👑18👑

270 42 173
                                    

   "Akari! Katsuki! Hadi uyanın!" Mai çukurdan ikiliyi uyandırmak için neşeyle sesleniyordu. Her seferin de Akari'de Katsuki'de biraz kıpırdanıyor, sonra geri uyuyorlardı. Mai on dakikadır onları uyandırmaya çalışıyordu ve neredeyse sabrı tükenmişti.

   "Akari! Katsuki! Kalkın Allah'ın belaları!" Mai yine istediği sonucu alamayınca zeminde ki ufak taşlardan bir kaç tanesini kendisine yaklaştırdı ve taşları teker teker uyumakta olan ikiliye atmaya başladı. İsabet ettiremedikçe hırs yapıyor, hırs yaptıkça daha sert atıyordu. Genç kız sırtına çarpan cisimle yavaşça gözlerini araladı. Daha sonra biraz ilerisinde uyuyan Katsuki'ye doğru bir taşın uçtuğunu görünce gözlerini kocaman açtı ve Katsuki'nin yanına koşup onu sarsmaya başladı.

   "Katsu! Katsu kalk lan meteor yağmuru var kalk!"

   "Ne var patlıcan.. beni rahat bırak..." Katsuki kızı yanından ittirmiş ve tekrar uykuya dalmıştı. Tam o sırada Akari'nin yanından geçen taş Katsuki'nin kafasına çarpınca Katsuki yatağından sıçradı. Şaşkın surat ifadesini taşların geldiği yöne çevirdi ve uyku sersemliği sayesinde bir kaç saniye o ifade de kaldı. Akari, Katsuki'den daha önce uyandığı için sarışının kusursuz aptal ifadesini keyifle seyre dalmış, sonra da kahkahayı patlatmıştı. Mai'de Akari'yle ritim tutarcasına kahkahasını serbest bırakınca Katsuki öfkeli bakışlarını iki genç kıza yöneltmişti.

   "Ne gülüyorsunuz lan! Ulan çilek! O taşı sen attın değil mi? Hazırla kendini! Boktan saçlıdan yardım alıp bir gün taşlar eşliğinde seni uyandırmaya geleceğim!"

   Mai hafifçe kıkırdadı ve mor gözlerini kırmızı gözlere kenetledi.

   "Ei bana ihanet etmez. Etse bile taşlar su da o kadar hızlı gitmez. Anca taşı elinle kafama vurmalısın, bunu da yapamayacağına göre bu intikam olayını unutsan iyi edersin."

   "Seni..." Katsuki dişlerinin arasında deniz kızına tıslayınca Mai tekrar kıkırdadı.

   "Hadi hazırlanın, birazdan sizi derinlerde ki en güzel hediyelik eşya dükkanlarına götüreceğim!"

   "Ei..."

   Mai, sarışın oğlanın fısıltıyla çıkan sesini duyup kafasını ona çevirdi. 'Ei' deyip susmuştu. Mai kafası karışmış bir vaziyette Katsuki'ye bakarken, sarışının hafifçe kızarıp arkasını döndüğünü görünce az çok neler olduğunu anlamıştı. İstemsizce yüzünü büyük bir sırıtış kapladığında, aptal arkadaşı Ei'nin henüz hissedemediği hislerinin karşılıklı olma ihtimalinin büyük olduğunu anlamıştı genç kız. Ortamı daha fazla germemek için fısıltıyı duymazdan gelip normal davranmaya devam etti...

☆•☆•☆•☆

   "Evet, burası deniz ülkesinin en büyük hediyelik eşya dükkanı!"

   Mai, Akari ve Katsuki üçlüsü, büyük ve parıltılı mağazanın önünde durmuş, mağazaya girmeye hazırlanıyorlardı. Mai Akari'ye baktığında saf bir heyecanın adeta  yüzünde parladığına şahit oldu, fakat kafasını çevirip Katsuki'ye baktığında, kan kırmızısı gözlerine burukluk hakimdi. Suratı sürekli asık olduğundan, asık suratı değil, üzgün kedi gibi olan bakışları onu ele vermişti. Mai genç oğlanı daha fazla üzgün görmeye dayanamayıp boğazını temizledi ve dudaklarını araladı.

   "Eijirou'da bizi dükkanın içinde bekliyor zaten..." 
  
   Deniz kızı bu cümleyi sarışına bakarak söylemişti. Sarışın oğlanın kırmızı gözlerinin bu cümleyle birlikte adeta parıldadığına şahit oldu. Hafifçe gülümsedi ve dükkana doğru yüzüp kapıyı itti. İçeri giren Mai'nin arkasından yüzüp mağazaya giren ikili, mağazanın parıltılı süsleri yüzünden gözlerinin kamaştığını hissetti.

Deniz PrensiWhere stories live. Discover now