👑25👑

244 37 80
                                    

   Uzun süren sarılmanın ardından ayrılan ikili planı gözden geçirmeye başladı. Akari tepside bununan pek keskin olmayan ama gerektiğinde iş görebilecek olan yemek bıçağını Shoto'nun eline tutuşturdu.

   "Shoto, bunu saklamaya çalış! Eğer birisi sana bir şey yapmaya yeltenirse tüm gücünü kullanarak sapla! Pek keskin değil ama güç kullanırsan kolaylıkla saplanabilir. Şuan güç kullanmanın senin için ne denli zor olduğunu biliyorum ama yapmaya çalış lütfen. Fakat gerekmedikçe sakın bıçağın varlığını belli etme!"

   "Tamam..."

   Akari Shoto'dan onayı aldıktan sonra kendi ekipmanlarını rahatça çıkarabileceği bir yere saklamak için önüne koydu. Birisi hafıza küresi, diğeri de keskin bir bıçaktı. Onca zaman bu iki şeyi saklamak için çaba göstermişti. Eğer Louis olmasaydı büyük ihtimalle planı bu kadar iyi ilerlemezdi. Zaten, Louis olmasa şuan nefes alıyor olur muydu? Orası tam bir muammaydı!

   Akari, içinde rengarenk sisler dolaşan minik hafıza küresini Shoto'ya arkasını dönerek göğsünün arasına sıkıştırdı. Ne yaptığını farkeden Shoto hafifçe kıkırdadı fakat gülüşü Akari'nin duyamayacağı kadar sessizdi. Zira ölmek için çok genç sayılırdı, özellikle beş bin yıl yaşayabilen bir canlıya göre...

   Ardından yere bıraktığı bıçağı elbisesinin koluna sıkıştırdı. Hazır olduğunu hissettiğinde Shoto'nun yanına oturup tam olarak gözlerinin içine baktı.

   "Artık hazırız! Birazdan gelirler zaten!"

   "Sakın ölme.. değişik kız..." Shoto'nun çift renk gözleri bu sözü söylerken adeta titremişti. Akari hafifçe kızarıp gözlerini yere sabitledi.

   "Sende, sakın ölme.. aptal prens..."

   Kapının kilidi gürültülü bir şekilde açılmaya başlayınca Akari, Shoto'dan biraz uzaklaştı. Nemli gözlerine uyum sağlayacak acı dolu bir suratla gelenleri karşıladı.

   "Louis..." Louis genç kızın hüzün dolu suratını gördüğünde hemen yanına çöktü. Elini nazikçe Akari'nin yanağına koydu.

   "Ne oldu birtanem?" O sırada kaptan, sırtı duvara yaslanmış deniz oğlanının yanına çöktü ve elinde ki bıçağı Shoto'nun da görebileceği şekilde tuttu.

   "Louis götür beni buradan. Abimin katledilişini izlemek istemiyorum..."

   "Baba, biraz bekle lütfen. Akari'yi buradan çıkarınca başlarsın." Kaptan sıkıntılı bir nefes verip bıçağı kendine çekti ve beklemeye başladı.

   "Çabuk olun!" Hırıltılı, çirkin ses Akari'nin kulaklarına dolduğunda, adamın yüzüne tükürmek istedi.

   "Hadi birtanem." Louis Akari'nin koluna girip nazikçe yerden kalkmasına yardım etti. Kapıya yöneldi ve açık olan kapıdan dışarı çıktılar. Louis kapıyı kapatıp kilide uzandı, Akari elbisesinin kolunda sakladığı bıçağını çıkartıp Louis'in boğazına dayadı. Artık her şey başlamıştı, bu bir kumardı, hayatları üzerine oynadıkları ağır bir kumar...

   "Sakın bağırma! Şimdi ellerini o kilidin üzerinden yavaşça çek!" Akari adeta oğlanın kulağına fısıltıyla bağırıyordu. Louis ne yapacağını şaşırmıştı, hareketsiz kaldı. Akari içeride ki iğrenç adamın tekrar Shoto'nun canını yakmasından korktuğu için Louis'i boşta kalan eliyle sertçe sarstı.

   "Şakam yok Louis! Çabuk şu kapının önünden çekil!"

   "A-ama, beni seviyordun..."

   Akari alayla kıkırdadı. Ardından ağzı kulaklarına varırken onun önünde, keskin bıçağının hemen ardında korkuyla titreyen oğlana şeytani bir bakış attı.

Deniz PrensiWhere stories live. Discover now