forever young // final ep

7.2K 437 119
                                    


            

son kısıma hikaye hakkında yorumlarınızı yazmanızı riza ediyorum ballarım, iyi okumalar 💓💫

✧*̣̩⋆̩☽⋆゜



"Ee Hyunjin'ciğim sende ne var ne yok? Var mı hayatında yakışıklı oppalar falan?"

"Jihoon, düzgün konuş."

"Tamam aşkım özür dilerim."

Hani bazen anlatılmaz yaşanır dediğimiz olaylar vardır ya, işte öyle zamanlardan birindeydi bu üç kişi şu an.

Hyunjin, kafeteryada tek başına otururken, onu gören Jihoon sevgilisi Guanlin'i de yanında sürükleyerek Hyunjin'in yanına gelmiştilerdi. Hyunjin başta bundan şikayetçi değildi ama, Jihoon gerçekten çok fazla soru soruyordu. Masaya geldiğinden beri tek yaptığı ona Guanlin'i övmek ve ilişkilerinin ne kadar harika olduğundan bahsetmekti. Ha bir de,şu an da üçüncü filtre kahvesini içiyordu. Tam bir kafein bağımlısıydı resmen.

"Ah, sorun yok Guanlin, alıştım artık. Şey, aslında bende pek bir şey yok diyemem.. yani.. ara sıra fotoğrafçılık kulübünün oralarda gördüğüm çocuk ilgimi çekiyor diyebilirim. Ama ismini bilmiyorum."

"NE? Ne yani şu an birinden mi hoşlanıyosun sen?? Jungkook'u ÇOKTAN UNUTTUN MU YANİ?"

Hyunjin göz devirdi.

"Ondan zaten hiç hoşlanmamıştım Ji-"

"Ay inanamıyorum harika bir şey bu! Hemen kalk senin şu çocuğu araştırmaya gidiyoruz, kalk kalk."

Guanlin onu çekiştiren sevgilisine ayak uydurdu ve kalktı. Aynı sırada Hyunjin'e de özür dileyen bakışlar atıyordu. Çünkü Jihoon'u artık kimse kararından vazgeçiremezdi.

Ve sonrasında üçlü, gerçekten komik bir arayışın içine girdi.

*******

"Hyung, sence, ileride birbirimizi sevmeyi bırakacak mıyız?"

Jimin, göğsünde yatan sevgilisinin çatlak sesiyle ona sorduğu soru karşısında birazcık afalladı. Böyle bir soru beklemiyordu ondan.

Onun, bazı konular hakkında endişelendiğini az çok biliyordu aslında. Gelecek kaygısı olduğunu, kendini kendisine karşı çok açık olamadığını biliyordu. Jungkook'u yıllardır seviyordu, gözünden bile sakınıyordu ve elbette onun kaygılarını dinlemek, sorunlarına çözüm bulmak isterdi. Onu zaten yıllarca tek başına bırakmış, uzun süre hem kendine hem ona acı çektirmişti. Artık olmazdı, artık Jungkook'un onsuz, veya onun Jungkook'suz bir hayatı olamazdı.

"Hyung?"

Jimin, onun alnına sıcak bir öpücük bıraktı ve beline rastgele atılmış kollarını sıkılaştırdı. Jungkook'un ince ve kıvrımlı beli, artık Jimin'in kollarının evi gibiydi.

"Bebeğim, bunu düşünmene sebep olacak tavırlar sergilediysem özür dilerim. Sanırım bu zamana kadar sana kendimi pek belli edemedim, benim hatam."

Derin bir nefes aldı ve eliyle bebeğinin saçlarını okşarken konuşmasına devam etti.

"Biliyorum, sana karşı biraz sert davranıyorum. Bazı -çoğu- durumda istemeden de olsa kısıtlıyorum. Benden çok diğer insanlarla samimi olduğunda kıskanıyorum. Ama Jungkook, bunların hiç biri benim elimde olan şeyler değil. Sadece, seni çok fazla seviyorum ve başka ellerin sana değmesini, yabancı gözlerin seni görmesini istemiyorum. İnsan çok sevince güzelleşir derler, ben güzelleşmedim, ben senin güzelliğinde boğuldum sanki Jungkook. Seni sevdikçe, bu zamana kadar canımı yakan bütün duygular teker teker gitti. Ben seni sarmaladıkça, kabuslarıma giren ailem yok oldu. Sen güzelleştikçe, ben iyileştim Jungkook."

Jungkook, Jimin'in ona söyledikleri karşısında buz kestiğini hissetti. Ona bu zamana kadar sadece seni seviyorum diyebilmişti. Ama şimdi, odun diye nitelendirdiği sevgilisi saçlarını okşayarak ona güzel sözler söylüyordu. Kalbini tamamen çalmıştı şu an.

"Jimin-"

"Dur bir dakika, önce bitireyim. Demek istediğim, sen şu an burada, kollarımın arasında olmasaydın kil bilir ne durumda olurdum. Beni, bizi kurtardın sen Jungkook. Eğer şu anda mutlu bir hayat sürüyorsam hepsini sana borçluyum. O yüzden endişe ettiğin, korktuğun ne varsa bana söyle. Sana elimden geldiğinde yardım ederim, lütfen benden çekinme."

Jimin son sözlerini söylerken neredeyse ağlayacak gibi olmuştu. Ne yapsındı, Jungkook'a karşı içinde taşıdığı duygular bazen kalbine çok fazla geliyordu.

"Şey, aslında senden korkuyorum diyemem. Çünkü sen sert olduğun kadar düşünceli birisin de. Sadece, dediğin gibi duygularımı pek gösteremiyorum. Kaygılarım çok fazla var, ama bunları söylemekten çekiniyorum."

Jimin gülümsedi ve onu koltuk altlarından tutup biraz yukarı çekerek yüzlerini aynı hizaya getirdi. Gerçekten tavşan gibi bakıyordu Jungkook. Eğer kulakları olsaydı onun gerçekten tavşan olduğunu düşünürdü.

Pek bir şey yapmadı, sadece dudaklarını dudaklarına yumuşakça bastırarak onu sevimli bir öpüşmenin içine çekti. Araya dilini katmamıştı, sadece tadını almak istiyordu. Bu yüzden ince olan üst dudağını dudaklarının arasına almış güzelce emiyordu. Küçük olan, bunun karşısında inledi ve Jimin'in kulakları kutsandı. Biraz daha tükettiler dudaklarını ve  belki de gün ağarıncaya dek biraz daha sevdiler birbirlerini.

"Sonsuza kadar birlikte olacağız güzelim, sen böyle, aynen bu şekilde kollarımın arasında olacaksın. Gözlerim yine senden başkasını görmeyecek. Yine seni böyle seveceğim çünkü, biz genciz. Sonsuza kadar genciz."

***

bitti arkadaşlar şaka gibi ama evet.. bu zamana kadar okuduğunuz için çok teşekkürler 🐥💕

 bu zamana kadar okuduğunuz için çok teşekkürler 🐥💕

Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.

"arrest me~~"

"arrest me~~"

Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.
friend's hyung ࿐ jikookOnde as histórias ganham vida. Descobre agora