7.bölüm

14.3K 719 75
                                    

Medya: Nefes'in anlattığı ikinci fotoğraf

Arkadaşlar bölümler daha önce de belirttiğim gibi bazen uzun bazen kısa olacaktır. Yorumlarınızı hikayemden esirgemeyin lütfen ayrıca hikayemde bana destek olan 987268e ye sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum

Keyifli okumalar :)

& 3 yıl sonra &


Aşk sadece bir nefestir bazen. Görmezsin, bilmezsin ama hissedersin.

*

" Tamamdır Erkan kolunu iki üç gün hareket ettirirken dikkat et. Geçmiş olsun. "

Erkan Nefes'e gülümseyip çıktı revirden.

Nefes Erkan'ın çıkmasıyla cama yaklaşıp dışarıyı izleye başladı. Karşısında dağlık bir arazi vardı. Askerler bahçede içtimadaydı.

Düşündü Nefes o dağlarda mermilere kafa atan kaç asker vardı. Sevdiği adam da oralarda bir yerde miydi? 3 yıl olmuştu. 3 yıldır tek bir haber alamamıştı sevdiğinden. Kokusunu soluyamadığı göğsünde dinlenemediği, sesini duymadığı 3 koca yıl.

Bu yıllar içerisinde kız okul birinciliğiyle öğretim hayatını bitirmiş ve sevdiği adama yakın olmak istercesine onun göreve çıkmadan önceki birliğinde askeriye doktoru olmuştu. 2 buçuk yıldır buradaydı. Karargahtaki herkesle hemen hemen iyi anlaşıyordu. Alparslan'ın timi onu hiç yalnız bırakmıyordu. Hakkâri'ye geldikten kısa bir süre sonra kim olduğu herkes tarafından öğrenilmişti ama bu kadını rahatsız etmemişti. Saklama çabası yoktu sonuçta.

Buraya her ne kadar sevdiği adamdan bir haber alabilir umuduyla geldiyse de tek bir haber alamamıştı. Yaşayıp yaşamadığını dahi bilmiyordu. Ama hissediyordu işte yaşıyordu sevdiği bir şey olsa hissetmez miydi?

Nefes telefonun çalmasıyla daldığı yerden çıkıp masasına ilerledi arayanı görünce gülümsedi.

" Efendim meleğim. "

Tuğba aylardır görmediği can dostunun sesiyle derin bir nefes alıp, " sen iyice hayırsız çıktın kızım bıraktın gittin bizi burada bir de unuttun. " diye çemkirdi.


Nefes nadir gülüşlerinden birinin dudaklarında yer edinmesine izin verip " haklısın Meleğim özür dilerim " dedi huyuna gitmek istercesine. Tuğba'nın tersi de pisti sonuçta yıllardır deneyimleyip öğrenmişti.

Tuğba ise can dostunun sesinin biraz iyi gelmesiyle rahatladı.

3 yıl önce onu odasında bitik halde bulduktan sonra tekrar eskisi gibi olsun diye çok çabalamışlardı. Nefes resmen yaşayan bir ölüye dönmüştü. Gözlerinin ışığı sönmüş hayat enerjisi çekilmiş gibiydi. Okula gidiyor, sınavlara giriyor, yemek yiyordu ama uyku sorunu yaşıyordu. Uyuyamıyor uyuyamadığı içinde yorgun düşüyordu. Bir zaman sonra ise uyku ilaçlarına başvurmuştu. Böylelikle uyuya biliyor halsiz kalmıyordu.

İki genç kadın bir süre daha konuşmuş sonra telefonu kapatmışlardı.

Nefes tekrar cama yanaşıp dışarı baktı. Gördüğü görüntü onu gülümsetmişti. " Bozkurt timi yeni tim komutanlarıyla sabah sporu yapıyorlardı.

Ah evet Bozkurt timine Alparslan'dan sonra yeni bir komutan gelmişti.


Uzun boylu geniş omuzlu sarışın bir adamdı. Tim ilk başta Yüzbaşı Murat Şanlı'yı ne kadar kabul etmeseler de zamanla alışmışlardı. Hâlâ komutanlarını özlüyorlardı ama elden ne gelirdi ki.

Komutanları şuan yalnızlar görevindeydi.

Sevdiği kadın ise burada onların doktoruydu.

Nefes'i hemen içlerine almışlardı. Nefes'i kendi olduğu içinde seviyorlardı ama genç kadın onlara komutanlarının emanetiydi.

Yeni gelen komutan Murat Şanlı ise yerine geldi komutanın ismini daha önce de duymuştu. TSK fazlasıyla tanınan ve sevilen bir adamdı. Şuan yalnızlar görevinde olması onu bu time gelme şansı vermişti. Ayrıca güzel bir kadınla tanışma şansı.



Askeriyenin doktoru, Nefes Soykan. 27 yaşında başarılı bir doktor şehirde kalsa belki başarılı bir cerrah olabilirdi ama o burayı seçmişti. Sonradan nedenini öğrendiğinde ise Alparslan Bozkurttu daha çok kıskanmıştı. Bu kadın sırf sevdiği adamdan bir adım alır umuduyla buralara kadar gelmişti. Onun baktığı yerlere bakmak, onun gezdiği yerlerde gezmek için.

Nefes çok güzel bir kadındı. Alımlıydı. Uzundu. Buğdan tarlalarından rengini almış saçları. Gözleri.

Murat Şanlı'yı etkilen en büyük özelliği gözleriydi kadının.

Gözleri, uzaklara dalıyordu çoğu zaman boş bakıyordu. Bazen acıya ev sahipliği yapıyordu.

Ama Yüzbaşı Murat şansının olmadığını biliyordu. Kadının nasıl büyük bir aşkla yanıp tutuştuğunu ve aşkına saygı duyuyordu. Zamanla geçecek bir hayranlıktı onun ki saplantılı hale getirmeyeceği bir duyguydu. Böyle bir aşka yaklaşıp ateşine atamazdı kendisini sadece saygı duyardı. Duyuyordu da.

Bir de Ceren vardı. Alparslan gittiğinden beri değişmişti. Onun duyguları Murat gibi değildi. Saplantılı bir hale gelmişti. Elde edemedikçe hırslanmıştı. 2 yıl uğraşmıştı. O kadının aşkını silip kendi aşk tohumlarını ekmek için ama hep elinde kalmıştı. Son 3 yılda ise Nefes'e iyice bilenmişti. Kıskanıyordu. Fiziğini zekasını en çokta Alparslan'ın ona hissettiği aşkı.

3 yıldır yatıp kalkıp plan yapıyordu. Buraya gelme sebebini Alparslan'la unutmuştu belki ama şuan aklını karıştıran bir Alparslan yoktu onun aşkı buradaydı. O kadını da ortadan kaldıracaktı Alparslan gelmeden belki o zaman şansı olurdu kim bilir.




Genç kız akşam karanlığının çökmesiyle hatıra kutusunu alıp 3 yıldır mesken ettiği karargahın en karanlık köşesine geçti. Ağacın dibine çöküp sırtını ağca yasladı.

Önce parıl, parıl parıldayan yıldızlara baktı. Her gece olduğu gibi duasını etti önce Allah'ım onu bana bağışla


Sonra hatıra kutusunu açıp içindeki yüzlerce fotoğraftan bir kaçını eline aldı. Gözünden bir damla yaş akarken fotoğraftaki adamın yüzünü okşadı.


Sonra diğer fotoğrafa geçti sonra bir diğerine.

Yanına biri oturduğunda fark etmemişti ta ki seslenene kadar.


" ne yapıyorsun burada bu saatte doktor?"

Nefes yanına oturanın Murat olduğunu gördüğünde fotoğraflara geri döndü bir yandan da Yüzbaşıya cevap veriyordu.

" anılarımı tazeliyorum. Hiç birini unutmadım sanki dün yaşamışım gibi ama yine" deyip sustu.

Murat ise gülümseyip fotoğraflara çevirdi kafasını " bende bakabilir miyim?" diye izin istediğinde Nefes kafa sallayıp fotoğrafları uzattı.

Her fotoğrafı uzatırken ayrıca anısını anlatıyordu.

" bu fotoğraf ilk tanıştığımız zamanlardan. Ben o zamanlar üniversite 1.sınıftım kurşunların hedefiyken önüne atlamıştım. Uyandığımda çok kızmıştı. Ama sorsan şimdi bana hiç pişman değilim o an yaptığım deli cesareti bana hayatımın en güzel şeyini kazandırdı Alparslan'ı. "

Sonra başka bir fotoğrafı uzattı.


" Buda görev dönüşü geldiğinde arkadaşım çekmiş. Alparslan'ı 1 aydır görmemiştim. Görev sonrası sürpriz yapıp okul çıkışına gelmiş. Onu gördüğüm an boynuna atlamıştım. Arkadaşım habersiz çekmiş "

Saatlerce Nefes anlatmış Murat dinlemişti. Nefes anlatırken ağladığından bile habersizdi.

Murat ise Nefes'i dinleyip fotoğraflara baktıkça ikisinin arasında ki aşka hayran kalmıştı. O zaman anlamıştı. Bu kadına hissettikleri aşk değil karakterine olan hayranlıktı. Bu aşka köstek olmazdı. Ne gücü yeterdi ne de aşkı. O yüzden duyduğu farkındalıkla rahatlayıp gülümsedi. Kadının acısıyla ise hüzünlendi. Derin bir nefes alıp fotoğrafları kutusuna koyup tek bir cümle etti.

"o dönecek "

Nefes Murat'ın cümlesiyle buruk bir tebessüm etti.

"İnşallah Murat. Ben Alparslan'sız nasıl yaşanır bilmiyorum. Onsuz yaşayamam ki zaten Alparslan benim için sadece bir sevgili değil. Her şeyim. Babam Abim arkadaşım olabilecek her şey. Umarım sözünü tutar ve döner gerekirse ömrümün sonuna kadar beklerim. Yeter ki gelsin. Gelsin ki ben tekrar nefes alabileyim. "

#


ASKERİN VURGUNUWhere stories live. Discover now