bölüm 25 - kiralık oda

863 120 29
                                    

"Arkadaşlar, dün için üz-" "Hey, Namjoon. Bu konu hakkında konuştuğumuzu hatırlıyorum. Eğer demans olmadıysam da öyle. Değil mi çocuklar?" "Evet Namjoon, lütfen artık özür dileyip durma. Hem, annen ve baban iyi mi? Dün soramadık." Namjoon bir süre duraksadıktan sonra derin bir nefes alıp konuşmasına başlamıştı. "Babam anneme boşanma davası açtı. Her şey bittikten sonra annem yurt dışına çıkacak, babamda burada benimle kalacak. Yürütmesi gereken işleri var. Daha sonra şirkete bir süre ara verecek. O sırada muhtemelen KimGroup'un varisi olarak beni başa geçirecek." "Daha reşit bile değilsin ama." "Ben üniversiteye geçene kadar bırakmak gibi bir düşüncesi yok zaten." "Ah, anladım. Umarım senin için her şey iyi olur. Biliyorsun biz her zaman senin yanındayız." "Biliyorum tabi ki. Teşekkürler çocuklar."

Hayatta herkesin bir amacı vardı. Benim amacım birden fazlasıydı. Bunlardan birisi ailemi korumak, bir diğeri arkadaşlarımın yanında olup onları koruyup kollamak ve başka bir tanesi de iyi bir üniversiteye gidip her şeyin en iyisini yapmak. Ve bir diğer de, benim için en önemli olanlardan bir tanesi de, her daim Hoseok'un yanında kalmak ve ona zarar gelmesini engellemek. Ne olursa olsun, onu kendi önceliklerimden önce tutacağım. Buna söz veriyorum.

"Çocuklar, o değilde. Yarın çok önemli bir sınavımız var. Ve hiçbirimiz adam akıllı bir şeye çalışmadık. Yapabilecek miyiz sizce?" "Bu kadar tedirgin olmaya gerek yok. Ucunda ölüm de yok. Unuttun mu Seokjin, biz doğuştan zekiyiz." Namjoon değişik yüz hareketleriyle Seokjin'e cevap verip onu güldürürken gözüm bir köşede oturmuş ve hiçbir şey demeden sessizce onları izleyen Hoseok'ta takılı kalmıştı. "Hey Hoseok. Sen ne düşünüyorsun sınav konusunda. Hazır mısın?" "Ben her daim hazırım. Bilirsin, kafa çalışıyor."

Çocuklarla birlikte ve genelde yalnız kalmak istediğimiz zamanlarda, önemli bir konu olduğu zaman gelebileceğimiz bir yer olsun diye küçük ama yeterli yere ve odaya sahip olan bir ev almıştık. Orada hep birlikte otururken birden kapının çalınmasıyla birbirimize bakmıştık. Hepimiz ailemiz harici yaşamayı öğrenmek istediğinden, evin camına ev arkadaşı/kiralık oda ilanını yapıştırmıştık fakat biraz dar sokakta kaldığından ve eski bir görüntüsü olduğundan kimse gelmezdi.

Hala hepimiz birbirimize bakarken kapı tekrar ve ısrarla çalındığında Seokjin Namjoon'un oturduğu koltuğun kolçağından fırlayarak kapıya doğru koşmuştu. Hepimiz o yöne dönmüş ve gelen kişiyi merak etmiştik. Seokjin kapıyı açmadan önce bize dönmüş ve konuşmaya başlamıştı. "Hey, hadi iddiaya girelim. Sizce kim gelmiştir? Bence kiralamak isteyen birisi." "Hadi canım. Buraya kimse kiralamak için gelmez. Yan komşulardan birisidir ses yapıyoruz diye gelmiştir." "İyi de ses bile yapmadık ki." "İşin garibi de ses yapmadığımız halde her dakika gelmesi değil mi zaten? Her neyse artık şu kapıyı açsan olmaz mı Seokjin? Kiracıysa bile kaçırdın adamı."

Seokjin başını sallayıp kapının kulpunu aşağıya doğru indirmiş ve kapıyı açmıştı. Süt kahvesi ve parlayan saçlarıyla uzun boylu, uzun parmakları ve gözlüklü, keskin gülüşlü bir genç elinde valizlerle çıkmıştı karşımıza. "İyi günler. Ben şu kiralık oda yazısı için gelmiştim. Üstelik yeterli de param var. Peşin verebilirim." "Taehyung?" "Onu tanıyor musun?" "Oh, adımı bildin. Nereden tanıyorsun beni?" Siktir. Yine pot kırmıştım değil mi? "Vov, tesadüfe bak. Adın Taehyung mu? Aklımdan o geçmişti bir anda, söyleyesim geldi. Girsene dışarıda kaldın."

Taehyung'u içeriye davet ettikten sonra ellerini dizlerine kadar uzanan ceketinin cebine sokarak yanıma gelmiş ve yüzünde ki değişik ifadeyle konuşmaya başlamıştı. "Enteresan, bana çok tanıdık geliyorsun. Daha önce bir yerde karşılaştık mı hiç?" "Olabilir, olabilir tabi. Adını bende oradan hatırlıyorumdur belki de?" "Doğru." Daha sonra bedenini çevirmeden yalnızca kafasını arkaya doğru çevirerek konuşmuştu. "Ee, evi bana kiralıyor musunuz?" "EV Mİ?" "EV Mİ?" "Anlaşılan birilerinin gözü fazlasında, hm?"

Hoseok'un konuşmasıyla hepimiz o tarafa dönmüştük. Taehyung Hoseok'un ona doğru gitmesinden dolayı biraz tedirgin olmuş ve adımlarını hesaplayarak ondan uzaklaşmaya başlamıştı. Ya da... Çalışmıştı mı demeliyim? Sırtı Namjoon'la birleştiğinde ve diğer iki yanında da Seokjin ile benim olmamla daha fazla kaçacak yeri olmadığını anlayıp bir anda kendini salmıştı. "Yanlışlıkla oldu tamam kiraya da vermeyin tamam pardon." Hoseok kendini tutamayıp kahkaha atmaya başladığında geriye kalan üçümüzde aynı şekilde olmuştuk.

"Şaka yapıyoruz kardeşim ya." Hoseok elini Taehyung'un omzuna koyup onu yatıştırmaya çalışmış ve bir koltuğa oturtup bir bardakta su vermişti. "Şu odayı kiralıyoruz. İstersen bir bak-" Taehyung içmekte olduğu suyu sehpanın üzerine bıraktıktan sonra ağzının kenarlarını adeta bir pasaklı çocuk gibi silip konuşmasına başlamıştı. "Hayır hayır. Görmeme gerek yok. Nasıl olsa bana kiralarsanız zaten ben kendime göre dekore ederim. Temiz olduğuna adım gibi eminim." "Öyle mi? Ya odada fare yuvaları varsa peki, o zaman ne yapacaksın?" "Hadi canım! Ama yoktur." "Neden bu kadar çok inanıyorsun?" "Çünkü giyimlerinizden belli. Hepiniz markalı şeyler giymişsiniz. Biliyorum çünkü aynılarından bende de var." Yine bize kare gülüşünü bahşederek konuşmasına devam etti. "Ee, kiralıyor musunuz bana... Odayı?"

"Tabi ya, al senin olsun ne diyorsun kardeşim evde senin olsun." Namjoon gülerek konuştuğunda Taehyung şaşırdığını belli edercesine ağzını kocaman açarak işaret parmağını Namjoon'a doğru uzatmış ve konuşmuştu. "Ah seni tanıyorum. Aslında sende beni tanıyorsun hyung. Ben babanın şirketinin ortaklarından birisinin oğluyum. Hatırlıyor musun babalarımızın isteği üzerine benim küçük kız kardeşim Kim Tae In ile yemek yemiştiniz. O zaman tanışmıştık." "Namjoon? Bu olay ne zaman oldu peki?" "Yaklaşık 1-2 yıl olmuştur." "Bir dakika ya ben neden ne zaman diye soruyorum ki? Biz hep birlikteydik. Çocukluktan beri!" "İnanılmaz! Gaysiniz! Bana da arkadaş bulun." "Ne?" "Ne?" "Ne?" "Birbirinizi mi tekrar ediyorsunuz? Yoksa robot musunuz? Arkadaşlar bunda bu kadar şaşıracak ne var ki? YoonGi gibi şaşırmayın sizde ne olur ki? Bende sizin gibi bisexim işte."

Taehyung iki omzunu da unursamazca yukarı kaldırıp indirerek dudaklarını bükmüştü. "Yok mu gay arkadaşınız? Ya da bisex?"

Hepimiz- hayır atta ben hariç diğerleri Taehyung'un bisex olmasına şaşırırken, bense Tarhyung'un eve girmesiyle eve getirdiği garip ve değişik auroya gülüyordum. Eğlenceli zamanlarımız yavaş yavaş geri geliyordu ve bu beni oldukça keyiflendiriyordu. Umarım, hiçbir şey bozulmadan hep böyle gider. Umarım, yıllarca birlikte kalırız.

lavinia & yoonseok.Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang