D Ü Ş Ü N S E L İ | R I D D L E ' I N G E Ç M İ Ş İ

5.6K 395 443
                                    

Merhaba, o kadar uzuuunn bir bölüm oldu ki yoruldum yazarken ckskxks ama güzel oldu bence.. Yazdığım en uzun bölüm tam 3292 kelime! Umarım beğenirsiniz ve tabii ki yorumlarınızı bekliyorum!! Bir sonraki bölümü 10K okuma olunca yayınlayacağım, bilginiz olsun :) Sizi çook seviyorum iyi okumalar ♥️

               ———————————————

Sabah inanılmaz bir baş ağrısıyla gözlerimi araladığımda her şeyin bir kabus olmasını diledim. Şömineyle ısıtılmaya çalışılan sıcacık hastane kanadı bile şu an Hogwarts'ın üzerindeki soğuk rüzgarların içimi ürpertmesini engellemiyordu.

Etrafıma bakındım, ve beyaz perdelerle örtülü yatağı gördüm. Oradaydı, hiçbir şey kabus değildi ve Myrtle taşlaşmıştı. Doğrulmaya çalıştım ama yapamıyordum. Vücudum sanki doğrulmayı reddediyordu.

"Ah tatlım, demek uyandın!"

Madam Pomfrey endişesini neşeliymiş gibi yapmaya çalıştığı sesiyle gizlemeye çabalıyordu.

"Evet, efendim" dedim zoraki gülümseyerek.

"Başucundaki ilacını iç, sonra gidebilirsin.."

Kaşlarımı çattım, dün Madam Pomfrey bugün de burada kalacağımı söylemişti.

"Ama, siz bana bugün de burada kalacağımı söylemiştiniz.."

Telaşlandığı her halinden belliydi, bu nedenle üstüne gitmeye karar verdim.

"Fakat eğer bir sorun varsa.." diye devam ettim gözlerimle devasa perdelerle örtülü olan yeri işaret ederek.

"Tatlım.. Maalesef ziyaretçi kabuk edemiyorum bugün. Bütün gün burada sıkılmanı istemiyorum. Durumun iyi gözüktüğü için de çıkabilirsin. Zaten kim hastane kanadında bir günden fazla kalmak ister ki?" dedi neşeli ama şüpheci bir sesle. Nasıl yaptıysa olayı kendi lehine çevirmeyi başarmıştı. Pes ettim ve ilacımı içtim. O sırada yaklaşan ayak seslerine döndüm. Gelen Dumbledore idi.

"Ah, Allison iyileşmişsin!" dedi inanılmaz enerjisiyle. Üzerinde leylak rengi cüppesiyle normalden çok daha göz dolduracak bir zarafetle bana yaklaşıyordu.

"Evet, efendim"

"Aslında bakarsan, burada olmamın sebebi seninle görüşmek istemem.. Öğleden sonra odama uğrayabilir misin? Odaya girmen için Limon Şerbeti demen yeterli" dedi gülümseyerek. Kafa sallamakla yetindim, o da beyaz çarşaflara doğru yol aldı.

Dumbledore benimle görüşmek istiyorsa ciddi bir şey olmalıydı. Yoksa Sırlar Odası'nı mı öğrenmişti? Acaba Tom'la konuşmuş muydu? Buradan bir an önce çıkıp Tom ile bu konu hakkında konuşmam gerektiğini biliyordum. Hızlıca ayağa kalktım ama hızımdan dolayı dönen başımla tekrar yatağa yığıldım.

"Tatlım, acelen ne!" dedi Madam Pomfrey azarlayıcı sesiyle.

"Çıkmam gerektiğini söylememiş miydiniz?"

"Evet, ama Dumbledore öğleden sonra çıkmanı ve doğruca onun odasına gitmen gerektiğini söyledi, şimdi değil"

Telaşlı sesiyle kelimeleri çabucacık söylerken aynı zamanda omuzlarımdan iterek beni tekrar yatağa yatırmaya çalışıyordu.

Göz devirdim ve sonuca razı oldum. Bunu yapmasının sebebinin buradan çıkıp Tom ile görüşmemi istememesi olduğunu biliyordum. Daha sonra yanımda duran kitabı fark ettim; Akla Pakla Zihni Oyala

Muhtemelen büyücülük doktorluğuyla ilgili bir şeydi ama en azından vakit öldürmemi sağlardı, kitabı elime aldım ve okumaya başladım. Dakikalar saatleri kovalarken dikkatimi yaklaşan ayak sesleri böldü.

V A R İ SWhere stories live. Discover now