Nepenthe

1.3

İthaf: yaren_sd
(Umarım ithafın hangi kitapda olduğu senin için fark etmiyordur)

"İçeri gir!" diyerek Arel kolumdan tutup evin içine çekiştirmişti. Salonun ortasına geldiğimizde ise kolumu fırlatırcasına bıraktı.

"Kim bu çiçekleri yollayan? Açık açık söyle de bilelim!"

"Tuna kendisinin gönderdiğini söylemişti..."

"Okuduğun notta ne yazıyordu?"

"Beni sevdiğini ama bundan pişman olmadığını ve Tuna beni üzerse her zaman yanımda olacağını yazıyordu."

"Tuna, yalan söylemiş. Peki... çiçekleri kim gönderdi, biliyor musun?"

Aklıma kimse gelmiyordu. Kim olabilirdi...

"Erne, Erne olabilir. Ya da başka biri, bilmiyorum!"

"Telefonun çalıyor." diyerek cebimdeki telefonu işaret etti. O kadar dalgındım ki onu bile fark etmemiştim.

Telefonu çıkarıp ekrana baktım. Numara kayıtlı değildi. Acaba, çiçekleri gönderen kişi olabilir miydi?

"Alo?" diyerek telefonu açtım ama cevap gelmedi. Tam kapatacağım sırada ise arayan kişi şarkı söylemeye başlamıştı. Şarkının ortasından başlamıştı.

"Her şeyi gören sen
Göremedin mi beni?
Her şeyi duyan sen
Duyamadın mı beni?
Her şeyi bulduysan
Bulamadın mı beni?
Her şeyi bilen sen
Bilemedin bir beni!"

"Erne, sen misin?" diye sordum şarkı bittiği gibi. Şarkı söylerken sesi tanıdık gelmişti nedense.

"Erne değilim, bunu bilmen yeterli." dedi az önce tanıdık gelen ses. Şimdi ise adeta bir yabancının sesiydi. Kesinlikle tanıdık gelmiyordu.

"Kimsin? Çiçekleri sen mi yolladın?"

"Sadece çiçekleri yollayanın benim olduğumu bilmen yeterli. Başka bilgiye ihtiyacın yok. Şimdilik hoşça kal." dedi ve telefonu yüzüme kapattı.

"Bu da yeni model anonim herhalde? Telefondan arıyor falan?" diye kendi kendime söylenip telefonu yatağımın üzerine koydum. Farkında olmadan odama  gitmiştim.

"Kim?" diye sordu Arel.

"Ben de bir bilsem keşke! Erne olmadığını söyledi ve haklı gibi de. Erne'nin sesinden kat ve kat farklı bir sesi vardı çünkü!"

"Ben de diyordum ailenin anonim geleneği bozuluyor mu? Teşekkürler, gelenek bozulmadı."

"Notu versene bi'" dediğinde notu ona uzattım. Kaşlarını çatarak notu okuyordu.

"Haklıymış, Erne değil. Onun yazısıyla uzaktan yakından alakası yok bu yazının." diyerek notu çalışma masamın üzerine fırlattı.

"Çirkin bir kız olsaydın şu an bunlarla uğraşmayacaktık." diye mırıldanıp yatağıma oturdu ve bağdaş kurdu.

"Dış görünüşle alakası olduğunu düşünmüyorum." dedim ve yanına oturdum.

"İnsanlar dışını beğenmediği kişilerin içini de merak etmezler Adel."

"Sevgilinin olmamasının nedenini buldum o zaman." diyerek dalga geçtiğimde yanındaki yastığı alarak kafama geçirmişti.

"Senin var da ne oluyor sanki? Nelerle uğraşıyoruz bak. Hem telefonda ne konuştunuz çiçekçiyle?"

"Gitarla birlikte şarkı söyledi. Ona Erne olup olmadığını sorduğumda olmadığını ve sadece çiçekleri onun gönderdiğini bilmem yeterliymiş."

"Şarkı? Hangi şarkı?" diye sorduğunda telefonumdan şarkının sözlerini arattım ve çıkan şarkıyı ona dinlettim.

"Sürekli yakınında olan biri olmalı. Yoksa durup dururken bu şarkıyı seçmez. Ama yine de sözlerinde fazla anlam aramayalım. Bizi yanıltmak için yapmış da olabilir."

"Ama yanıltmak için yapmamış da olabilir? Belki sözlerinden bir anlam çıkarmamızı istedi?"

"Belki istemedi?"

"Belki istedi?"

"Bel- bu böyle devam edecek, en iyisi durdurayım. Bu kişiyi de bu bilgilerle bulamayacağımıza göre, ben artık odama gideyim. Hadi bay!" dedi ve hızlıca odamdan çıktı.

Ben de can sıkıntısı ile odamdan çıkıp anneannemin yanına gittim.

"Az önce neyin kavgasını yapıyordunuz? Hep bi' kavga zaten!" diye söylendi anneannem.

"Önemli bir şey değildi. Arel biraz fazla tepki gösterdi o kadar."

Anneannem gözlerini devirip gözlerini üstüme dikti. Tam gözlerimin içine baktığından gözlerimi kaçırma gereği duymuştum.

"Adel, gözlerin yalan söylediğini söylüyor. Tartıştığınız konu neydi?"

"Peki ya gözlerim yalan söylediğimi söylerken yalan söylüyorsa?"

"Adel!"

"Ya cidden önemli değil. Sadece biri bana çiçek gönderiyor ve kim olduğunu bilmiyorum. Bir de başka bir numaradan arayıp şarkı söylüyor o kadar."

"Cidden hiç önemli değilmiş. Dünyaya meteor düşse sen önemli değil dersin muhtemelen."

"Dalga geçme anneanne." diyerek göz devirdiğimde güldü.

"Tahmin edeyim. Sen birini seviyorsun, seni de başkası seviyor. Seni seven kişi belli değil ve sevdiğin kişi sana aşkını ilan etti."

"Doğru söyle, beni mi dikizliyorsun?"

"Benim her tarafta gözlerim vardır. Birazını Seha, birazını deden, birazını ise Arel söyledi."

"Arel mi?"

"Evvet, ta kendisi."

"Demek sana ajanlık yapıyordu ha?" diye sorduğumda başıyla onaylayıp kahvesinden bir yudum aldı.

"Bu bilgiler için teşekkürler sayın İzel hanım." diyerek koltuktan kalktım ve dedemin yanına, çatı katına çıktım. Anneannemin kar küresi koleksiyonunu düzenleyeceğini söylemişti.

"Dede?" diye seslenip yanına gittim. Durduk yere korkutmak istemem sonuçta.

"Anneanneme haber ulaştırdığın bilgisi doğru mu?"

"Demek İzel beni ifşaladı ha?" dedi gülerek.

"Bütük ifşaladı hem de." dedim ve konuyu önemsemeyip anneannemin kar kürelerini incelemeye başladım.

Bir tanesini seçip elime aldım. Bildiğim kadarıyla bunu annem, anneanneme doğum gününde almıştı. İçinde balon figürleri ve bir pasta figürü vardı. Altında da bir yazı.

'Bizimle olacağın mutlu günlere'

Gülümseyip kar küresini yerine bıraktım ve dedeme haber verip çatı katından aşağıya indim.

Odama girip kendimi yatağa attım ve tavan ile bakışmaya başladım. Düşünceler beynimi işgal etmiş durumdaydı ve onlardan kaçamıyordum.

Kimdi bu anonim? Belki Erne olabilir diye düşünmüştüm ama değildi. Çiçekleri yollayan ve beni arayan kişi kesinlikle Erne değildi.

Durup dururken neden hayatıma birden macera dahil olmuştu ki? Sessiz sakin bir hayat yaşamak varken neden bunları düşünmek zorunda kalıyordum?

Peki ya Tuna? Neden bana yalan söylemişti ya da yalan söyleme gereği duymuştu. Böyle basit bir şey için neden yalan söylüyordu?

Anlaşılan bütün gün bunları düşünecektim.

~~~~

Ooooo olaylar olaylar xnxjqksjqsh

Bir çoğunuz çiçekleri gönderenin Erne olduğunu düşünmüştü ama görüyoruz ki yanıldınız. Peki, kim bu bay gizem?

Peki sizce şarkıdan bir anlam çıkarmalı mıyız? Yoksa tamamen rastgele seçilmiş bir şarkı mı?

Gelenek de bozulmadı ne güzel xhwjzhsjqk