Bölüm 37 (Bora ve Burak?)

7.9K 625 130
                                    


Egemen

Öyle büyülü bir sessizliğin ortasındaydım ki kulaklarım çınlıyordu. Elimi ona doğru uzattım, tutmasını istiyordum. Uzunca elime baktı. Gülümsemeye başladığında istemsizce gülümsedim ben de.

"Bu oluyor mu?" dedi. Yine de elimi tutmamıştı. "Ne bekliyordun ki?" dedim kafamı eğip cevabını beklerken. Gözlerini benden çekti ve boğazın eşsiz güzelliğinde gezdirdi. "Bu derece bir şerefsizlik değildi." dediğinde sesli bir kahkaha bıraktım.

"Burak sandığından daha şerefsiz." dedim elimi boş ver dermişçesine sallarken.

"Bora zaten şerefsiz." dedi beni taklit ederken.

"Arkadaşlarımız bizi satıp gitti. Bunlar ne ara bu kadar samimi oldu? İnanamıyorum." Sanırım Bora ve Burak'ın kanka olma yolundaki adımlarından pek haberi olmamıştı ki bu gece yaptıklarına şaşırmıştı. Her ikimizde bu sahile sadece oturma vaadiyle getirilip, kandırılmıştık. Hadi Burak'ı anlıyordum, beni mutlu etmeye çalışıyordu. Ama Bora? Tüm bunlara karşıyken böyle bir jestin içinde bulunmasına anlam verememiştim.

"Anlatırım bir ara." dediğimde kafasını salladı. Rüzgar inceden inceden eserken kollarını kendine doladı. Henüz nisan ayının sonunda olmamıza rağmen incecik bir tişört vardı üstünde.

"Cenk sen biraz üşüdün mü?" dedim kaşlarımı çatarken. Kafasını sallayarak "Eh, biraz." dedi. Kafamı sallayıp gözlerimi denize çevirdiğimde "Bu soğukta böyle tarzan gibi çıkarsan üşürsün tabii." dedim üstümdeki cekete daha çok sarılırken.

Gülmeye başladığında ona baktım. "Sen cidden manyaksın." dedi gülmesi şiddetlenirken. "Aaa o niye?" dedim şaşkınlıkla. Bir süre daha güldükten sonra gözlerinde biriken yaşla bana baktı. "Normal insanlar böyle durumlarda ceketini verir." dediğinde kaşlarımı çattım. "Oğlum hava buz gibi, ben niye üşüyorum? Salak olan sensin." dedim ceketime iyice sarılarak.

"Sen bana aşık mısın cidden?" dedi şakayla karışık. "Yanii, napalım olduk bir kere." dedim ona uyarak.

"Seni tanımak istiyorum demiştim ya. O sözümün arkasındayım hala." Cebinden telefonunu çıkarıp sesini kısarken bunun ortam hazırlamak için ve rahatsız edilmek istemediği için olduğunu biliyordum. İçimde git gide büyüyen bu umut tohumları hakkında ne yapacağımı bilmiyordum. Eğer tüm bunlar boşunaysa hemen bitse iyi olurdu. Çünkü sırf rahatsız edilmemek adına telefonun sesini kısması bile beni etkiliyordu.

"Nerden başlamak istersin?" dedim ciddiyetimi takınırken. "Basit şeyler. Hmm.. Mesela en sevdiğin dizi?" dedi gözleri parlarken. Bu hevesi inanılmaz geliyordu bana.

"Leyla ile Mecnun." dedim gururla. Kaşlarını çatıp baktığında güldüm. "Hayır espri olsun diye demedim. Cidden bu." dedim ve onu işaret ettim. "Ben senin en sevdiğin diziyi biliyorum."

"Hangisiymiş?"

"Gerçekten en sevdiğin dizinin Gossip Girl olduğuna inanamıyorum." Dalga geçer gibi söylediğimde "Dünyanın en güzel dizisi hakkında böyle deme." dediğinde kafa salladım. "Ama bak en şarkıcıyı biliyorum mesela."

"Kim?" dedim gözlerimi kısıp.

"Sam Smith." dedi kendinden emin bir biçimde. "Nerden biliyorsun? Hiçbir yerde bahsetmem bundan." dedim şüpheyle.

"Burak Bora'ya söylemiş."

"Eee ama yuh! Her şeyi anlatıyor mu o it? Arkadaş olun dedik siktiğimin herifine. Karı koca gibi her şeyi anlatıyorlar mı?" dediğimde ikimizde durduk. Birbirimizi izlerken yutkundum.

"Olamaz değil mi?" dedi Cenk gülerek. Her ne kadar gülmek istesem de kafamın içinde dönen ihtimalleri tartıyordum. "Ciddi misin ya? Aralarında bir şey mi var?" dediğinde "Bilmiyorum." dedim fısıltıyla.

Elbette ona bir erkekle birlikte olduğu için kızacak değildim. Bu Bora olsa bile. Sorun bunu bize anlatmaması olabilirdi. Sorun yönelimini bizden saklaması olabilirdi. Üstelik bu konu hakkında daha yeni tartışmışken. İç çekip telefonumu cebimden çıkardım.

"Evine bırakayım mı seni? Halletmem gereken bir şey var da." dedim ayağa kalkıp. Kafasını sallayıp beni takip ederek ayağa kalktığında üstümdeki ceketi çıkardım ve ona uzattım. Almakta diretse de zorla tutuşdurdum eline. Telefonun ekranını açtığımda rehbere girdim ve onun adını buldum. Aramayı başlatırken yürümeye başladık. Birkaç çalış sonra açılan telefonun öbür ucunda Bora vardı.

"Egemen?" dedi bana.

"Neredesiniz?" dediğimde kısa bir iç çekiş duydum.

"Nightmare." dediğinde "Geliyorum." dedim. Gittiğimde kötü bir şey ile karşılaşmamayı umarak.

Erkekler de Ağlar • boy×boyWhere stories live. Discover now