29.

1.5K 129 150
                                    

Üç milyonuncu rüyamı görmüştüm belki de. Daha yeni yeni ayılmaya başlıyor olmama rağmen tek biri bile aklımda kalmamış, hepsi birer toz bulutu gibi uzaklaşmıştı. Evimde, kendime ait odadaki kendime ait yatağımda gelişigüzel yatıyorum sandığım birkaç saniyelik süreci atlattığımda nihayet gözlerimi de aralayabilmiştim.

Ve ben ne odamdaydım ne de kendi çadırımda.

Üzerimde yorgan olması gerekiyorken Çınar'ın bacağı vardı.

Hayatımdan çalıntı birkaç saniyeyi daha bulunduğumuz konumu sindirebilmek için harcadım: onun sol bacağı komik bir biçimde benim bacaklarımın üzerinde duruyordu. Buna rağmen gövdelerimizin arasında hatrı kalır bir boşluk vardı. Çınar'ın göğsüne doğru uzanan kolumu kendime çekip yüzümü sıvazladım.

Sonra, dayanamayıp üzerimde bir çınar agacı görevini üstlenmiş bacağı itmeye çalıştım.

"Çek şunu." Dedim huysuzca. Uyanıp uyanmaması umurumda değildi. Utanmasa ağzıma sokacaktı bacağını, hayvan herif.

Ya hafif bir uykusuna denk gelmiştim ya da uyanıktı, bilemiyordum ama bilinçli bir şekilde bacağını üzerime daha da sarmıştı.

"Ne yapıyorsun?" Diye sordum bacağıyla cebelleşmeyi bırakıp. Gözleri hâlâ kapalıydı.

Burnumdan derin derin nefesler aldıktan sonra Çınar'ın yüzüne cuk diye oturan kusursuz burnuna baktım. Sonra gözlerim iki parmağım arasına kaydı.

Aramızdaki mesafeyi kapatırken burnunu işaret ve orta parmağım arasında sıkıştırmaya başladım.

Gözleri birden açılıverdi çocuğun. Bunu yapmamı beklemiyor olmalıydı. Ben bekliyordum. Ben kendimden her şeyi beklerdim.

Dört saniyelik bakışmamız boyunca parmaklarımı geri çekmek için bir girişimde bulunmamıştım. Sahi, bunun için neden kendime zaman tanıyordum ki?

Elimi çekip kafasına şaplak atsaydım, sonrada: "Çek bacağını!" Diye çemkirseydim ya... hiçbir şey kaybetmeyecektim.

Dördüncü saniyeden sonra havadaki bileğimi tutup kendisi burnundan uzaklaştırdı. Ben neden aynı şeyi yapamıyordum? Bıkkınca, yorgunca, küstahca bakan gözlerimi gözlerine dikerek bacağını tutup üzerimden atamıyordum.

"Yerinde dur artık. Senin yüzünden doğru düzgün uyuyamadım." Diye mırıldandığında debelemeye başladığım bacaklarımı sakince yerlerine geri bıraktım.

"Ne?" Şaşkınca sorduğum soruya cevap vermedi.

"Kalkacağım." Diye devam ettim.

"Kalkma."

Bir hışımla kafamı soluma yatırdım. Kalkma mı demişti?

Acil kalkmam lazımdı o zaman, hayatta rahat edemezdim burada.

Yapacağım şeyi hissetmiş gibi avcunu ağzıma kapattı. Gözlerimin içine baka baka bacağını çekerek oturdu ve bağdaş kurdu.

Bağıracağımı nereden anlamıştı ki, dün gece oteldeyken Çınar'ı ele geçirmiş olabilirler miydi?

"Çadır zaten küçük, senin hareketliliğinle daha da daraldı. Bir yüzüme vurarak uyandırdın bir ayağınla ittirerek..."

"Çadır küçük değil." Diye mırıldandım etrafıma bakarak. Ormanda RT malikanesi beklemediği sürece uyumak için gayet makûl bir alandı.
"Sen koskoca evde tek başına yaşadığın için burası dar gelmiş olmalı."

"Takıldığın yer çadırın içi mi?" Tek elini arkaya atıp geriye doğru yaslandı.

"Evet."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 05, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ANLIK | TEXTİNGWhere stories live. Discover now