N O E L H E D İ Y E S İ

En başından başla
                                    

Tom'un gönderdiği kitaba elimi bile sürmemiştim. Onu herkes tatil için okuldan gittiğinde okumak için saklıyordum. Hava kararıyordu ve ziyafet saati neredeyse gelmişti. Ziyafete geç kalmamak için Büyük salonun yolunu tuttum. Şu an beni yatağımdan kaldırabilecek tek şey yemekti zaten.

Büyük salona vardığımda inanılmaz güzel bir manzarayla karşılaştım. Tavandan hayali kar yağıyordu, devasa (iddiaya girerim ki yanında bir dağ ifriti bebekten farksız kalırdı) çam ağacı büyülenmiş uçan mumlar ve Hogwarts'daki binaları simgeleyen süslerle donatılmıştı. Çatırdayan şöminelerin yanına dekoratif olarak kocaman hediye paketleri konulmuştu.

 Çatırdayan şöminelerin yanına dekoratif olarak kocaman hediye paketleri konulmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Büyülenmiş bir şekilde Slytherin masasına oturdum. O sırada yanıma sarı saçlı, yeşil gözlü, dostça gülümsemesi olan bir çocuk geldi. Bu çocuğu hatırlıyordum, toplantıda tanışmıştım. Adı Abraxas Malfoy'du ve kimse beni dinlemek istemezken o dinlemişti.

"Merhaba Allison. Ben Abraxas"

"Hatırlıyorum" dedim gülümseyerek.

"Bana o masada dostça yaklaşan tek kişiyi nasıl unuturum"

"Ah, o olayı hiç açma. Ama kız karşılığını aldı merak etme" dedi ve göz kırptı. Ben de gülümsedim.

"Sanırım partiye biraz ara verdin"

"Ah evet, arkadaşım içecek almakla meşgul"

Kahkaha attı, ben de kahkahasına karşılık verdim.

"Kendini yalnız hissedersen veya konuşmak istersen her zaman yanımıza gelebilirsin."

Gülümsedim. Bana bu okulda dostça yaklaşan ilk ve sanırım tek kişiydi. Biraz daha konuştuk ve daha sonra arkadaşlarının yanına gitti.

Neredeyse herkes oturmuştu. Birazdan müdür Dippet konuşma yapar ve ziyafet başlardı.

Umarım kısa konuşur diye geçirdim içimden. Hatta belki bugün bir mucize olur ve hiç konuşmazdı? Bunun saçma bir umut olduğunu düşünüp aklımdan hemen savuşturdum.

Dippet en sonunda kürsüye çıktı ve boğazını temizledi. Salonu bir sessizlik kapladı.

"Teşekkür ederim" dedi, bir süre dikkatlerin üzerine çekilmesini bekledi ve devam etti.

"Bu yıl inanılmaz geçti. Binalar arasındaki yarış her zamankinden daha hırslıydı. Ah, sonuçlar şu an elimde. Profesör Slughorn, açıklama yapma onuruna sahip olmak ister misiniz?"

"Tabii ki, tabii ki teşekkürler!" Kürsüye çıktı ve sesini ayarlamaya çalıştı.

"Evet, uzatmaya gerek yok değil mi? Bu yılın binalar şampiyonu..."

"Slytherin!"

Birden masadaki herkes ayağa fırladı ve bağırmaya başladı. Ama sonuçta yıl sonu şampiyonu olmamıştık. O yüzden benim için pek bir anlamı yoktu.

"Pek mutlu gözükmüyorsun"

Tanıdık bir ses duydum. Tom'un sesiydi. Bu sesi nerede, ne zaman duysam tanırdım. Uyurken, binlerce kilometre uzaktayken, hatta iddiaya girerim ölüyken bile tanırdım.

"Senin de benden pek farkın yok"

"Eh" diye devam etti suratını düşürerek, aynı zamanda yanıma oturuyordu.

"Yılsonu şampiyonu olmadık daha, umarım bu kısa başarı öğrencileri rehavete sürüklemez"

"Umarım.." diye mırıldandım. Şu an hiç konuşmak istemiyordum, Tom bunu hissetmiş olacak ki suskunluğa gömüldü.

Slughorn ellerini çırptı ve her yeri yemyeşil Slytherin bayrakları kapladı. Salon yeşile bürünmüştü.

Dippet tekrar kürsüye geçti ve salon tekrar sessizliğe gömüldü.

"Eh, tamam, sanırım hepsi bu kadar. Ziyafet başlasın!"

Masada birden pastalar, kurabiyeler, börekler, meyveler, dondurmalar, hindi, patates ve diğer çeşitli yemekler belirdi.

Tabağıma çok az hindi ve patates aldım. Bardağıma balkabağı suyu doldurdum. Sessizce yemeye başladım. Tom da aynı şekilde tabağına aldığı hindi, patates ve çok az salatayı sessizce yiyordu.

Yemeğim bitince kazan pastası aldım. Uykum gelmişti. Bir an önce yatakhaneye gitmek istiyordum.

"Hediyeler almışsın"

"Evet" dedim, sesim kısık çıkıyordu. Tom ile konuşurken nedensizce kendimi güçsüz hissediyordum.

"Kitabı inceleme fırsatı bulabildin mi?"

"Hayır. Bugün sadece uyudum"

"Yatakta oturup deftere saçma sapan şeyler karalamaya uyumak mı deniliyor? Ah, yeni öğrendim!"

Şaşırmıştım, aynı zamanda da sinirlenmiştim. Ne yaptığımı nereden biliyordu?

"Ne yaptığımı nereden biliyorsun? Beni mi gözetliyorsun?"

"Hayır. Eğer birini gözetleseydim gözetleyeceğim son kişi sen olurdun."

Omuzlarım düştü, haklıydı.

"Ama, benim her yerde gözüm olduğunu söylesem sanırım yanlış olmaz."

Cevap vermedim. Pastamı bitirmiştim. Ayağa kalktım. Bir an önce ortak salona gitmek istiyordum. Tom'un bir şey dememesini umdum, umduğum gibi de oldu. Ve ben de ortak salonun yolunu tuttum.

Çoğu öğrenci çoktan okulu terk etmişti, gitmeyenlerse hala büyük salonda yemek yiyordu. Ben de yatakhaneye çıktım ve yatağıma uzandım.

Daha sonra içimden bir ses kitabı karıştırmamı söyledi. İçimdeki sesi sevmesem de dediğini yapmaya karar verdim.

Tom'un "hediye ettiği" kitabı elime aldım ve sayfalarını karıştırmaya başladım. O sırada yatağıma bir not düştü. Yavaşça notu açtım ve okudum.

"Sırrı çözdüm."

Not bundan ibaretti. Notu kenara koydum ve kitabı karıştırdım. Kitapta kayda değer bir şey yoktu.

Salazar Slyherin'in ne kadar müthiş olduğunu, bulanıkların büyücülüğe leke sürdüğünü anlatan bir kitaptı. Salazar Slytherin'in yazmış olma olasılığı çok yüksekti. Çünkü bir insan yalnızca kendini bu kadar övebilirdi. Kitabın sonundaki cümlede de şöyle yazıyordu.

"Umarız ki Sırlar Odası efsanesi gerçektir, işte o zaman büyücülüğün üzerine sürülen lekelerin ortadan kalkması için Slytherin'in yıllar önce yaptığı söylenen kutsal plan işler, ve büyücülük dünyası hakettiği saygı değer düzeye gelir"

Kafamı toparlamaya başladım. Slyherin Muggle kökenli olanların, yani bulanıkların büyücülüğe leke sürdüğünü düşünüyordu. Ve son cümlede de Sırlar Odası şayet varsa, o zaman büyücülüğe sürülen lekenin kalkacağı yazıyordu. Bu demek oluyordu ki Sırlar Odası'nda her ne varsa veya açılınca her ne olacaksa bulanıkları yok edecekti.

Kulaklarım uğuldadı. Başım dönüyordu.

Kendi kendime tuzak kurmuştum.

Ben bir bulanıktım. Ve eğer Sırlar Odası açılırsa, hayatta kalmam için hiçbir sebep yoktu.

V A R İ SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin