"Belki de bu dünya da insan kılığında olan tek şeytan sizler değilsiniz? Belki de ben de bir şeytanım? Belki de sizden daha kötü! Daha acımasız bir şeytanım?!"

   Akari duraksayıp içinde tuttuğu alaylı gülüşünü bir kez daha sergiledi.

   "B-bu sefer, seni ben de kurtaramam Akari. Bu işten vazgeç, yoksa canından olacaksın..."

   Akari arkadan doğru oğlanın yüzüne biraz daha eğildi. Sıcak ve titrek nefesi, oğlanın yanağına çarpıyordu.

   "Biliyor musun Louis, umrumda değil. Ve biliyor musun Louis, bu kapının önünde fazla kalabalık ettin!"

   Akari önünde duran oğlanı bütün gücüyle sola savurduktan sonra henüz kilitlenmemiş kapıyı hızla açıp içeri girdi. İçeri girdiğinde kaptanın çoktan Shoto'nun bir pulunu kaldırmış olduğunu gördü. Bıçağı tam yanlamasına vuracakken Akari, adamın elinde ki bıçağa sağlam bir tekme savurdu. Bıçak biraz havada savrulup yere düştüğünde Akari'nin kulaklarını acılı bir inilti doldurmuştu. Bıçak, Shoto'nun yaralı kuyruğuna saplanmıştı.

   "Lanet olsun!" diye tısladı genç kız, kaptanın omuzlarının üstüne atlamadan önce. Kaptanın boyu epey uzundu, Akari; ayağa kalkınca yetişemeyeceğini bildiği için direkt olarak omuzlarına çıkmıştı. Alnından tutup geriye, karnına doğru yasladı ve bıçağın keskin ucunu kaptanın soluk borusuna dayadı.

   "Yavaşça ayağa kalk yüce kaptan (!)"

   "S-sen.. nasıl?" Bu olanların hepsi göz açıp kapayıncaya kadar olmuştu. Akari'nin kapıdan içeri girmesinin üzerinden yaklaşık beş saniye geçmişti. Kaptan ne olduğunu anlayamadan birden omuzunda bir ağırlık hissetti, ardından boğazının ortasına sivri bir nesne yardımıyla yapılan acı dolu baskıyı hissetti, kaptan öylece donup kaldı. Akari, sivri ucunu boğazına dayadığı bıçağını biraz daha bastırdı. Cılız bir kan çizgi şeklinde bıçağın ucunun değdiği yerden hafifçe boynundan aşağı kaydı. Kanın verdiği sıcaklık adeta bir tehtitti. Akari kaskatı kesilmiş adamın kulağına eğilip fısıldadı.

   "O koca poponu yavaşça yerden kaldır. Ha unutmadan, eğer benim istemediğim bir harekette bulunursan, o çok sevdiğin canını alırım!"

   "T-tamam!"

   Adam korku içerisinde yavaşça ayağa kalktı. Omuzunda oturan kızı sarsmamaya dikkat ederek kapıya yöneldi.

   "Şimdi odadan dışarı çıkacağız. Sen, ben ne dersem onaylayacaksın. Eğer onaylamazsan, olanları düşünecek o güzel başın ne yazık ki boynunun üzerinde olmaz!"

   Adam titrek elleriyle kapının kulbunu tutup indirdi. Kapı açıldığında omuzunda ki genç kız kapıdan geçebilmek adına başını eğdi. Odada sadece Shoto kalmıştı. Akari'nin içinde bu denli bir psikopatın yattığı gerçeği, onu şok etmişti. Gerektiğinde her kalıba giren bu kız için ne düşüneceğini şaşırmıştı. Şaşkınlığı yüzünden yaralı kuyruğunun ve üstüne üstlük yeni aldığı bıçak yarasının acısını bile unutmuştu. Sakladığı yemek bıçağını yere bırakıp kuyruğuna saplanmış olan bıçağa uzandı. Gözlerini kapatıp kısa nefesler verdi, bunu başarabilirdi! En azından bunu başarabilirdi! Nefesini tuttu ve kuyruğuna saplanmış olan bıçağı kazbasından kavradı. Dudağına dişlerini geçirip bıçağı kuyruğundan tek nefeste çekip aldı. Canı çok yanmış olsa da sessiz kalmalıydı. Akari'nin dikkatini dağıtacak her hangi bir şey, sonlarını getirirdi. Dişlediği dudağından akan sıcak kan çenesine doğru süzülürken tuttuğu nefesini verdi. Gözlerini açıp acıdan uyuşmuş kuyruğunu umursamadan keskin bıçağı gizleyebileceği bir yer aradı.

Deniz PrensiWhere stories live. Discover now