20🐠

236 20 9
                                    


Dünyada ki bütün çiçeklerin yok olduğunu düşün.  Tek bir renk ve tek bir tür çiçek kalsa geriye ,onun ne gibi bir özelliği cazip gelirdi bize ? Hiç bir çeşit yok başka. Farklı renkler ,farklı kokular ,farklı görüntüler yok. 

Geriye kalan o tek çiçek güzel olsa ne fark ederdi ? O güzellikten milyonlarca kopyası varken. 

Farklılıklarımız bizi özel kılar. Bir insan elmayı çok sevebilir ,diğeri nefret ederken. 

Bir insan bir renge aşık olabilir ,diğeri kör iken. 

"Nasıl gidiyor varoşların içinde ki deneyimin kardeşim ?" dedi ağzında ki sakızı gevşekçe çiğnerken. 

"Kaydımı yaptırdım işte bugün" dedi Ferit elinde ki shot bardağını tek dikişte içerken. Bardağın hemen yanında ki limon parçasını attı ağzına. 

"Tarık Amca'dan bu kadar klişe bir ceza beklemiyordum doğrusu. Ne bileyim seni oto sanayiye falan verir diye düşünmüştüm " dedikten sonra yanında ki arkadaş gurubuyla birlikte büyük bir kahkaha attı Cenk. 

Ferit tepside ki diğer bardağı da tek dikişte midesine indirdiğinde yüzünü buruşturdu. Ne yaptığını bilmeden yaşayan bir çocuktu. Hayatta tek bir amacı veya gayesi bulunmuyordu. Bütün hayatı planlıydı zaten. O yüzden düşünmesi gereken pek bir şey kalmıyordu geriye. Babasının işlerini devralacak ,onun istediği bir hayatı yaşayacaktı. 

Bu yüzden hayal kurmayı bile beceremezdi. Olmayacak şeylerin neden hayalini kursundu ki ? Şayet bir müzisyen olmak istese babası asla buna izin vermeyecek. Veyahut bir sporcu olmak istese buna babasıyla birlikte karşı çıkacak bir çok insan vardı. 

Hiç bir zaman kendisi gibi olmamış ,biçilmiş rolleri üstlenmişti. Bir barda tanımadığı bir erkekle öpüşürken çekilen fotoğraflarının üzerine son sınıfta okulunu değiştirmişti babası. Cebinde ki kartları ve altında ki arabayı almıştı. Çünkü hiç biri kendisinin değil babasınındı. 

Bu düşünceler ile boğuşurken derin bir nefes verdi. Ve tepsiden bir bardak daha alıp kafasına dikti. Bugün arkadaşlarına sağlam hesap kitleyecek gibiydi. Sımsıkı kapattığı gözlerini açtığında karşısında ki görüntü de durdu bakışları. Görüşü bulanık olsa dahi karşısında ki bedeni tanımıştı. 

Dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme oluştu genç adamın. Bugün bu ikinci kez olmuştu. İkinci kez kalbi böyle atmıştı. Etrafında ki seslerin hepsi uğultu gibi gelmeye başladı kulağına. Tek gördüğü minik bedendi. Bu ortamlara yabancı olduğu her halinden belliydi. Yanında ki kısa saçlı kıza yapışık şekilde yürüyor ve gözlerini merakla etrafta gezindiriyordu. 

Cenk arkadaşına defalarca seslenmesine rağmen hafif kafasını iyi olan arkadaşından yanıt alamayınca onun baktığı yöne çevirdi gözlerini. Bir kız ve kız ile aynı boylarda olan kumral çocuğu gördüğünde bir kez daha arkadaşına çevirdi bakışlarını. 

Resmen ayran budalası gibi izliyordu ikiliyi. Cenk sinsi bir gülümseme kondurdu suratına ve ayağa kalktı. Ferit'in izlediği ikiliye doğru yürümeye başladı. 

Doğa bar taburelerinden birine kendisinin bıraktığında hemen yanında yer alan çocuğa bakıp gülümsedi. Berkin biraz çatık kaşlarla biraz da merakla etrafı inceliyor neden buraya geldiklerini sorguluyordu içten içe. 

"Far görmüş tavşan gibi bakma etrafa " dedi alaycı bir sesle. Berkin bakışlarını hızla yanında ki kıza çevirdiğinde oturduğu yerde dikleşti. Ona cesur imajı vermeye çalışsa da bunu beceremediğini çok iyi biliyordu. Gecenin bir yarısı yatağından başka bir yerdeydi ilk defa. 

AKVARYUM   BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin