~ 20 ~

1.5K 114 152
                                    

-

"BİR İNSANA AŞIK OLAMAZSIN OH SEHUN!"

Konsolosluğun geniş odasında tok ve yüksek sesin yankılanmasıyla eğdiği kafasını kaldırıp karşısındaki bedene baktı.

~"Kaç kez söyleyeceğim...ona aşık değilim zevk için yanımda tutuyorum"

Kısık ama sinirli sesiyle konuşuyordu.

"Gözlerin, davranışların öyle demiyor...oğlum"

~"Ona. Aşık. Değilim."

Sinirle babasının gözlerine bakarken yumruklarını sıkıyordu. Günlerdir kapatıldığı ve eziyet çektiği bu yerden bir an önce çıkmak istiyordu. Babası bir insana aşık olmak üzere olduğunu duyunca onun yanına gelmesini emretmişti. Ve onca tehditlere rağmen aşık olmadığını dirertmişti. Yine de günler birbirini kovalarken o, karanlık odalarda kapalı kalmıştı.
Sehun özgün ruhlu bir adamdı böyle şeylere
katlanamazdı.

Babasının dediğini düşünmüyordu çünkü şu an aklında miniğinin inlemeleri yankılanıyordu. Yaklaşık bir aydır...

"Diyeceklerimi dedim. Aksi taktirde ne yapacağımı biliyorsun. Gidebilirsin"

Ellerini ceplerine koyup büyük odadan hızlı hareketlerle çıktı ardından odasına ışınlandı. Saat gece yarısıydı. Seoul'e dönmek için sabahı bekleyebilirdi fakat o beklemedi. Ceketini üzerine giyip gitmek için gözlerini kapattı. Bu ışınlanma diğerlerine göre uzun sürüyordu

***

Luhan...

Yeniden uyuyamadığım gecelerimdeydim. Pekala eskiden korkmazdım. Ama şimdi korkuyordum. Tek başıma, terk edilmiş hissediyordum. Anılar tekrar gözümün önüne geldiğinde burnum sızlamıştı. Ama hayır ağlamayacaktım. Bu gece ağlamayı düşünmüyordum. Boğazımın kuruduğunu hissettiğimde komodinimdeki bardağımın boş olduğunu fark ettim. Yavaşça yattığım yerden doğrulup bardağı elime aldım rilakummalı terliklerimi de giyip mutfağa doğru yürüdüm. Ezbere bildiğim evi ışık açmaya gerek duymaksızın mutfağa girdim. Bardağımı doldurup ruhsuz bi şekilde odama geri yürüdüm. Bir anda kalbimin ritminin değişmesine anlam verememiştim. Bunu umursamadan boşta kalan elimle saçlarımı dağıtıp gözlerimi odanın kapıyla buluşturduğumda kırmızı renk gece lambamın açıldığını görmüştüm. Anlaşılan yine Lana'nın da uyuyamadığı gecelerdendi. Nefesimi verip hafif gülümsemeyle odama gittim.

-"Lana..yine uyuyamadın deği-"

Odanın diğer köşesindeki silületi görmemle birlikte su dolu bardağım elimden kayıp gitmişti.
Kalbimin hızının değiştiğini ve nefesimin kesildiğini hissediyordum. Gerçek olup olmadığını veya o hep gördüğüm halisülasyonlardan olduğunu kestiremiyordum. Yine de başımın dönmesine engel olamadım.
Bardağın kırılmasıyla elinde tuttuğu Yixing'le olan fotoğrafımı yatağın üzerine koyup gözlerini benimkiler ile birleştirdi. Yere doğru bakıp sonradan tekrar gözlerime baktı.

~"Cam kırıklarına dikkat et"

ne? Mal mısın? 

Şu an hissettiğim duygu heyecan olabilirdi. Gerginlik olabilirdi. Özlem, nefret veya endişe olabilirdi. Herşey olabilirdi ama biliyordum korku değildi. Sehun'a her bakışımda hissettiklerimin arasında korku oluyordu evet. Bunda haklıydım istediği zaman bana zarar verebilirdi. Vermişti de..
Ama hayır şu an korku hissetmiyordum. Ve dediği şey sinirlerimin bozulmasına neden olacak derecede saçmaydı.

-"Beni önemsediğini mi göstermeye çalışıyorsun?"

Tükürür gibi yüzüne söylediğimde boş bakışlarındaki ifade değişmemişti. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki nefesimi alıp vermekte zorlanıyordum. Sinirden titrediğimi hissetmiştim.

VAMPİRE (HunPai) - Hunhan textingWhere stories live. Discover now