11.

8K 479 153
                                    

Hayatımın monotonluğundan sürekli şikayet etmiş olduğum için şu an içinde bulunduğum durumu garipsememeye, ya da 'bu nasıl tesadüf amına koyayım' moduna girmemeye çalışıyordum.

Sadece İsmet ve Çınar ile olacağını düşündüğüm yolculukta bize, gördüğüm zaman çok şaşırdım o şahıs da eşlik ediyordu.

Ortaokulu beraber okuduğum, sürekli bir kavga, sürekli bir tartışma içerisinde olduğum Ayaz şimdi, ön koltukta oturmuş telefonuyla ilgileniyordu.

Göz ucuyla onu incelemeye başlamıştım birden. Her ne kadar umurunda değil gibi dursada o da bu durumu garipsemişti tabii ki, bunu beni gördüğü zaman yüzünün aldığı şekilden anlamıştım.

Çenesinde yeni yeni sakallar çıkmaya başlamış, adem elması belirginleşmişti. Çok değişmiş, ama yine de aynıydı.

Evet ben boyun kısmını inceliyorum şu an, çok dikkat çekici bir nokta vardı çünkü orada!

"Beni özlediğini çok belli ediyorsun."

Afallayıp kafamı hızla cama çevirdim. Yanımda oturan İsmet'in de bana baktığını fark edince, biraz daha sindim koltuğa.

"Tanışıyor musunuz?" Çınar,  direksiyonu çeviriken bir yola, bir Ayaz'a bakıyordu.

"Tabii ya." Diyerek biraz önce bakmış olduğum,  boynunda ki yarayı gösterdi. Bu çok canice olsa da, komikti yani. Hâlâ geçmemiş olması ise ayrı bir konuydu.
"Pek bir severdik birbirimizi."

Ya ya bakışı atıyordum ona, o ise bana bakmıyordu bile.

"Sen kaşınmıştın Ayaz."

"Ben mi? Kızım manyak mısın sen?"

Ilk kez yüzüme bakma gereksiminde bulunup arkaya döndü. "O çocuk seni öpecekti." Göz devirdim.

O günü net hatırlıyordum. "O çocuk dediğin benim sevgilimdi."

"İlk öpücüğünün, ortaokulda ki bir ergene gitmesini istediğini bilsem, zaten olaya dalmazdım."

Dudak büzdüm. Sanırım Ayaz orada olmasaydı hâlâ ilk öpücüğüm bende olmazdı. Haklıydı, o yüzden ses çıkarmadım.

Çınar ise şaşkıca, "Ne?" Dedi. Hiçbir şey anlamadığı sesinden belli oluyordu. "Bu kız küçükken de gerizekalıydı. Hiç değişmemiş."

"Hadi ordan be! O yüzden mi not yarıştırıyordun benimle?"

Tekrar kavga edecek gibi olduğumuz sırada, Çınar arabayı durdurdu.

"Geldik." Dedi İsmet ve Ayaz'a bakıp.

Ayaz kapıyı açmadan önce bana saçma bir bakış fırlattı. "Akşam kulüptesiniz değil mi?" İsmet de kapıyı açmıştı. Kafa salladı ve indi, beni kâle almamıştı bile.

Öylece bakakaldım. Bir tamirhanenin önündeydik.

Oysa İsmet'in de bizimle vakit geçireceğini düşünmüştüm.

"Neden oraya gidiyorlar ki?"
Kafasını geriye atıp,  kırmızı dudaklarına yaladı Çınar.

"Ayaz'ın arabası orada, hadi öne gel."

Dediğini yapıp ben de arabadan indim. Tamirhanenin kapısında, yaşıt olduğumuzu düşündüğüm iki kızla İsmet ve Ayaz dikeliyorlardı.

Seneler sonra Ayaz'ı böyle görmek gerçekten ilginçti. Tanıdığım o çocuk gitmiş, bir nevi çirkin Ayaz ördek, Kuğu olmuştu.

Daha fazla dikelmeyip öne oturdum. Çınar tekrar yola koyulunca bıkkın bir tavırla, "Nereye gidiyoruz? Neden benimle gidiyorsun? Tamam, iddiayı kaybetmiş olabilirim ama, 7 günün 7'sini de seninle mi geçireceğim?" Diye sorular sıraladım.

Cevap vermedi.

"Cevap versene." Tekrar sessizlik. "Çınar bile ara sıra havlıyor be!"
Kaşlarını çatıp bir saniyeliğine bana bakıp tekrar yola döndü. "Köpeğin?"

Güldüm. "Köpeğim Çınar."
Sinirleneceğini düşünmüştüm fakat o da güldü.  "Eee?" Dedim. Sorularıma cevap bekliyordum.

"Bugün boştum yani, akşama kulübe gideceğim ama o saate kadar seninle vakit geçireyim dedim."

"Ne kulübü?" Tekrar saniyelik bir bakış attı.

"Kulüp işte, karı kız." Yüzümü buruşturarak ona bakmayı kestim.

"İsmet'te mi orada olacak?"

Söylediğim şeyi toparlamaya çalışarak, "yani, Ayaz ve İsmet... beraber mi gideceksiniz?" Dedim.
Bu aralar İsmet sürekli aklımın bir köşesine düşüyordu.

Usulca kafa salladı. "Ayaz, çocukluk arkadaşın mı?"

"Arkadaş değil, düşmandık biz." Tebessüm ettim. Iyi düşmandık hani, birbirimizi de koruyorduk ama nefret, nefrettir sonuçta.

"Siz nereden tanışıyorsunuz?"

"Liseden." Kaşlarımı çattım. Liseden mi?

"Bizim lise mi?"

"Ben 10'ken o 9'du, ilk senden gitti. Sende sonra ki sene transfer olmuştun sanırım."
Kafamı evet anlamında salladım.

Çınar 12.sınıftı. Bizden bir üst sınıftaydı. Ben de 10.sınıfta gelmiştim Sarah'a.

Bu kez, nasıl tanıştıklarını soracaktım ama o başka bir soru yöneltti.
"Nereye gitmek istersin, Berra?" Dudaklarımı bastırdım.

Bana soruyordu ve bu demek oluyordu ki eğlenecektik. Alış veriş poşedi taşıma gibi bir eziyet çektirtmeyecekti.
Belki akşam kulübe bende giderdim?

Ee ama bu 'köle' Saçmalığı çok da kötü değilmiş.

~

Saçmalaşabileceklerimizdenmiymişsinizcesine.

Bb

ANLIK | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin