41- HARD DİSK

288 25 20
                                    



Üsteki odamda uzanmış, gözyaşlarımın sebep olduğu puslu bakışlarla tavanı izliyordum. Kapı, tanımlanmış bir parmak izinin okutulmasıyla yana kayarak açıldı.

"Ayşin."

Yatakta doğruldum ama o tarafa dönmeme gerek yoktu. Çünkü bu sesin sahibini tanıyordum.

"Müsait misin?"

"Gel."

Yavaş adımlarla bana doğru yaklaştı. Ona bakmasam da tatlı, çekik gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Yatağımın kenarına oturdu. Boğazını temizleyip konuşmak için kendini hazırladı.

"Sana her şeyi neden anlatamadığımı..."

"Evet." dedim sözünü keserek. Konuşmakta zorlanacağını fark ettiğim için ben devam etmiştim. Başımı hafifçe sallayarak konuşmayı sürdürdüm.

"Seni çok iyi anlıyorum. Eğer en başında söyleseydiniz hakkınızda yanlış şeyler düşünebilirdim. Her şeyi yapabilirdim Gece. Çünkü büyük ihtimalle size güvenmeyecektim."

"Peki," dedi çekingen bir sesle. "Şimdi güveniyor musun?"

Bunu sorarken alacağı cevaptan tedirginmiş gibiydi. Ona döndüm ve dudaklarımın kenarında hafif bir tebessümün oluşmasına izin verdim.

"Evet." dedim.

Benden bunları uzun süre saklayarak en iyisini yapmışlardı. Yoksa şimdi asla burada durmazdım.

"Ne yapacaksın?" diye sordu.

"Annemin intikamını alacağım. Hepsini cehenneme göndereceğim. Ama ilk önce planı etkisiz hale getirmem gerekiyor."

"Nasıl?"

"Taina'ya teslim olacağım. Şimdilik kimseye söyleme. Şifreyi çözeceğim, koordinatları ezberleyeceğim ve bu sayede siz de bombaların yerlerini öğreneceksiniz. Fuat'a hepsini anlat. Ben gittikten sonra tabii."

Kafasını aşağı yukarı salladı. "Tamam. Ama çok tehlikeli."

"Evet. Bu yüzden çok dikkatli olmalıyız. Ben koordinatları size ulaştırdığımda ani bir operasyon başlatmanız gerekiyor. Sonra da beni oradan çıkarmalısınız."

"Nasıl çıkacaksın?"

"İşte o kısmını doğaçlama yapacağız. Plan yapmadım."

Gözlerini devirdi.

"Seni öldürmeyeceklerinden emin olabilecek miyiz?"

"Bilmiyorum. İhtimaller yarı yarıya. Her neyse, olumlu düşünelim. Öldürmeyeceklerini ele alalım. Mideme GPS yerleştirebilir misin?"

"Bu imkansız. Hem, yerleştirsem bile seni tarayacaklar. Radarlarından nasıl kurtulmayı planlıyorsun?"

"Peki kaburgama?"

"Kaburganda protez olsaydı belki." dedi. Beni nasıl aydınlattığından habersizdi. Gülümsedim.

Kafamda planlar yaparken bir süre konuşmadığımda dönüp bana baktı.

"Kafandan ne tür şeytani düşünceler geçiyor?"

"Kaburgamı kırman lazım."

"Ne?" diye bağırdı. "Sen deli misin?"

"Gayet ciddiyim."

"Sormam hataydı. Delisin. Bunu hayatta yapmam."

"Yapmak zorundasın. Kaburgama protez yerleştireceksin ve içine gps koyacaksın. Bu sayede beni kurtarabileceksiniz."

MAHZEN: Kızıl AnkaWhere stories live. Discover now