Bölüm 17 (Öpücük)

11K 956 296
                                    


Egemen

''Kuzen!'' sırtımdaki çantayı Serkan'a uzattığımda bana olan bakışlarını görsem de umursamadım. Belli ki bela çıkarmamı istemiyordu ama Bora ile konuşmadan içimdeki hırsı atabileceğimi hiç sanmıyordum. Kaldı ki, yanında Cenk vardı. Eğer bir sorun çıkaracaksam bu şu an düşündüğüm kadar büyük olmazdı.

Arkasını dönen ikili ile bizim okulun olduğu caddeden ayrılıp onların okulun önüne doğru ilerlemeye başladım. İkisi de beni izliyordu. Ama Bora'nın gerildiğini metreler öteden bile anlıyordum. Yanına gelirken söylendim.

''En sevdiğin kuzenine selam vermeyecek misin?''

''Ulan var ya senin kadar insanı yoran bir adam görmedim Egemen.''

''Aaaa aynaya bak arada be oğlum.'' diyerek elimi omzuna attığımda kendini silkeleyerek beni kendisinden uzaklaştırdığında, Cenk onun kolunu tutarak çekiştirmişti.

''Hadi abi kavga etmeyin ya, Egemen lütfen.'' dediğinde gülümseyerek ona baktım.

''Bebeğim elini çeker misin? Tamam kuzenim ama kıskanıyorum.'' dedim gevşeklikle. Bora'nın sinirlerini attırmak en büyük görevimdi şu an. Cenk göz devirerek geri çekildiğinde Bora gözlerimin içine bakarak kafa sallamıştı.

''Neden geldin tipini siktiğim? Ayrıca kuçu kuçuların nerede?''

''Yılan belgeseli izlemeye geldim. Duyduğuma göre HD izleniyormuş buradan. Arkadaşlarım da hiç sevmez bunları.''

''Komik misin sen ya?''

''Değil miyim?'' dedim kaşlarımı çatıp Cenk'e bakarken. 

''Kendini komik sanmana bayılıyorum.''

''Bayılsan da kalkmasan keşke amınakoyayım.''  Ellerimi cebime atarken gülmeye başlamıştı.

''Hesap soracaksan sor. Çok işim var, hadi.'' Yutkunarak gözlerimi kaçırdım. Bora ile ilk kez, uzun süreden sonra ciddi bir şey hakkında konuşacaktım. Suçluydu ve bunun herkes farkındaydı. Ama içimde istemsizce bir çekince de vardı. Sanırım ne olursa olsun, 12 yaşımıza kadar yan yana olduğum insandan gördüğüm bir kötülüğü kendime yediremiyordum. Boğazımı temizleyip, biraz daha küçük harfler ile konuşmaya başladım.

''Amcama söylerken neler hissettin, gerçekten kin besleyerek mi söyledin?'' dedim sesim teklemesin diye kendimi sıkarken. ''Hayır,'' dedi yüzündeki sıfır tereddüt ile. ''Babam laf arasında seni görüp görmediğimi sordu ve söyledim.'' Kafamı sallayıp, şaşkınlığımı belli ettim.

''Yani benden nefret etmiyorsun?'' dedim kafamı eğerek. Gözlerini benden kaçırsa da doğru söylediğini hissediyordum.

''Sorunun bu mu sence? Eş cinsel olduğunu yaydım. Yüzün bok gibi, belli dayak yemişsin. Eee evden de atılmışsın şu itle geldiğinde göre.'' Serkan'ı işaret ederken son üç gün içerisinde yaşadığım her şeyin kısa bir özetini geçmişti. 

''Biliyor musun başıma gelenlerin bu şartlarda elbet bir gün olacağını biliyordum ama ne olursa olsun, aramız ne kadar kötü olursa olsun senin bunu yapacağın aklıma gelmezdi.'' Ciddi ruh halime büründüğümden beri ilk kez dönüp Cenk'e bakıyordum. Yeri izliyordu ama ilgiyle bizi dinlediği kesindi.

''Eş cinsel olman ile bir sıkıntım yok benim Egemen.'' dedi boğazını temizlerken. ''Benim seninle bir problemim var. Seninle ve ailenle.''

''Haklısın başarılı oldun aileme yamuk yapmak konusunda.'' dediğimde okullarında çalan zilin sesi kulaklarımızı doldurmuştu. Cenk sanki bir kabustan uyanmış gibi sıçradığında onu kontrol ettim. Gözlerime bakıp, dudaklarını kemirmeye başladığında dikkatini üzerine çekmek için öksürdü. ''Zil çaldı Bora.'' dedi bana da belli etmek ister gibi. Bora kafasını sallayıp, bana tekrar döndüğünde ağzını birkaç kez açıp kapattı.

''Açıkçası bu kadar sakin olmanı beklemiyordum.'' dediğinde gülümsedim genişçe. 

''Başkasının ahlakı benim ahlakımı ekilemez Bora. Karmaya inanırım. Devran elbet döner.'' dedim okullarının kapısını işaret etmek için elimi kaldırdığımda. Elime vurarak yanımdan geçtiği sırada ''Teşekkür etmeliyim aslında. Bana bir şey daha öğrettin." dedim hızla.

"Cenk yürü." dedi beni takmayarak. Olduğum yerde sallanırken son kez sevdiğim beyi süzmek için ona baktığımda yürümüyordu.

"Sen git, ben geleceğim." dedi anlam veremediğim bir biçimde. Bora anlık bir şekilde durup gözlerini ikimiz üzerinde gezdirdiğinde "Boyfriendim ve beni yalnız bırak, hadi yallah." dediğimde ağız dolusu küfrederek "Ne haliniz varsa görün." diyip okula girmişti. Kendimi tutamayıp güldüğümde onun da hafifçe sırıttığını gördüm. Ama benim ona baktığımı gördüğünde hemen solmuştu o gülüşü.

"Dün mesajlaşırken söylediklerinde ciddi olduğunu biliyordum." dedi ardından. Ağzımı açıp onu yalanlayacağım sırada sustum. Her ne kadar ona darılmasam da üzüldüğümü inkar edemezdim.

"Aslında-" dediğimde "Lütfen Egemen." dedi. "Özür dilerim senden ve diğerlerinden." Elimi enseme atıp kafamı salladığımda geniş kelime daarcığımdan tek kelime seçip de edecek hali kendimde bulamıyordum. Sonra bana yaklaştığını hissettim. Kısa bir an yüzümü yalayıp geçen nefesini hissettiğimde nefesimi tuttum. Benden birkaç santim uzun olan boyuyla dibimdeydi.

Kafasını uzattığında beynime nefes alması gerektiğini, yoksa öleceğini hatırlatmaya çalışıyordum. Yanağımda hissettiğim hafif sulu öpücük ile gözlerim irice açılırken, hızla benden ayrılıp kıkırdayarak kapıya yönelmesini izledim.

"Hassiktir." dedim elimi yanağıma atarken. Yüzüme yayılan gülümseme ile etrafıma baktım. Onu hâlâ okula ilerlerken görünce arkasından bağırdım.

"Namusumu kirlettin, evlenmeliyiz!"









Erkekler de Ağlar • boy×boyDonde viven las historias. Descúbrelo ahora