3. Bölüm - Hediye

En başından başla
                                    



Şiddetli bir hırlama odayı doldurdu hatta büyük ihtimalle bütün bina ve çevresinde bile duyulmuş olmalıydı. Alfaların alfası birçok değişkenin hareket edebileceğinden daha hızlı bir şekilde harekete geçti ve bir an sonra kaptanının yanındaydı. Boğazından yakaladığı adamı fazlasıyla agresif bir şekilde duvara çarpmıştı. O kadar ki duvardan patlayan molozlar alfanın ayaklarının dibine döküldüler. Taehyung'un kaptanı tıslayıp silkelendi ama yaptığı hiçbir şey onu alfanın tutuşundan kurtaramadı. Alfa isteseydi efor bile sarf etmeden kaptanının boynunu kolayca kırabilirdi.



" Ona dokunma! BENİM! Bozuk ruhunu görebiliyorum. "


Çırpınan vampire hırlarken alfanın kurdu gözlerinde kıpkırmızı parladı. Kurdun keskin dişlerinin uzayarak dudaklarından çıkmaya başladığını görebiliyordu.


" Jungkook! Ne yapıyorsun? Adamın gitmesine izin ver! "



Jungkook... Betasını duyuyormuş gibi görünmüyordu hatta onu gördüğünden bile emin değildi. Taehyung flaş hızında bir anda alfanın yanında bitti. " Kaptanımın gitmesine izin ver. Sadece beni korumaya çalışıyordu. Bilmiyor. " Sesini olabildiğince alçak ve sakin tutmaya dikkat etmişti. Jungkook'a dokunmayı çok istiyordu ama nasıl karşılanacağından emin değildi. Sözleri onu kabul etmemiş olabilirdi ama şu anda başka birinin ona dokunmasına tepki veren içindeki hayvanıydı. Daha fazlası değil. Alfanın kurdu Taehyung'u benim diye çağırmıştı. Ama Jungkook... İnsan tarafı bunu yapmamıştı. Alfanın insan tarafı kader onunla alay ediyormuş gibi davranmıştı.


 

Taehyung alfanın kaptanını bir çöp yığını gibi yere bırakışını ve geri adım atıp, az önce yaptığı şeylere inanamıyormuş gibi başını sallamasını izledi. Sonra tükürür gibi " Lanet olsun! " diye tısladı. " Bak, seni tanımıyorum ama üzgünüm tamam mı? Bunu yapmaya hakkım yoktu. Neden böyle yaptığımı- Demek istediğim..." " Jungkook gitmemiz gerekiyor. " Büyük beta kurt alfayı uzaklaştırmaya çalışıyordu. Taehyung'dan uzağa... Kelimeleri duyana kadar gitmesine izin veremezdi. Jungkook söyleyene kadar...



" Ben Chanyeol, Alfaların alfasının ilk betası ve kardeşiyim. Neden olduğunu bilmiyorum ama şu anda pek kendinde değil. Buluşmayı daha sonraya ertelememiz gerek. "



Taehyung diplomatik ve her şeyi düşünmeye çalışan saygılı betayı takdir etti, ancak bunun diğer değişkenlerle veya vampirlerle hiçbir ilgisi yoktu... Sadece ikisiyle alakalıydı. Taehyung'un beş dakikaya ihtiyacı vardı. Veda etmek için. İçini ezici üzüntü kapladı. Jungkook çözemediği bir ses çıkardı ama Taehyung alfanın içindeki kurdun sinirlendiğini ve incindiğini anlamıştı.



" Seninle birkaç dakika özel olarak konuşabilir miyim? "



Taehyung soruyu Jungkook'a sormuştu ama kardeşi öne çıkarak onun yerine cevap vermek istedi. Belki bu durum sürülerde normal bir şeydi ama Taehyung betanın aralarına girmesinden memnun değildi, canavarı da öyle. Birden görüşünün değiştiğini ve etraflarındaki renklerin farklılaştığını fark etti. Canlı renkler donuklaşmışlardı. Taehyung tekrar tekrar gözlerini kırptı, görüşünü temizlemeye çalıştı. Göğüs titriyor ve gürlüyordu, bu durum neredeyse dengesinin kaybetmesine neden olacaktı, sanki iki yaralı ruhu birden rahatlatmaya çalışıyordu.

Alpha and Vampire King - Taekook/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin