bölüm 16 - prolouge pt.12 ruh eşi

1.2K 163 115
                                    

"Yoongi?" Ders çalışmak adına oturduğum masanın yanına bir sandalye çekip benimle konuşmaya gelen Hoseok'ta takılı kalmıştı gözlerim. Cevap vermeden tekrar önümde ki defter ve kitaplara dönüp sayfalarını çevirirken, Hoseok sözlerine devam etmişti.

"Bizim bölüm, Yetimhaneye gitmek için bir proje başlattık ve herkes yanında bir arkadaşı olarak gitmeli. Sınıftakileri sevmiyorum ve çalışırlarken ne annem ne de babam benimle birlikte gelir. Sen, benimle gelebilir misin?" Kitabın sayfalarını çevirirken Hoseok'un yüzüne bakmadan konuşmuştum. "Üzgünüm, yapmam gereken şeyler var."

Hoseok derin bir nefes aldıktan sonra bir şey söyleyecek gibi olmuş fakat bundan vazgeçip yutkunmuş ve ellerini masaya koymuş, destek alarak kalkmıştı. Kapıdayken ona bakmış ve seslenmiştim. "Gerçekten, beni arkadaşın olarak mı görüyorsun Hoseok? Ben senin için gerçekten sıradan birisi miyim? Üstelik bu kadar şeyden sonra?"

"Üzgünüm." Hoseok arkasına dönmeden cevap verip odadan çıkmıştı. Ayrıldığımızın üzerinden yaklaşık 2 hafta geçmişti ve biz evde kovalamaca oynuyorduk. Her zaman o benden kaçardı, bense neden benden ayrıldığını sormak adına sürekli kovalayan taraf olurdum ama artık pes ettiğimde bu sefer o bana gelmişti.

Aklıma Hoseok'un yetimhaneye gitmek istemesi gelmişti ve bir zamanlar benimde orada olduğum zihnimde canlanmıştı. Belki de bu, Hoseok'la konuşabilmem için bir fırsattı.

Odadan çıkıp Hoseok'un odasının kapısının önüne geldiğimde kapıyı tıklatmış ve Hoseok'tan gerekli cevabı duyduğumda içeriye girmiştim.

Bir şey söylemesini beklemeden aklımda cümlelerimi toparlamış ve teker teker sıralamıştım. "Teklifini düşündüm ve kabul ediyorum." "Fikrini değiştiren ne?" "Aklına saçma sapan düşünceler gelmesin, yalnızca bende bir zamanlar oradaydım ve, gelmek istedim. Hepsi iyi olmasa da aralarında güzel anılarım da vardı ve bana bir süre boyunca orası göz kulak olmuştu."

Hoseok kafasını salladığında kapıya doğru dönmüştüm. Odadan çıkacakken Hoseok'un konulmasıyla duraksamıştım.

"Birazdan çocukları ziyaret edeceğim. Benimle gelecek misin?" Söz konusu çocuklar olduğunda boğazımda sanki bir yumruğun varlığını hissedebiliyordum. Zar zor yutkunarak sadece geleceğim diyerek odadan çıkmıştım.

Kendi odama geçip üzerimde ki eşofmanlarımı çıkarıp koyu renk kot pantolon ve bir kazak geçirip ceketimi de aldıktan sonra aşağıya inmiştim. Ayakkabılıktan beyaz spor ayakkabılarımı çıkarıp önüme koymuş ve giyip arabaya doğru ilerlemiştim.

Bir süre sonra Hoseok'ta geldiğinde ikimizde arabaya binip ilk önce hastanenin, daha sonra da ceza evinin yolunu tutmuştuk.

Hastaneye geldiğimizde Seokjin'in kaldığı odanın olduğu kata çıkmış ve yavaş yavaş ilerlemiştik.

Odaya girdiğimizde Hoseok bir köşede, bende bir köşede oturmuş ve yalnızca Seokjin'i izlemiştik. Hoseok'un konuşmasıyla ortamda ki sessizlik kısa bir süre içinde olsa bozulmuştu.

"Bir kuyu kadar boş ve karanlık bir uykunun içine yuvarlandı."

Yaklaşık 1 saat Seokjin'in yanında kaldıktan sonra tekrar hastaneden çıkmış ve araba doğru ilerlemiştik. Cezaevine geldiğimizde ilk önce Namjoon'u, daha sonra da Jungkook'u ziyaret etmiştik.

"Hey, nasılsın Namjoon?" Namjoon her zaman ağzını açmadan, dudaklarını kıpırdatmadan bile konuşabilen birisi olmuştur. Yalnızca gözleriyle bize ne demek istediğini anlatmış ve Hoseok söze atlamıştı. "O.. İyi Namjoon. Endişelenme. Sen burada güzelce yemeğini ye, olur mu? Kimseyle kavga etme, hm?" "Gerçekten, iyi mi Hoseok?" "Evet, gerçekten iyi." "Seokjin'in seninle güçlendiğini biliyorsun değil mi, Namjoon?" Namjoon kafasını salladıktan sonra yarım kalan cümleme devam etmiş ve konuşmuştum. "O senin gücünle iyileşiyor kardeşim. O yüzden, Seokjin için her zaman güçlü kal, olur mu?"

lavinia & yoonseok.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin