👑KRALLIK|4

1.2K 137 137
                                    

"Burda ne arıyorsun ölümlü?"

Gözlerimi kocaman açmış aklıma ilk gelen yalanı söyleyivermiştim

"Susadım, mutfağı arıyorum"

"Gel ben sana mutfağı göstereyim"

"Peki..."

Mecburi olarak onu takip etmiştim. Soğuk parmaklarıyla ince bileğimi kavramış çekiştirmeye başlamıştı. Kaşlarımı çattım, ne yapmaya çalışıyordu?

"Bileğimi acıtıyorsun"

Aniden daha karanlık bir yere itildim. Burası mutfak değildi ve ben hiçbir şeyi göremiyordum

"Y-yoongi? Nerdesin?"

"Yalanını anlayamayacağımı mı sanıyordun? Burdan kaçamazsın"

Kırmızı gözleri karşımda görünce titredim. Korkutucu görünüyordu. Yutkunamadım. Beni tekrar ittirdi ve bu kez sırtım bir duvara çarptı

"Ah sırtım"

"Bana cevap ver amacın ne!?"

"N-neyden bahsediyorsun bir amacım yok"

"Burada aniden beliriyorsun. Birkaç dünyalı cümleleri sıralayıp bana kralım diyorsun. Açıkla!"

"B-bak, webtoonda okuduğuma göre gözlerin nadiren kırmızı oluyor. B-ben korkuyorum. Çünkü sadece çok öfkelendiğinde ve birini öldüreceğinde kırmızı oluyor"

Gözlerini kapattı. Tir tir titriyordum. Onu seviyordum, hakkında her şeyi biliyordum ama onu tanımıyordum. Neye nasıl tepki verir benim canımı da yakar mı bilemiyordum. Gözlerini açtığında kırmızılığın tonu kahvelere büründü. Büyü yapmıştı gerçek kendini gizlemek için. Fakat efsaneye göre bu büyü uzun sürmeyecekti

"Şimdi cevap ver"

"Ben buraya nasıl geldim cidden bilmiyorum. Babana da anlattım. Web- kitap okuyorum. Okuduğum bu kitap da bir efsaneden uyarlama. Hepinizi anlatıyor ama bazı yazılanlar farkettim ki gerçeğinden çok farklı. Sana Kralım dedim çünkü aylarca sizi okuyup araştırdım. İçlerinden en çok da s-seni seviyorum"

"Pekâlâ, hakkımda ne biliyorsun? Ne kadar tanıyorsun beni?"

"Öfkeni gizlemek için yaptığın büyünün bozulup gözlerinin şimdi turuncu rengini alacağını bilecek kadar tanıyorum seni. Söylediklerimi anlamaya çalışıyorsun. Ve biraz daha konuşmaya devam edersem s-sanırım tekrar kırmızı olacak"

"Devam et."

"Çok öfkelisin, özellikle de babana. Ama bu öfkeni sahte bir sırıtış ile saklıyorsun. Babanı sinirlendirmek için ufak çaplı sorunlar yaratıyorsun. Ama sana hak veriyorum. Büyük olan sensin ve senin tahta geçmen gerekiyor. Lâkin taht için Hoseok düşünülüyor. Çünkü senin doğuştan gelen sinsi ve fesatlığın, kötülüğün sembolü olduğun düşünülüyor. Siyah rengi seni temsil ediyor ama içindeki renkleri görebiliyorum ben Yoongi. Sen bunları hak etmiyorsun. Sana doğuştan böyle bir damga verip sevgiden mahrum etmeleri saçmalık"

"Yeter."

"Tahta sen geçmelisin. Hoseok iyiliği temsil edebilir ama o senin kadar bilgili değil. O ciddi kararlar alamaz. Sana sadece annenin sevgi vermesi ve sadece onu sevmen çok normal. Gözlerinin renklerini görmüyorlar  mı da senin üstüne geliyorlar anlam vere-"

"Görmüyorlar!"

"N-nasıl?"

Gözleri gri rengini almıştı, korkuyordu?? Ama neden korksun ki

"Sen. Çok fazla şey biliyorsun. Öldürmem gerekir fakat babam farkeder, gözü üstünde bunu henüz yapamam"

Ne öldürmesinden bahsediyordu? Onu seviyordum ve bana böyle mi karşılık veriyordu. Ah Jungkook... cidden şimdi bunları düşünemezsin, o korkuyor. Ne yapacağımı bilemeyip birden sarıldım. Sarıldığım için öldürmezdi umarım

"N-ne yapıyorsun?"

"Sarılıyorum. Korkma ve sakin ol. Bak ben seni seviyorum, gerçekten seviyorum. Senin hakkında bildiklerimi asla kimseye demem. Aksine sana yardım etmek istiyorum, sen benim kralımsın Yoongi~"

"Bu da neydi?"

Geri çekilip kızaran yanaklarımı gizlemek için başımı eğdim

"Şey.. bizim orada aegyo deniyor. B-boşver"

"Bu kadar gözden kaybolmamız dikkatlerini çekecektir. Şimdilik gideceğim ama bu soruma cevap ver, gözlerimin aldığı rengi nasıl görebiliyorsun? Büyücü müsün? Özel bir gücün mü var?"

"Huh? Hayır, ben bir insanım. Yani.. sizin gibi özelliklerim yok. Herkes görüyor sanıyordum ben. Benden başka biri görebiliyor mu?"

"Sadece annem"

Gülümsedim

"Bu özel hissettirdi. Yaşasın! Benden başkası göremiyor ㅋㅋ"

"Bu imkansız ve sinir bozucu...
Şimdi gidiyorum fakat yine geleceğim"

"Seni bekliyor olacağım Lordum~"

Karanlık yerini ışığa bırakınca gözden kayboldu. Bilmediğim bir yerdeydim, bilmediğim insan üstü varlıklarla beraberdim. Ben bir efsanenin içindeydim. Paralel evren gibi bir şey miydi bu, ışınlanma mı yoksa başka bir şey mi bilmiyordum. Tek bildiğim hayranı olduğum adamın yanıbaşımda olması ve benim bundan şikayetçi olmamam

"Ah sizi arıyordum efendim. Beni korkuttunuz. Hadi sizi odanıza götüreyim dinlenin"

Aish şu hemşire...

(Bölümler kadar hikaye de kısa olacaktır. Bu yüzden onashotlar kitabına yazıyorum. Sıkılıp terketmeyin yani dmskks)

Atıştırmalık Oneshotlar |YoonKook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin