25- EĞİTİM

2.6K 238 46
                                    

"Dövüş benimle."

Güldüm. "Saçmaladığının farkındasın değil mi?"

Hiç beklemediğim bir anda sağ kroşesini geçirdiğinde yüzüm sola savruldu ve kendimi yere bakarken buldum. Dişlerimi sıkmaya başladım. Öfkemin bütünüyle vücuduma dağılmasına izin verdim.

"Kusura bakma."

Yavaşça doğruldum ve konuştum.

"Ne kusuru? Asıl sen kusura bakma."

"Ned..."

Konuşmasına izin vermeden ona saldırmaya başladım. Neresine vurmaya çalışırsam bir şekilde beni engelliyordu.

"Şu an hiç uğraşmıyorum farkında mısın?"

Yumruk atmaya çalıştım. Kolumu tuttuğunda tekme atacaktım ki kendini geri çekerek bundan kurtuldu.

Az önceki yumruğun hıncını almam için güzel bir fırsat vardı elimde. Ve ben şuan ona bir darbe bile atamazsam pişmanlıktan kahrolurdum.

Vurmaya çalışırken "Güç dengeni kuramıyorsun. Bütün bu çaban boşuna gidiyor." dedi.

Bu beni daha da sinirlendirirken şans eseri yumruğum suratına denk geldi. O sinirle bayağı güçlü vurmuştum aslında ama o gülüyordu.

"Buna ben izin verdim."

S*ktir ordan dememek için kendimi zor tutuyordum ama gerçekten kendisi izin vermiş te olabilirdi.

Ne olursa olsun, içimin yağları erimişti.

"Dikkatini ver. Yapacağım bütün hareketleri önceden tahmin edebilirsin."

¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤

"Bugünki dersimiz şu: Öfken gücünü besler. Karşındakinin seni sinirlendirmesine izin ver."

¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤

Kolumu çevirdi ve beni duvara yapıştırdı.

"Bu kaçıncı mağlubiyetin küçük hanım?"

¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤

"Sen zayıf biri değilsin."

Vuruşu canımı yaktığında bağırarak inledim. Öfkem yüzünden nefeslerim hızlanmaya ve derinleşmeye başladı.

"Seni buna pişman edeceğim."

Yumruğumu tutmak için kaldırdığı kolunu bir hamleyle ters çevirdim ve onu duvara yapıştırıp kolunu kıracak kadar çevirdim.

Acıyla bağırması gerektiği yerde sırıtıyordu.

"Aferin."

¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤

"Artık beni alt edebiliyorsun. Aslında alt etmene ben izin veriyorum. Her neyse."

Gözlerimi devirdim. Kamer işte. Soğuk ve egolu yaratık.

"Bugün önemli bir gün."

"Nedenmiş o?"

Bomboş depoda sadece ikimiz vardık. Benimle tekrar bir düello istiyor olmalıydı. Hay hay.

Onu yenmek için can atıyordum.

Ya da kendisinin tabiriyle 'onu yenmeme izin vermesi' için.

İçeri giren beş kişiyi görünce kaşlarımı kaldırdım ve Kamer'in kulağına fısıldadım.

"Beş kişiyle nasıl aynı anda dövüşebilirim?"

Benim aksime sesli bir şekilde konuştu.

"Mahzen'in bir üyesi olabilmen için öğrenmen gereken ilk şey bu aslında. Zamanla adam sayısı 6-7 katına çıkacak ve bazıları da silahlı olacak tabi. Haberin olsun."

MAHZEN: Kızıl AnkaWhere stories live. Discover now