6| Bence gördüğünüz en yakışıklı ölüyüm.

En başından başla
                                    

"Üç absent , başka bir şey ?" Kirli sakallı adam elindeki eski püskü deftere karalarken kalın sesiyle mırıldandı. Jimin derin bir nefes verip olumsuz anlamda kafasını salladı. "Şimdilik bu kadar." dedi ve adam siparişleri getirmek üzere masadan uzaklaştı.

"Absent sizin için ağır olabilir."

"Siz benim refakatçim değilsiniz bu yüzden dırdır yapmayı kesin." Jungkook ince dudaklarını kurdukları için yalayıp yutkundu. Bunları bilerek yapmasa da Jimin'in gözlerinin direkt olarak dudaklarında takılı kaldığını görünce konuşarak dikkatini dağıtma gereği duymuştu. Ama yine de Park Jimin'in ilgisini çekebiliyor olmak...Garipti. Bundan hoşlansa çok mu yanlış olurdu? "Yaşınızı belli etmeyin bu günlük lord Park." diyip sırıttı.

Jimin kahkaha atarak biten sigarasını masadaki kirli küllüğe bastırarak söndürdü. Jungkook'un ukala tavırlarını ayrı sevmişti galiba.

Çok geçmeden az önce siparişlerini alan adam titreyen elleriyle tuttuğu tepside absentleri getirmişti. İki tanesini Jimin'in önüne diğerini de Jungkook'un önüne koyup ödemeyi almadan gitti. Elbette Jungkook hemen bunu da sormuştu.

"Niye ödeme almadı?"

"Ödedim de ondan."

"Ne? Ne zaman?"

"Ben vampirim." Diye çok mantıklı bir cevap verip önlerindeki absentleri işaret etti. "Nasıl içildiğini biliyor musun?"

"Şey , hayır." Jungkook , Jimin gülümseyince istemeden o da gülümsedi. Sonra gözlerini yeşil renk içkiye , üstündeki delikli kaşığa ve üstündeki yanan kesme şekerin üstünde sırasıyla gezdirdi.

"Niye içmiyoruz?" Jungkook adam akıllı süre geçmemesine rağmen yeşil renk içkiye gözlerini kırpıştırarak bakarken sordu. Jimin de içinden Jungkook'un kurt yanının dayanıklı olmasını diliyordu o sırada.

"Üstünde yanan şekerin karamelize olması gerekiyor."

"Su da mı katacağız?"

"Seninkine evet."

"Neden sen su katmadan içiyorsun da ben su katarak içiyoru..."

"Tadına baktığında bu sorunun da cevabını almış olacaksın -bak şekerler yeterince erimiş." Jungkook hemen ona ters ters bakmayı kesip merakla gözlerini delikli kaşığın üstündeki şekere dikmişti. "Su şekerin üstünden dökülür." dediği gibi şekerin üstünden Jungkook'un içkisine normal ölçüsünden epey fazla su eklerken kafasını masaya dayamış ışıl ışıl gözlerle bardaklara bakan Jungkook kafasını karıştırıyordu, nasıl bu kadar sevimli olabiliyordu bu çocuk?

Jimin, Jungkook'un içkisini hazırladıktan sonra kendisininkini normal shot şeklinde hazırlamıştı. Yanan ve karamelize olan şekeri absentlerin içine atıp karıştırmış, su olmadı için berrak olan içkinin ilk bardağını kavramıştı.

"Şerefinize." Jimin bardağını gülümseyerek Jungkook'a uzattı. Jungkook aynı balodaki gibi utangaç ama bir o kadar da gözlerden sakınmadığı gülümsemesiyle bardaklarını tokuşturup hevesle ilk yudumunu almıştı.

Yüzünü hafifçe buruşturarak içkiyi masaya geri koyduğunda Jimin gülmesini engelleyemedi. Jungkook bir anda kafaya dikmişti şu an içi yanıyor olmalıydı.

"Bu..Şeyi yavaş içmem gerektiğini niye söylemiyorsunuz?!"

"Akıl edebilirsiniz diye düşünmüştüm." Omuz silkip su bile katmadığı içkiden sanki hafif bir şey içiyormuş gibi rahatça bir yudum aldı.

+++

"Kaç yaşındasınız?" Jungkook dirseklerini ahşap masaya dayayıp insana yaşadığını hissettiren pırıltılarla dolu gözlerini Jimin'in üstüne dikti. Jimin de bu sırada dördüncü kadeh absentini içiyordu.

fireonwater°jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin