Her Gece Çatı Katında

764 99 121
                                    

"Her gece yarısı, bizim evin çatı katında"

"Anlaştık"

"Söz ver"

"Söz veriyorum. Sen de ver"

"Söz"

Dört yaşındaydım o zamanlar. Hiç düşünmeden kabul etmiştim onunla buluşmayı. Çünkü onu severdim, bana sahip çıkardı. Min Yoongi, tanıdığım en iyi kalpli hyungtu.

Buluşurduk, konuşurduk saatlerce. Hiç sıkılmazdık. Ailelerimiz uyur uyumaz bir araya gelmek için dakika sayardık.

"Dün gelmedin"

"B-ben gelemedim hyung"

"Seni bekledim"

"Uy-uyuyakalmışım, ç-çok özür di-dilerim"

Yedi yaşındaydım. Okula başladığım için uyanık kalmakta zorluk çekiyordum. Ve o gece ilk kez gidememiştim. Min Yoongi ise benim yüzümden hayal kırıklığına uğrayarak sabaha kadar beklemesine rağmen, ertesi gün karşısında ağlayarak özür dileyen beni dizine yatırıp uyumamı söylemişti. Evet hatalı benim. Kesinlikle hatalı bendim! Ancak dizine uzanmış, huzurla uykuya dalarken benden o özür dilemişti. Gece buluşmalarımızın beni yorduğunu ve bundan kendini sorumlu tuttuğunu anlatmıştı. Hayır hyung, hatalı bendim. Çünkü geçen gece seni düşünmekten uyuyamamış, uykusuz kalmıştım.

"Son zamanlarda neden mutlu gözükmüyorsun? Sorun ne?"

"Annem ve babam, ayrılacaklarmış. Üstelik kimde kalacağıma da mahkeme karar verecekmiş. Buradan gidemem hyung, senin olmadığın bir şehirde yaşayamam ben"

"B-ben, şaşırdım Jungkook. Bay ve Bayan Jeon iyi anlaşırlardı..."

"Hep böyle mi olmak zorunda hyung? Büyüdükçe daha fazla mı darbe alacağım?"

"Maalesef..."

"Peki ya dayanamayacağım bir noktaya gelirsem?

"Geleceksin Jungkook. Berbat şeyler yaşayıp kaldıramadığın için hıçkırarak ağlayacaksın. O şirin burnun kıpkırmızı olacak, dolan gözlerin yüzünden çevreni bulanık göreceksin ve bedenin buz tutacak. Aynaya bakmak istemeyeceksin. Kendini o şekilde görmek istemeyecek ve o şeyin neden senin başına geldiğini sorgulayıp düşüneceksin. Çok kötü şeyler yaşayacaksın ama her şeye rağmen, şu andan itibaren kaçışın olmadığını kabullenirsen hazırlıksız yakalanmamış olursun. Böylece yaşamak zorunda olduğun ağır şeyler kapına dayandığında kapıyı açıp ona orta parmak çekebilirsin. Karşına ne çıkarsa çıksın, neyi yaşamak zorunda olursan ol  karşısına çıkıp dimdik dur Jungkook. Çünkü kaçış yok. O günler gelecek ve sen kötü şeyler yaşayacaksın. Ama unutma ki dayanamayacağını dile getirsen de dayanacaksın. Çünkü dayanmak zorundasın"

"Sen bunları nereden biliyorsun hyung?"

"Bunları herkes yaşar Jungkook. Bazılarımızın başına daha erken gelir sadece. Ben de onlardan biriyim, yine de tedbiri elden bırakmamak lazım"

"Yakalandın değil mi? O kapıyı açarken hazırlıksız yakalandın? Çünkü sadece yaşayan biri bu kadar bilgili olabilir?"

"Hey! Sandığımdan daha zeki olmak zorunda mısın sen? Küçükken böyle değildin Jungkook. Yaptığım her şakaya kanar, ne söylesem inanırdın. Cidden çok çabuk büyüyorsun..."

"Aramızda sadece dört yaş var ama sen babam gibi konuşuyorsun ㅋㅋㅋ"

"Bak kabullenmen gereken bir şey daha varmış. Büyükler nasihat verir"

"Hyung! ㅋㅋㅋ"

"Neyse, kalk hadi. Bugün böyle bitmemeli. Gidip Bayan Maggie'nin yaptığı kurabiyeleri aşıralım"

Bayan Maggie, bizi pek sevmezdi. Her gün çeşitli kurabiyeler yapardı ve biz de pencereden girer, hepsini alır, kaçardık. O gün de şansımıza damla çikolatalı kurabiyelerinden yapmıştı.

On iki yaşındayken annem ve babam ayrıldı. Neyse ki bu sitede kalabilmiştim. Çünkü ben, Min Yoongi olmadan gerçekten yapamazdım...

"Kim!?"

"H-hiç kimse"

"Bana yalan söyleme! Ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın. Bana asla yalan söyleme!"

"Ç-çileğe alerjim olduğunu biliyorsun hyu-"

"Sadece bir yalan daha söyleyecek olursan, bundan sonra senin yüzüne bile bakmam Jeon Jungkook"

"S-Sang Yoon"

"Zorla mı, isteyerek mi?"

Kahretsin, o gün hayatımın en boktan günüydü...

"CEVAP VER!"

"Z-zorla"

Ertesi gün çocuğun yüzü tanınmayacak hâle gelmişti. Min Yoongi sinirlenince gerçekten sınır tanımıyordu. On yedi yaşlarındaydım ve lise, bazı zorbalar yüzünden hiç de güzel geçmemişti. Neyse ki bana dokunan çocuk bir daha karşıma çıkmadı. İleri gitmese de boynumdaki izler Yoongi'nin canını sıkıyordu, bunu biliyordum. Ben de hasta olduğumu söyleyerek izler geçene kadar çatı katına hiç gitmedim.

"Iyi ki doğdun Kookie~ Söyle bakalım. Bu yıl ne isteyeceksin benden?"

"Senin gittiğin Seul Üniversitesini tutturdum hyung. Bundan daha güzel bir hediye mi var?"

"O sayılmaz Jungkook. Reşit oldun bak-... Harbiden ne çabuk büyüdün sen ya?"

"Hyung! Dede moduna girme! ㅋㅋㅋㅋ"

"Tamam, tamam. Söyle hadi"

"Ben gerçekten bir şey istemi-"

"İste Jungkook"

Kendi kaşınmıştı.

"B-bana ilk ö-pücüğümü verebilir m-misin?"

Kızar ve yine o nasihatlarından verir sanıyordum. Yemin ederim nefesim kesilene kadar öpeceğini bilseydim daha önce isterdim.

"Benimle yaşamanı istiyorum"

Min ailesi Daegu'ya taşınacaktı. Yoongi ise ailesini ikna ettirmiş, üniveriste için aynı evde yaşamaya devam edecekti. Hiç kaçırır mıyım bu fırsatı?

"Annem izin vermiyor..."

Kaçırdım.

Evet, size anlatmak istediğim hayat hikayem bu kadar. Ben Jeon Jungkook, Min Yoongi'yi tanıyarak dünyanın en şanslı adamı olmuştum.

Peki, daha sonra ne mi oldu?

Bizim çatı katı buluşmalarımızın yerini bi süre yatak odası aldı. Tabi annemin bundan haberi yok. Eh, daha sonra oldu tabi. Her şeyi anlattık ona Yoongi bana evlenme teklifi edince. Neyse ki beklediğimiz gibi kargaşa, tartışma çıkmadı. Sadece bayıldığı için onu hastaneye götürmek durumunda kaldık. Doktorlar ertesi gün taburcu ettiler. Daha sonra annem kabullenince hep beraber Daegu'ya, Min ailesinin yanına gittik. Annem bir büyük olarak her şeyi tek tek anlatınca ne mi oldu? Hop, Daegu Devlet Hastanesi...

Annesi şoktan bayılmış ama babasına az daha inme iniyormuş. Bu nedenle bir haftaya yakın hastanede kaldık.

Kısaca bizim söz hastanede kesildi. Gösteriş yapmayı sevmem fakat yüzük de yakıyor yani. Kısa süre içinde evlenip küçüklüğümüzün geçtiği evde yaşamaya başladık.

Çatı katı mı? Orayı bebek odası yaptık. Yoongi bu sıralar evlat edinmek için beni ikna etmeye çalışıyor da...

...~♡~...

Neden böyle bir bölüm yazdım, bilinçaltımda neler var hiçbir fikrim yok djkdckdmskkx

Atıştırmalık Oneshotlar |YoonKook ✓Where stories live. Discover now