2.1

4.4K 330 378
                                    

Bu bölüm için çokça yorum istiyorum. Çünkü en uzum bölüm oldu ve TeamErne'ler çok sevinecek  :))

*** (Zaman atlaması)

Bilinmeyen dediğini yapmıştı. Bir ay boyunca hiç aramamıştı. Hattını da değiştirmişti. Ona hiçbir şekilde ulaşamıyordum.

Sadece geçen günlerde kapıma başka bir çiçek buketi daha bırakmıştı. Hanımeli ve Sardunya bulunan fazla büyük olmayan bir çiçek buketiydi ve üzerinde yine not vardı.

'Sence de şimdiye kadar beni bulman gerekmez miydi? Bu kadar iyi saklandığımı düşünmüyordum açıkçası. Ama istersen ipuçlarını ben verebilirim. Dövmeden bulamazsın ama sana verdiğim hırka biraz işine yarayabilir sanki. Ne dersin?'

Hırkadaki parfüm kokusundan bulabileceğimi düşünmüştüm ama parfüm kokusu çoktan uçmuştu bile.

"Hadi kalk bugün bizimkilerle deniz gidiyoruz. Mecbur sen de geleceksin." diyerek odamın kapısını kırarcasına açtı Arel.

"Neden mecbur?" diye mırıldandım.

"Nedeni yok. Hadi giy üzerine bir şeyler gidiyoruz." dedi ve ardından hemen odamı terk etti.

Bıkkınca yatağımdan kalkıp dolabımdan siyah ip askılı basic bikinimi çıkarıp üzerine giydim ve onun üzerine de siyah kot şortumla rastgele bir tişörtümü geçirdim ve plaj çantamı hazırlayıp odamdan çıktım.

"Şükürler olsun odandan çıktın yani. Hadi gidiyoruz. Ben babamdan arabanın anahtarını aldım. Meyra sürecekmiş arabayı."

İstemsiz sinsice gülümsedim. "Öne sen oturursun o zaman."

"Ne! Tabii ki hayır, öne ben oturmayacağım. Hem arkada 3 erkekle rahat oturmayı nasıl planlıyorsun?"

"Ben rahat olamayacaksam sen nasıl olacaksın? Senden daha zayıf olduğum bir kesinlik."

"Öne sen oturacaksın?"

"Peki." dedim ama bu daha fazla uzatmamak içindi. Tabii ki öne o oturacaktı. Bir şekilde bunu sağlayacaktım.

Aşağıya indiğimizde hepsi bizi aşağıda bekliyordu. Anlaşılan tartıştığımız süre boyunca bizi aşağıda beklemişlerdi.

Meyra anahtarı Arel'den alıp sürücü koltuğuna oturduğunda herkes yavaş yavaş arabaya binmeye başlamıştı.

Arel'in dediğini umursamayıp arkaya oturduğumda bir tarafımda Tuna diğer tarafımda Erne oturuyordu.

"Az önce ne konuştuk biz Adel!" diye sinirle konuştu Arel. Siniri tabii ki sahteydi.

"Hatırlamıyorum." dediğimde benimle uğraşmayı kesip arabanın ön koltuğuna oturmuştu. Eninde sonunda benim istediğimin olacağını biliyordu ama yine de benimle uğraşmaktan da vazgeçmiyordu.

Erne'ye göz ucuyla baktığımda hâlâ bitkin olduğunun farkındaydım. Annesine uygun kalp şimdiye kadar bulunamamıştı. Annesi ise gitgide çökmüştü, ikisinin de umudu kalmamıştı.

Tuna'nın beni dürtmesi ile bakışlarımı ondan tarafa çevirdim. "Neden bana değil de Erne'ye bakıyorsun? Sevgilin benim sonuçta." diye kulağıma fısıldadı.

"Geçen gün başka bir kıza bakmayı biliyordun Tuna." dedim bıkkınlık dolu bir sesle. Değiştiğini düşünüyordum ama yanılmıştım sanırım. Tuna değişmezdi.

"Gözüm kaymıştı vallaha bak."

"Benim de gözüm kaymış." dedim ve yola bakmaya başladım. Yol boyunca da başka bir şey dememişti zaten. Arabada da konuşan yoktu. Bütün yol cidden sessiz geçmişti.

NepentheWhere stories live. Discover now