bölüm 8 - prolouge pt.4

1.5K 220 109
                                    

"Nakil işlerini hallettik biz Yoon Gi. Se-" Yoon Gi duyduğu şeyle ağzında olan lokmasını da yuttuktan sonra başını kaldırmış ve Bayan Shin'e bakmıştı. "Anlamadım? Okulumu mu değiştirdiniz?" "Evet. Aslında sana sormadan yapmayacaktık fakat Ho Seok bizden önce davranarak müdürüyle konuşmuş halletmişti. Ama istersen-" "Ah, anladım Bayan. O halde... Teşekkür ederim mi demeliyim?"

Yoon Gi gülümseyerek cümlesini bitirdiğinde tabağının yanında ki peçetesini alıp dudağının kenarını sildikten sonra yerinde beklemeye devam etmişti. Sonuçta eve henüz yeni gelmişti ve kalkması uygun olur muydu bilmiyordu. Bay Kang Yoon Gi'nin ne yapacağını bilmediğini anlamış olacak ki konuşmak için bir hamle yapmıştı. "Doyduysan, kalkabilirsin. Bizi dert etme. Ho Seok'ta muhtemelen birazdan bitirip kalkacaktır." Yoon Gi başıyla selam verdikten sonra içeriye geçmişti.

Sarayları andıran derecede ki büyük salonu ve geriye kalan diğer odaları gezmek istemişti Yoon Gi. Girdiği bir odada, saatlerce durabilirdi bile. Kocaman kitaplıklar, çalışma masası, yan yana durmuş iki tane şövale, satranç masası ve aklına gelebilecek bütün eğlence eşyaları oradaydı. Ve bir de odanın bir diğer köşesinde duran piyano.

Yoon Gi, piyanonun yanına gidip gitmemek konusunda tereddüt etse de yine de ayakları istemsizce onu o yöne doğru itekliyordu.

Her ne kadar oturmuş olsa da bir sonra ki adımı yapamayacaktı, o da emindi bundan. Parmaklarını o piyanoya dokundurtmayacaktı. Eli ne kadar çok havaya kalkıp tuşlara basacak gibi olsa da Yoon Gi'de bir o kadar kendine engel olmuştu.

O kadar çok özlemişti ki, piyanoyu. Onun büyüsüne dalmışken içeriye giren Ho Seok'u bile fark etmemişti. Göz pınarları dolu dolu bakıyordu, ama yapamıyordu. Ho Seok'un konuşmasıyla kendine gelmiş ve yüzünün halini görmemesi için arkasını dönerek gözlerini silmişti.

"Ne o? Çalabiliyor musun yoksa?" Yoon Gi'de evet demek istese de yapmamıştı. Ho Seok'u henüz daha yeni tanıyordu ve ona bildiğini söylerse çaldırmak isteyeceğini düşünmüştü. "Hayır." diye geçiştirdi sadece. "Hadi ama, şu kapıdan en başından beri seni izliyorum. Oda da o kadar çok şey varken seni ayaklarının getirdiği tek yer burasıydı. Bir şeyler biliyor olmalısın ki gelmişsin buraya kadar." Ho Seok, Yoon Gi'nin sandığından zeki bir çocuktu, bu belliydi. Her halinden...

Ne kadar kaçmak istese, Ho Seok o kadar çok kovalayacaktı. Nasıl olsa kaçan kovalanırdı. Gözlerini evet anlamında hafifçe kapatıp açmıştı Yoon Gi. Ve dudaklarını aralayarak devam etti konuşmasına. "Ailemin tatile gittiği gün.. Ben piyano festivalindeydim. Şu hayatta belki de en çok istediğim şeylerden birisiydi piyanist olmak. Olamasam bile çalmak ve iyi bir yerlere gelmek. Sırf o festivale gidebilmek için ailemle tatile gitmeyi dahi reddetmiştim. Kendimi oraya gittiğim için suçlu hissediyorum. O gün bir daha piyano çalmamak için kendime söz verdim. Ama şimdi anlıyorum ki, bu seçim beni fazlasıyla zorlayacak."

Ho Seok camın önünde durmasının verdiği etkiyle, arkasından gelen ışık onunla birlikte daha da aydınlanmış ve Yoon Gi'nin gözlerinin kamaşmasına sebep olmuştu. Yoon Gi gözlerini kırpıştırıp Ho Seok'a baktığında, hiç beklemeyeceği bir tepkiyle karşılaşmıştı.

"Biliyorum." dedi Ho Seok bir kararlılıkla ve devam ettirdi sözlerini ardı ardına. "Annemler sana muhtemelen benim seni çağırdığımı söylemişlerdir. Haberleri izlerken, yani ailenin trafik kazası haberi çıktığında kameraya sende yansımıştın. İlk defa tesadüfen orada gördüm seni. Ve bir süre sonra şu arkadaşlarının senin üstüne yıktığı market olayında. Bende orada bulunuyordum o sırada. Sana iyilik gibi mi gelir, acımak gibi mi bilmiyorum fakat market sahibi sana göre iyi niyetli birisi olsa da aslında değildi. Senin vermediğin ücreti ona ben verdim. Ona kalsa seni hapislerde çürütmeye razıydı. Ah, bu arada sakın senden hoşlandığımı ve bu yüzden böyle bir şey yaptığımı düşünme. Eşcinsel olmam senden hoşlandığım anlamına gelmez. Bilirsin, tipim değilsin."

Yoon Gi Ho Seok'un anlattıklarını ağzı açık dinlerken Ho Seok'sa Yoon Gi'nin cevap vermesini beklemeden odadan çıkmıştı. Yoon Gi'nin de tahmin ettiği gibi, şu günden sonra büyük ihtimalle garip olayların ardı arkası kesilmeyecekti.

lavinia & yoonseok.Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang