7 🐠

1K 89 16
                                    





Neredeyse aradan üç hafta geçmişti. Bütün sınıf Berkin ve Doğa'yı sevgili sanırken onlar bu durumdan rahatsız olmak yerine daha çok yakınlaşmışlardı. İyi iki arkadaşlardı Doğa'ya göre. Ama Berkin tarafında işler hiç de öyle değildi.

Şimdiye kadar Berkin okulda hiç kimseyle bu kadar yakınlaşmamıştı.Belki de ilk defa birisiyle bu kadar yakın olduğu için böyle hissediyordu.Öğle aralarında beraber yemek yiyor, teneffüslerde beraber takılıyorlardı. Doğa'nın içinde ki çocuksuluğu son bir haftada daha çok keşfetmiş ve ilk tanıdığı zamanlarda ki gibi hareketleri mahalle kabadayısı gibi gelmiyordu artık gözüne. Onun karakteri böyleydi.

Arada bir telefonunda ki Doğa'nın dövüş videosunu izliyor ve kendisiyle dolaşan kız ile karşılaştırıyordu. Ama arada dış görünüş benzerliğinden başka bir benzerlik bulamıyordu. Sanki dokunsa kırılacak kazar narin bedeni ve ışıl ışıl gözleri vardı...

Yine bir öğle arasındaydılar ve ikisinin de yüzünde kocaman bir gülümsemeyle koridorun sonunda bulunan pencereye yaslanıp gelen geçen hakkında yorum yapıyorlardı. "Bak bu kızı geçen gün şu aşağıda ki kafe'de gördüm. Tahmin et yanında kim vardı?"

Berkin meraklı gözlerini ona çevirdiğinde Doğa kıkırdayarak konuştu."Bizim sınıfta ki Kaan. Kız ile öpüşüyorlardı." Berkin gülerek hemen önlerinden geçen kıza döndü."Oha onlar bizim sınıfta ki Seda ile sevgiliydiler bildiğim kadarıyla."

Doğa umursamazca omuzlarını indirip kaldırırken hemen karşı taraftan gelen çifti gördü. "Görünen o ki hala sevgililer" Berkin yüzünü buruşturarak Kaan'a baktığında pek de şaşırmadı. Onun gibi birisinden beklenecek bir hareketti fakat hemen kolunun altında ki kıza acımadan da edemedi. "Çok adice"

"Evet öyle" Doğa'nın sesi ile sol tarafına döndüğünde yanında ki kızın karşıya bakan suratında gezindi gözleri. O kadar kusursuzdu ki saçlarını kökünden kazıtsa bile güzelliğinden ödün vermeyeceğini düşündü. Haftalardır merak ettiği soruyu sordu ardından.

"Neden saçlarını bu kadar kısa kestirdin?" Doğa kendisine döndüğünde aralarında ki mesafe daha da azalmıştı. Fakat kız geriye gitme eyleminde bulunmadan konuştu."Abim'e benzemek için"

Berkin kaşlarını çatarken Doğa konuşmasına devam etti."Abim , üç yıl önce öldü" Bakışlarını karşısında ki çocuktan çekip tekrar önüne baktığında Berkin elini kaldırıp kızın saçlarına uzattı. Fakat dokunmadı. Eli hala havadayken Doğa yeniden kendisine döndü.

Doğa ,Berkin'in kendisine karşı bir şeyler hissettiğinin farkında olsa da görmezden geliyordu. Ondan uzaklaşmak yerine nedensizce ona biraz daha yaklaşıyordu. Şimdi de eli öylece saçlarına uzanan çocuğun tereddüt etmesi içinde bir kaç duygunun bir birine karışmasını bekledi.

Bu sessiz ve garip atmosferi hemen Berkin'in arkasında ki merdivenlerden çıkan Barışta görmüştü ve öylece olduğu yerde kalmıştı. Doğa ,Berkin'in arkasında ki Barışı fark ettiğinde onun dalgın bakışlarına şahitlik etti. Barış'ın bakışları Berkin'in havada ki elindeydi.

Doğa Berkinin parmaklarına uzanıp onun elini saçlarına yerleştirdiğinde Berkin'in yüzünde ki gülümsemeye baktı ilk önce ardından da Barışın yüzünde ki hayal kırıklığına. Barış geriye dönüp çıktığı merdivenleri hızla inerken Doğa gözlerini tekrar Berkin'e çevirdi. Ve o an genç çocuğun duymayı beklediği en son soruyu sordu.

"Benden hoşlanıyor musun?"

Berkin'in ilk önce eli dondu ardından da bütün vücudu. Doğa'nın bu soruyu sorduğunu onun gözlerine bakıp tartarken her hangi bir duygu görmedi gözlerinde. Şimdi ne cevap verse sonunda pişman olacaktı. Evet dese ve Doğa kendisini reddetse göt gibi ortada kalacaktı. Hayır dese bu seferde az da olsa bir umudu vardı ve yok olacaktı.

Öylece kıza bakarken ağzını açamamıştı. Doğa yaslandığı pencereden ayrıldığında Berkin'in karşısına geçti. "Bak ben senden hoşlanmıyorum..."

"Daha doğrusu bugüne kadar kimseye karşı bir şey hissetmedim. Eğer benden hoşlanıyorsan..."Bir an kendisi de tereddüt etti.Ve devam etti konuşmasına."Beni kendine aşık etmen gerek ,bunun için sana bir şans veriyorum"

Doğa arkasını dönüp sınıfa doğru giderken Berkin duyduğu şeylerin şaşkınlığı içinde öylece kala kaldı. Doğa'nın bu şekilde konuşması onu egoist yada bencil yapmıyordu. Buna da alışmıştı Berkin. Kız rica etmeyi , teşekkür etmeyi veya özür dilemeyi bilmiyordu. Ve kendisiyle konuşurken ilk defa duraksamış ve kelimelerini seçmişti. Pek başaramamış olsa da...

Ardından kızın kendisine söyledikleri tekrarladı beyninde. Yüzünde oluşan gülümseme ile bakışlarını biraz önce kızın saçlarına dokunduğu eline indirdi.

Yaslandığı yerden kalkıp sınıfa doğru yürürken artık eski Berkin gibi korkak hareketleri yoktu. Doğa az da olsa kendisine olan güvenini vermişti. Sınıftan girdiğin de bakışları direkt Doğa'yı buldu. Kız sırasında geriye doğru yaslanmış elinde ki telefonla oynuyordu. Ardından bakışları istemsizce orta sıralara kaydı.

Uzun zamandır kendisine sataşmayan ve uğraşmayan guruba kaydı. Barış ile göz göze gelirken onun öfkesini kendi iliklerinde hissetmişti. Bakışlarını hızla kaçırırken yerine oturmuştu.

Doğa gelen mesaja tıkladığında Alp'ten geldiğini fark etti. Mesajı açtığında bugün okul çıkışı onunla antrenmana gelmesini istediğini söylüyordu. "Ne antrenmanı?"

Doğa hemen dibinde konuşan çocuğa döndüğünde omuzlarını kaldırıp indirdi."Maç var onun için" Berkin huzursuzca yerinden kımıldandığında Doğa da bunu fark etmişti. "Maç ne zaman?"

Doğa elalarını yanında ki gözlere çevirdiğinde bir an bu durumu garipsedi. Sonra ilgilenmiyormuş gibi yaparak konuştu "Bir ay sonra"

"Bende gelebilir miyim bugün seninle?" Doğa kaşlarını çatıp sorgularcasına baktığında devam etti Berkin konuşmaya. "Merak ediyorum ,yani o ortamı"

Doğa kararsız kaldı kısa bir süre. Ardından derin bir nefes verip başını aşağı yukarı salladı. "Tamam"

Sonunda okul bitmiş ve masanın üzerinde ki eşyaları çantasına yerleştiren ikilinin üzerinde bir çift göz geziniyordu. Doğa ile Berkay kapıdan çıkana kadar arkalarından bakan Barış hızla çantasını toplayıp onların arkasından adımladı.

Okulun çıkışına doğru yürüyen ikiliyi takip ederken defalarca kendisini sorguluyordu. Yaklaşık yarım saat yürümüş ve onlara görünmemeyi başarmıştı.İkilinin bir depodan içeri girdiğini gördüğünde adımlarını yavaşlattı. Dışarıdan bakıldığında pek tekin görünmeyen yere neden geldiklerini düşünüyordu hala.

Aklına gelen saçma görüntülerle öfkeyle yutkunurken deponun kapısına yaklaştı. Kapıyı yavaşça aralarken içeride ki spor aletleri çekti dikkatini. Öylece içeri doğru bakarken kendilerinden en az on yaş büyük olan adama takılı kaldı gözleri. Hemen o adamın arkasından Berkay ve Doğa görünmüştü.

Doğa'nın üzerinde ki spor kıyafetlerini fark ettiğinde neden burada olduklarını anlamıştı. Derin bir nefes verirken şuan ki yaptığı aptallığı düşünmemeye çalıştı.

Saatlerin nasıl geçtiğini anlamayan Doğa , Berkin'e gitmesi gerektiğini belirten bir uyarı daha yaptığında Berkin sonunda vazgeçip sandalyenin üzerinde ki çantasını omzuna taktı.

Yaklaşık 3 saattir buradaydılar ve hava neredeyse kararmak üzereydi.Depodan çıkarken kısa bir süre etrafına bakındı. Geldikleri sokağa doğru yürürken güneşin batmış olması ile etrafı cılız bir ışık aydınlatıyordu.Berkin acele etmeden etrafı inceleyerek yürürken hemen arkasında adımlarını takip eden kişiden habersizdi.

On dakika kadar yürüdükten sonra Berkin tedirginlikle atmaya başlamıştı adımlarını. Takip ediliyor hissine kapıldığından beri içinde ki korkuda büyümüştü. Hemen arkasındaydı gölge ama kime aitti orası muamma.

Berkin derin bir korkuyla arkasını döndüğünde kimseyi görememişti. Ama yemin edebilirdi takip edildiğine dair. Dakikalar sonra evine geldiğinde hızla içeri girdi. Direkt salonda ki pencereye koştuğunda perdeyi hafifçe aralayıp evlerinin sokağına baktı. Görünürde kimse yoktu ,tam perdeyi kapatacakken evlerinin karşı sokağında ki hareketlenmeye takıldı bakışları. Uzakta ki adam bir gölge gibi geldiği sokağın tersine doğru yürürken o kişinin yüzünü görememişti Berkin.

AKVARYUM   BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin