüyor ben de gidip alıyordum meselâ. Bunun gibi şeyler işte.

Bu durumdan o da memnundu tabii. O nedenle iyi geçiniyorduk. Bana artık daha iyi davranıyordu. O da benim gibi filmleri çok seviyor ve anlıyordu. Filmlerle ilgili sohbetler ediyorduk süperdi benim için hayat.

Bayılıyordum onunla birlikte geçen zamana ve kendimi kaptırıp biraz fazla konuşunca, kızıyordu bana. Bir de, el şakası yaptığı zamanlarda çok bozuluyordum, canımı yakıyordu. Ama beş dakika sonra -acısı geçmese de- kızgınlığım geçiyordu.

Bir gün akşam odada ders çalışıyorduk, bir kitap lazım oldu Celâl'e ve ben de kütüphaneye gidip aldım getirdim. Verirken ilk defa teşekkür etti bana, çok sevinmiştim ağzım kulaklarımdaydı ki, ulan hıyar ne desem yapıyorsun, hayırdır, dedi. Allah kahretsin ne diyeceğimi şaşırmıştım, ve çok bozulmuştum.

Ben de ne olucaksa olsun deyip, sana aşığım da ondan, dedim. Birden ayağa kalktı ve yumrukla tokat arası iki tane vurdu bana, yere düştüm. Ben ibne miyim lan, bana aşıkmış, diye bağırmaya başladı. Sanırım giderek daha da çok sinirleniyordu, dayak yememek ve yan odalara rezil olmamak için, hemen kalkıp kaçtım.

Dudağım hafif patlamıştı ve burnum kanıyordu. Neyse ki buna alışkınım. Birazdan kurur ve durur kan, gider yıkarım her zaman olduğu gibi. Epey dolaştım kampüste ağlamaktan kendimi alamıyorum.

Hem rezil olmuş hem dayak yemiştim. Yan odadakiler filan duymamıştır inşallah diye dua ediyordum, birçok şey için aslında. Gururum yerin dibinin de dibindeydi.

Kütüphaneye gittim düşünüyordum ama, ne yapacağımı bulamıyordum. Saat gece 11'e geliyordu. Neyse ki kütüphane sabaha kadar açıktı. Ama tabii uyumana izin vermiyorlar. O nedenle odaya bir şekilde dönmek zorundayım.

≈≈≈

Celâl'e mesaj atmak geldi aklıma,

Can ► Celâl

çok özür dilerim yarın gidip ne yapıp edip odamı değiştirtirim söz lütfen bu gece dönmeme izin ver hiç konuşmam sadece uyurum sabah da çıkar giderim lütfen lütfen lütfen

Cevap vermiyor. Ama tabii hayır cevabı gelmesinden iyi en azından kızgınlığı geçmiş. Tam bir saat sonra cevap yazdı

Celâl ► Can

gelebilirsin

Mesajda yazanın hepsi bu. Korkarak odaya döndüm. Bilgisayarda film izliyordu. Hemen banyoya gidip üstümü değiştirdim ve eşofmanlarımı giydim.

Ben hep orda giyinip soyunurdum utandığım için, o iç çamaşırını bile odada değiştirirdi. Ben o zamanlarda meraktan çatlamakla beraber bakamazdım. İlk günkü gibi bir şok durumu olmasın diye.

Ona hiç bakmadan yatağa girdim. Vurduğu yer yanıyor. O kadar ağır vurmuş ki kafamın içi de ağrıyor. Ama bütün bunlara rağmen sanki damarıma uyuşturucu verilmiş gibi uyumuşum ve çok derin bir uyku.

Sabah kıcıma bir tekmeyle uyandım. Celâl, kalk hadi geç kalıyorsun, dedi. Beni düşünüp uyandırmasına mı sevinmeliyim, yoksa vurmasına mı üzülmeliydim bilemiyorum. Kalktım hemen ama sarhoş gibiydim o kadar derin uyumuştum ki.

Bir şey sorabilir miyim, dedim. Cevap vermedi ama bana bakıyor. Sanırım bu çabucak söyle demek. Odayı değiştirmem gerekiyor mu bir şey demedin de.

İstesen de değiştiremezsin, geçerli ve idarece kabul edilebilir bi neden söylemek gerek, ne diyeceğiz? dedi. Yani kalabilir miyim burda, dedim. Mecburen, dedi. Kızgın mısın bana hala, dedim, cevap vermedi ve gitti. Neyse buna da şükür.

≈≈≈

Akşam dersler bitince kütüphaneye gittim artık orda çalışıcağım. Benden bu kadar nefret ettiğine ve odayı da değiştiremediğime göre fazla gözüne gözükmemem daha iyi olur diye düşündüm.

Gece 9 gibi mesaj geldi. Nerdesin, diye soruyor. Kütüphanedeyim, diye cevap yazdım. Niye, dedi. Seni rahatsız etmemek için, dedim. Gel, dedi. Hemen gittim, tabi şaşkındım. Odaya girdiğimde film izliyordu.

Ben ayakta bekliyordum ne diyecek acaba diye. Canım kola istedi, dedi. Yani, git al diyordu. Uçtum hemen çok mutluydum bana kızgınlığı geçmiş anlaşılan. Döndüğümde, gel beraber izleyelim, dedi, hemen sandalyemi çektim yanına. Bu eskiye dönmemiz demek. Harika mutluydum.

Film bittiğinde bana döndü ve, güzel ve hoş birisin neden ibne oldun, dedi. Haydaa baştan başlıyoruz. Ne cevap vereceğim. Aslında aklımdan, sen de çok güzel ve aşırı derecede hoşsun ama neden bu kadar salaksın, demek geçiyordu.

Söylesem herhalde ağzımı burnumu dağıtırdı. Düşündüm ve, benim elimde değildi, diyebildim bir tek. Yani ibne olduğunu kabul ediyorsun, dedi. Sen de odun olduğunu kabul etsen keşke, demedim tabii. Evet, dedim.

İnternetten porno açtı. Seyrederken bana eliyle aşağıyı işaret etti, geç o zaman em, dedi. Rüyalarımda gördüğüm şey bu ama öyle bir şekilde söylüyor ki yerin dibine sokuyor insanı. Ama tabii bunu ona belli etmedim, masanın altına girdim ve aletini çıkardım.

Nefes nefeseydim heyecandan. İşin garibi o da heyecanlıydı. Bokserini sıyırdığımda daha kalkmamış ama enfes aleti karşımdaydı. Elime aldığımda şişmeye başladı. Yıllardır yapmayı istediğim bir şeyi hem de aşık olduğum birine yapıcam.

Ağzıma aldım acayip sesler çıkarıyordu Celâl. Sanırım - şaşırtıcı ama - ikimizin de ilkiydi. Onun o kadar alaycılıkları filan belki de bu güne kadar kimseyle ilişki yaşamamasındandır diye düşündüm. Biraz sonra kemik gibi olmuştu. Dibine kadar aldığımda ohhh diyordu farkında olmadan sanki...


≈≈≈






Liseden ÜniversiteyeWhere stories live. Discover now