Bölüm 46 (En Uzun Gece)

6.5K 482 15
                                    

Egemen

Soğuktu. Fazla soğuktu. Gecenin ikisinde oturduğumuz kaldırımda birbirimize daha çok sokulurken ağlamamak için kendimi zor tuttuğumu söyleyebilirdim. Gözlerimi ovuştururken, boğazımdaki yumru geçsin diye yutkunuyordum. Yaklaşık dört saattir bu haldeydik. 

"O iyi." dedi boğuk sesle belki bininci kez. Kafamı salladım ve iç çektim. "Kötülere bir şey olmaz." dedim Burak'ın omzuna kafamı yaslarken. Ne aramızdaki kırgınlık ne de konuşamadığımız şeyler o an pek umurumda değildi.

"Kafanın omzumda olması için kötü bir şey olmasına gerek yoktu." dedi hafif kıpırdanırken. Cevap vermedim ya da kafamı kaldırmadım. Ancak birkaç dakika sonra çalan telefon ile mecburen doğrulmuştu ve ben de kafamı kaldırmıştım. "Bora." dediğinde kafamı salladım ve açmasını istedim. Muhtemelen babamın durumuyla ilgili yeni bir şey vardı ve o yüzden arıyordu.

Anladığım kadarıyla amcamın babama karşı olan nefreti babam hastaneye düşene kadardı. Gariptir ki, olaylar zincirinin en başına baktığımızda yine sorumlusu kendisiydi. Babama her şeyi söylemese bugün kimse mağdur olmazdı belki de. Ama kendimi avutmak için yine de olsun diyordum, olan oldu. Ve artık onlar birbirini sevecek. 

"Bu iyi, tamam. Olsun olsun, sorun değil. Tamam. Haber verirsin."

Pür dikkat Burak'ı dinlerken ve mimiklerinden neler olduğunu çözmeye çalışırken çoktan konuşması sonlanmıştı. "Ne olmuş?" dedim biraz korkuyla ama yine de umutla. "Odaya almışlar bile." dedi yüzüne yayılan sırıtış ile. Soğuktan kasılan yüzüme can geldiğini hissettim o an. Anlamış gibi yaparak kafamı salladım ve ellerimle yüzümü ovuşturdum. Hissettiğim anlık rahatlama ile içimdeki acı hissinin de yok olması iyi gelmişti. Birkaç dakika sakinleşmek için öylece kaldım.

"Cenk'e mesaj atar mısın? Onu da öylece eve yolladım. Haber verin demişti." dedim Burak'a kibar bir dille. Kafasını salladığında telefonuna dönmüştü. İç çekerek havayı izlemeye başladım. Korku hissi geçmiş olsa bile, bir yanım o hastaneye gitmek istiyordu. Ancak bunu yapmak için yanlış bir zamandı. Küçük bir ihtimal olsa bile benim yüzümden orada yatıyor olabilecek birine bu azap çektirmekten başka bir şey değildi.

"Daha iyi misin?" dedi Burak elini sırtıma yerleştirip ovalarken. "Daha iyiyim." dedim gülümseyerek. "Göktuğ ve Serkan'ın yeni haberi oldu bu arada. Gelmek istiyorlar. Ne diyeyim?"

"Gelmesinler. Yarın buluşuruz." Kimseyi gecenin bir yarısı, bu soğukta buraya dikmek gibi bir niyetim yoktu. Zaten artık bir sorun da yoktu zannımca. Kafasını sallayıp tekrar telefona döndüğünde yüzüne vuran ışık sayesinde göz altlarındaki kızarıklığı ve hafif çökmüşlüğü görebiliyordum. Benimle birlikte ağladığı fikri göğsüme oturmuştu işte.

"Özür dilerim." dedim kendime verdiğim onca sözü ezerken. Bu gece yaşadığım acıdan sonra aklımda dank eden şey, sevdiklerimle geçireceğim her saniyenin ne denli değerli olduğuydu. Artık kimseyi üzmeyi ya da hırpalamayı kendime hak olarak görmüyordum. Kafasını telefondan kaldırıp çatık kaşlarıyla bana baktı. "Ben de özür dilerim." dedi uzun bir bekleyişin ardından.

"O herife aşık mısın bilmiyorum. Ama artık umurumda değil. Sakladıkların, söylemek istemediklerin.. Hiçbir şey ikimizden önemli değil." dediğimde kaşlarını düzeltmiş ve telefonu cebine atıp kollarını omuzlarıma sarmıştı.

"Ben de özür dilerim. Sizden bir şey saklamak en son yapacağım şey olmalıydı." dediğinde bu gece ikinci kez üstümden kalkan ağırlıkla gülümsedim. Ayrıldığımızda o da derin bir nefes çekti içine. Belli ki ikimizde bu küslüğün bitmesi için fırsat kolluyorduk.

"Eee eniştem olmuş yokluğumda?" dediğinde dalgayla göz devirdim. "Enişten seni benden çok seviyor zannımca, barışın diye tutturdu çünkü." dediğimde sesli bir kahkaha saldı.

"Bayram değil seyran değil eniştem neden beni seviyor?"

"Eee kankasıyla ilişki durumunuz malum olduğundan sanırım."

"İlişki durumumuz yok. Bu konuda anlaşalım bir."

"Aynen kanka kesin yoktur he." dediğimde ikimiz de güldük. Dünyayı bilmem ama o gece benim için en uzun geceydi.

***

Şu bölümü vaktim olmasına rağmen yazamadım bir türlü. Artık komikli texting yazmak istediğimden elim varmadı. Dedim ki barışsınlar artık... Ki ben de yazabileyim. Nasıı fikir???
Ayrıca Öfkeli Kalabalık isminde yeni bir b×b kurgu yayımladım. Koşarak ona da bakabilirsiniiz!

Erkekler de Ağlar • boy×boyUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum