-9-

1.8K 156 69
                                    

Ne demek çok tehlikeli? Baekhyuna alayla konuştum.

-"Siktir. Yarrağıma bak."

+"Luhan. Ciddiyim"
Yüz ifadesi oldukça ciddiydi.
Sanırım doğruydu. Vücudumda salgılanan ani adrenalin ile gerçekten korktuğumu fark ermiştim. Doğruldum yerimde gözlerimi ona kilitledim.

-"N-ne? ... Her neyse 1 haftaya Gideceğim buradan. Ne hali varsa görür o da"

Boşvermiş gibi davranıyordum. Ama ciddi anlamda korkudan titriyordum. Normal bişey değildi. Delirecek gibi hissediyordum.

+"Kasabaya girdikten sonra izin almadan çıkamazsın"

Baekhyun bıkkınlıkla nefes vermişti.
Bende derin bi nefes verdim. Simsiyah boşluğa düşmüş gibi hissediyordum. İzin almak ne demekti?? Düşüncelere dalmıştım.
Yaklaşık 20 dakika durgun ve sessiz kalmıştık. Saat geç olmuştu gece yarısına geliyordu. Baekhyun birden ayaklandı:

+"Dostum. Eve gitmem gerekiyor. Kendine iyi bak"

Olanlara hala şaşkınken yüzüne bakmadan kafamı salladım. Kapı sesini duyduktan sonra odama gidip kendimi yatağa atmıştım.

Ne yani? Kaçış yok muydu? Bu ne saçmalıktı. Korkuyor muydum? Evet. Lanet olsun nasıl korkmayabilirdim?
Aniden vücuduma salgılan adrenalin içe kalbim hozlıca çarpmaya başlamıştı. Sakin olmalıydım. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.
Lakin uyuyamıyordum ama korkudan gözlerimi de açamıyordum. Bir süre yatağımda dönüp durdum. Ama odada biri varmış gibi hissediyordum. Gelen ayak sesleriyle kalbim yerinden çıkmadan önce arkamı dönüp doğruldum.
Evet hislerim doğruydu.. Penceremin önünde uzun boylu bir adam vardı. Sokak lambasının ışığı onu net görmemi engelliyordu. Siluetini görüyordum sadece, hiç bişey yapamayıp çığlık atabilmiştim.

-"SEN KİMSİN!"

Korkudan midem bulanmaya başlamış, Başıma ağrı girmişti. Birazdan bayılacağım.. Küçük dilimi yutacaktım.

Görebildiğim kadarıyla simsiyah giyinen lakin karanlıkta bile gözüken kıpkırmızı gözleriyle bana bakıyordu. Bakışları vücudumu titretecek şekilde korkutucuydu.
Nefes alış verişlerimi düzene sokmaya çalıştım. Aynı anda yavaş yavaş yataktan iniyordum. başımdaki ağrı dinmiyordu. Titreyen bacaklarımı durdurmaya çalıştım. Şu an aklımdaki tek şey kaçmaktı. Hışımla Odanın kapısından koşarak dış kapının oraya gittim.
Nefes nefese kapıyı açacaktım ki açılmıyordu. Aniden Omzumun tam üzerinde kapıya yaslanan el ile hızlıca önüme döndüm. Kapıyla onun arasındaydım. Ilık nefesi yüzüme çarpıyordu. Gözlerimi sımsıkı yummuştum. Gözlerine bakmaya korkuyordum. Korkunun etkisiyle gelen ani mide bulantım ve bacaklarımın titremesi ile hiç güçlü duramıyordum. O anın çaresizliğiyle mırıldandım.

-"Lütfen beni bırak lütfen.."

~"Gözlerini aç"

Erkeksi sesi kulağıma dolarken gözlerimi açmamak için direniyordum. Kesik kesik nefes almak zordu.

~"Gözlerini aç dedim."

Tok sesinin verdiği emriyle gözlerimi zorla açtım. Açmazsam öldürecekmiş gibi..
Karanlıkta bile parlayan kırmızınının en derin tonu gözlerine baktım. Kaşları gözleriyle öyle bi uyum sağlamıştı ki. Sanki yıllarca özenilmiş gibiydi. Korktucu... Öyle bi haldeydim ki hareket edemeyecek duruma gelmiştim. Yutkundum, bilmem kaçıncı kez.

~"Sonunda buluştuk ha?.. Luhan"
Eli saçlarıma inmişti, saçlarımın arasında gezen parmakları geriyordu ki sonrasında tek gördüğüm şey karanlıktı.

-

Luhan şokun etkisiyle bayılmıştı Sehun onu yatağına yatırmış uyannasını beklemeden gitmişti. Bu kadar korkacağından emindi biliyordu. Gitmişti çünkü bu kadarı yeter diye düşündü.
Sabahın erken saatlerinde çalan telefonu ile uyandı Luhan.
Gözlerini açmadan yere düşen telefonunu aldı. Kim olduğunu okumadan açıp kulağna götürdü.

+"Luhan! Nerdesin ya! Daha kalkmadın mı sen! Çabuk okula GEL!!"

Saçları dağınık halde panikle ayağa kalktı. Sebepsiz sinirliydi zaten Çok da güzel bir gün beklemiyordu.

VAMPİRE (HunPai) - Hunhan textingUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum