15

862 82 2
                                    

Jessica: Hey, yine ben.

Jessica: Bu sefer durum acilden daha acil!

Jessica: Bana kelimelerini gönder, kızım.

Jessica: Çünkü ben hepsini kaybettim.

Yağmur yazıyor...

Yağmur çevrimiçi

Yağmur yazıyor...

Yağmur: Neler oluyor?

Jessica: Ben ve Jonathan karşılıklı oturacağız.

Yağmur yazıyor...

Yağmur çevrimiçi

Yağmur yazıyor...

Yağmur: Ne?

Yağmur: Bu nasıl mümkün oldu?

Jessica yazıyor...

Jessica çevrimiçi

Jessica yazıyor...

Jessica: William sayesinde...

Jessica: Durum oldukça karışık gözüküyor biliyorum, ama aslında çok basit.

Jessica: Sadece fazla heyecandan kendimi bir tuvalete attım.

Jessica: Bana cesaret ver, lütfen!

Yağmur yazıyor...

Yağmur çevrimiçi

Yağmur yazıyor...

Yağmur: Git ve ona gerçekte kim olduğunu göster, bebeğim.

Yağmur: Ona gerçek Jessica'yı göster.
Görüldü.

--------

Akmaya devam eden suyla ellerimi buluşturdum. Soğuk su tenimde dans ederken derin bir nefes aldım ve gözlerimi lekelenmiş aynaya diktim.

"Ona gerçek Jessica'yı göster."

Gerçek Jessica, kimdi? Gerçek Jessica aynada baktığım o gözlere sahip değil miydi? Gerçek Jessica, aşık olduğu o genç kalpleri avcuna hapseden ve onlara acımayan kız değil miydi? Yoksa, sadece Jonathan'ın kalbini mi istiyordu?

"Ona gerçek Jessica'yı göster."

Kalbim, hızlanmaya başladı. Sesi, boş duvarlara çarpıp kulaklarıma doluyordu.

"Ona gerçek Jessica'yı göster."

Gözlerini dikmiş bana bakan kızı tanımıyordum. Benim için karşı komşum kadar yabancı olan bu kız, benim görüntüme sahipti. Saçlarını benim gibi dalgalandırmıştı. Burun ve dudakları bana benziyordu. Kirpikleri, kaşları, makyajı... O kişi benim ikizimdi. Lakin bizi birbirimizden ayıran tek şey, bakışlarımızdı.

Hangimiz, gerçek Jessica'ydık?

Hangimiz, bu gerçeklikte varolandık?

Tuvaletin kapısı aniden açılıp içeriye ufak bir kız grubu girdiğinde, bakışlarımı o kızdan ayırdım. Adımlarımı hızlıca küçük kafenin artık boş olmayan tuvaletinden kurtulmak için attım.

"Senin için sipariş verdik ama, sorun olmaz değil mi?"

Jonathan'ın karşısına oturduğumda beni terkeden cesaretimin tekrar bana geldiğini hissettim. Bakışları kısa süreliğine gözlerime dokundu ve sonra onları elinde tuttuğu fincanına geri çevirdi. William ise gözlerini gözlerimden çekmeden önümde tüten sıcak çikolatayı işaret etti.

 William ise gözlerini gözlerimden çekmeden önümde tüten sıcak çikolatayı işaret etti

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

"Zevklerin hâlâ bıraktığım gibiyse, buna itiraz edemeyeceksin," dedi gülerek. Zoraki bir tebessüm kondurdum dudaklarıma. Jonathan ise konuşmamıza alaycı bir kıkırdamayla katıldı.

"Anlat bakalım. Çizim yaparken neden bu kadar korkak davranıyorsun?"

Ah, bunun peşini hiç bırakmayacağını biliyordum. Zihnimde bir yalan oluşturmalıydım. Fakat, buna artık zamanım yoktu. Jonathan beni şaşırtan kelimelerini masaya dökmüştü.

"Çizim yapmayı bilmediği için olabilir mi?"

Mavi gözlerini gözlerime dikti. O gözlerinde harladığı ateş beni yakıyordu. Ruhumu yakıyordu. Kalbimi yakıyordu. Belki de ben çoktan yanıp, küle dönmüştüm ve o küllerimi ayaklarının altında ezmişti.

Bana, meydan okuyordu. Bana, savaş açıyordu. Buna cevapsız kalamazdım. Onun gözlerinde yanan ateş, benim damarlarımda oluşuyordu. O ateşi, ben yaratıyordum.

"En az senin kadar çizebiliyorum, Jonathan."

William, yanında oturan arkadaşına bir bakış attı.

"Onun çizim yapamadığını da nereden çıkarttın?"

Gözlerini gözlerimden çekmemeye devam etti. Anlamsız bakışları bir an hüzünle parladı. Lakin, bu benim derin hayal gücümdü. Onun gözleri bana bakarken asla hüzünle parlamayacaktı.

"Yoksa, zevklerini çok iyi bildiğin kızın çizim yapamadığını bilmiyor muydun?"

Jonathan Heart, kalbimdeki zehrin dozunu biraz daha arttırdı ve kafeden ucuz bir bahaneyle ayrıldı. Bana panzehiri vermeden...

--------

Jonathan Heart: Çok kötü bir yalancısın, Jessica. (23.00)

Jonathan Heart: Ve çok utanmazsın.

Jonathan Heart: O hayal ürünü cümlelerin dudaklarının arasından kolayca kopabiliyorlar.

Jonathan Heart: Bunlara o kadar inanıyorsun ki,

Jonathan Heart: Diğer herkesi yalanlarınla uyutman o kadar zor değil senin için.

Jonathan Heart: Amacın ne, kalp kıran?

Jonathan Heart: Söylediğin ninnilere karşı, kulağımı tıkadım kızım.

Jonathan Heart: Beni uyutamazsın.

Jonathan Heart: Ama arkadaşımı çok rahat uyutabilmişsin.

Jonathan Heart: Ondan uzak dur, Jessica.

Jonathan Heart: Onu uyutmaya çalışma.

Jonathan Heart: Yalanlarını artık bana bulaştırma.

YN/ O yalanlara muhtaçsın, Jonathan.

Heartbreaker |TextingDonde viven las historias. Descúbrelo ahora