25🐠

152 10 1
                                    


Neredeyse boş olan salonda telefonumun sesi bir kez daha yankılandı. Kanepe de yarı baygın yatan kızdan gözlerimi ayırmadan yanıtladım bu sefer çağrıyı. 

"Neden aramalarıma cevap vermiyorsun Berkin ? Duyduklarım doğru mu ? Doğa..." devamını getiremedi Ferit. Birden bire hayatımıza girmiş ve kırk yıllık arkadaşımız gibi hiç yerini yadırgamadan yanımızda olmuştu.

"Doğru" diyebildim sadece. Sabaha kadar gözümü kırpmadan onun başında beklemiştim. Alp pisliği yüzünden hastaneye dahi gidememiştik. Yasa dışı yollardan maç yaptıkları için ikisinin de başı derde girermiş !

"Konum at hemen geliyorum." 

Telefonu kapatıp konum atarken gözlerimi bir kez daha kısa saçlı kıza çevirdim. Yüzü neredeyse tanınmayacak hale gelmişti. Dışarıdan görünen buydu. Ama uyandığında ne gibi hasarlarla karşılaşacağımızı bilmiyorduk. 

Oturduğum yerden öfkeyle kalkıp odanın için de tur atmaya başladım. Alp pisliği yüzünden elim kolum da bağlanmıştı. Gecenin bir yarısı bizi Doğa'nın evine bırakmış ve sıkı sıkı hastaneye gitmemiz konusunda uyarmıştı. Eğer gidersek polis işin içine karışır ve sonu karakolda biterdi.

Dün maç başladığında her şey normal bir şekilde ilerlemiş ve video da izlediğim o güçlü Doğa'yı çıplak gözlerle görmüştüm. Fakat sonra Doğa sanki sarhoş gibi hareket edemez olmuş ve rakibine karşı bile gelememişti. Sonradan öğrendik ki içeceğine ilaç katılmış ve bütün bedenini uyuşturmuştu.  Ardından ise bedeninde büyük hasarlar ve kaybedilen büyük bir maç kalmıştı geriye. 

Gözlerim yemek masasının üzerinde duran sigara paketine kaydı. Günlük yaşamımda asla sigara içmez ,sigara içilen yerlerde bile durmazdım. Bu hem mizacımla alakalıydı hem de askeri personel olan babamla alakalı bir durumdu. Ne kadar anlayışlı bir baba olsa da katı kuralları vardı. Ve ben hiç bir zaman o kuralları çiğnememiştim. 

Bu güne dek...

Masada ki sigara paketine uzanıp bir dal aldım ve hemen yanında duran çakmakla sigaranın ucunu ateşledim. 

Dudaklarıma götürdüğüm sigara ile yüzümü buruştururken Doğa'nın yara bere içinde ki yüzüne baktım bir kez daha. Serdar'ın bir kalbi olduğuna dahi inanmıyordum. 

Nasıl bir kızın bu hale gelmesine sebep olabilirdi ? Nasıl bu kadar gözü dönebilirdi ?

Evin küçük balkonuna çıktığım da üzerimde ki ince kazağa rağmen havanın soğuğu bedenime işlemiyordu sanki. Çünkü büyük bir öfke birikimi vardı içimde. 

Diğer olay gibi bunu da babama anlatıp yardım alamazdım. Yasa dışı yollarla maç yapan bir arkadaşım olduğunu öğrendiğinde beni okuldan bile alabilirdi. Taciz olayını duymasını bile düşünemiyorum. Büyük ihtimalle geçmişini ve geleceğini düşünmeden katil olurdu. 

Bir soluk daha çektim sigaradan. Sonrasında dudaklarımı aralayıp dumanın dışarı sızmasına izin verdim. Gözlerimi yakan sigara dumanı ile göz kapaklarımı kıstım. İşte o anda görmeyi asla beklemediğim kişi ile göz göze geldim. 

Barışta aynı benim gibi şaşkınca balkonda bana bakarken kaşlarım istemsizce çatılmıştı. Kafamı geriye çevirip kanepede yatan kıza baktım ,ardından ise tekrar balkonda öylece duran sarışın çocuğa çevirdim gözlerimi. 

Ne oluyordu amına koyayım? 

Uykusuzluktan halüsinasyon mu görüyordum ? 

Yoksa gerçekten Barış karşı apartmanın balkonundan bana mı bakıyordu ?

Aradan dakikalar geçmiş olmasına rağmen ne o konumunu değiştirmişti ne de ben. Düşünceler bir biri ardına geliyor ve bende çeşit çeşit sorular doğmasına sebep oluyordu. 

Acaba bu olayda da onun parmağı var mıydı ? 

Belki de Serdarla beraber planlamıştı her şeyi. Ona yardım etmişti. Belki de bu fikri ona kendisi sunmuştu. Aklımdan her geçen fikir ile kaşlarım daha çok çatılıyor ona bakarken suratım daha çok buruşuyordu.

Hemen ardımdan çalan kapı ile son kez Barış'a baktım ve kapıyı kapatmadan içeri girdim tekrar.  Bir kaç adımda kapıya gidip açtığım da bedenime sarılan kollar ile hareketsiz kalmıştım. 

Ferit sıkı sıkıya sardığı kollarını ayırıp omuzlarımdan tuttuğunda hasar tespiti yaparcasına gözlerini bütün bedenimde gezdirdi. Ben ise şaşkınca onu izliyordum. Sonunda bir şeyim olmadığa kanaat getirmiş olmalı ki derin bir nefes verdi. 

"Sana bir şey oldu diye çok korktum"  

Daha dün bir bugün iki. Tanışalı kaç gün olmuştu ki onun için bu kadar değerli bir konuma gelmiştim ? Yeni eklenen soruları bir köşeye itip cevap verdim.

"Ben iyiyim ,Doğa çok kötü."  

Ferit'in hemen ardından giren kadına çevirdim gözlerimi. Ferit sorgulayan gözlerimi fark etmiş olacak ki cevap verdi. "Ne olur ne olmaz diye özel doktorumla geldim. " 

Minnet dolu bir gülümseme ile Ferit'e döndüğüm de doktor çoktan içeri girmişti. Ardından bende salona girdim. Doktor Doğa'nın yaralarını incelerken hemen yanımda yerini almıştı Ferit. 

Belimde hissettiğim parmaklar ile şaşkınca Ferit'e döndüğümde buruşturduğu suratı ile Doğa'ya bakıyordu. Kafamı çevirip tekrar Doğa'ya dönecek iken gözlerim açık balkon kapısına takıldı.

Barış ellerini balkonun trabzanlarına koymuş ve biraz öne doğru eğilmişti. Çatık kaşları ile tek bir noktaya bakıyordu. Gözlerimi baktığı yere çevirdiğim de şaşkınca kaşlarım havalandı. 

Ferit'in belimde ki ellerine kitlenen gözleri gözlerimi bulduğunda bakışlarında ki anlamı çözmek istemedim ilk defa. 

İlk defa bir şeyleri anlamak istememiştim. 

Eğer bakışlarında ki anlamı çözmeye kalkarsam olacaklardan korkmuştum. 


AKVARYUM   BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin