i will kill him

6.7K 436 99
                                    

bu bölüm biraz kafanızı karıştırabilir.. o yüzden merak ettiğiniz yerleri sorun veee bol bol yorum  yapın ùwú <3

"Evet buluşacağım."

"Hayır, buluşmayacaksın."

"Buluşacağım dedim ya!"

Jimin, kendisini oldukça zorlayan sevgilisinin somurtan yüzüne baktıkça daha da sinirlendiğini hissediyordu. Ondan gerçekten ama gerçekten izin vermeyeceği aşırı bir şey istiyordu ve o izin vermediğini söylediği halde üstelemeye devam ediyordu.

En sonunda Jungkook birleştirdiği kollarını bıkmışlık ile indirdi ve derin bir nefes vererek kafasını eğdi. Jimin ile uğraşmak çok zordu. Artık devam etmek istemiyordu. Yaşadığı pes etmişlik hissi her tarafını sardığında kendini tutamadı ve göz yaşlarının tek tek yanaklarından akmasına izin verdi.

"Hey hey, dur, ağlama- Jungkook lütfen ağlama. Özür dilerim."

Jungkook ağlamasını çoktan durdurmuştu ama tam önünde yanaklarını okşayarak kafasına öpücükler konduran ilgili bir sevgili modeli görmek onu mutlu ettiği için yalancıktan ağlıyormuş numarası yapıyordu. Evet, belki de bu yaptığı en sevimli yalancıktan hareketti.

Sesini titreyerek konuşmaya ve Jimin'e ajitasyon yapmaya başladı.

"A-ama sen sürekli b-böyle yapıyorsun Jimin. B-benim hep kalbimi kırıyorsun. Ger-çekten dayanamıyorum a-artık."

Ve devamında kesinlikle iyi bir rol yaptığını düşünerek ağlama sesleri çıkarmaya başlamıştı.

"Üzgünüm, özür dilerim. Sadece seni çok çok fazla seviyorum ve o çocukla aynı ortamda bulunmanı istemiyorum. Ayrıca o çocuk seni sevmeye cüret edebilmiş biri, ya sana duygularına karşılık vermiyorsun diye zarar verirse? O zaman ben n'apacağım? Gidip onu öldürürüm Jungkook, yemin ederim."

"Saçmalama be! Hyunjin'in beni sevmediğini sekiz yüz defa söyledim sana Jimin. Tanrı aşkına, çocuk benden hiç hoşlanmadı bile. Sadece arkadaş olmak istiyor."

Jungkook konunun biraz farklı yerlere gittiğini anladığında ağlama numarası yaptığını bir anlığına unutarak çıkışmaya başlamıştı ve bu aleyhine olmuştu elbette.

"Bir dakika, sen iki saniye önce titreye titreye ağlamıyor muydun? Bakıyorum da Hyunjin'ciğin hakkında konuşunca bülbül gibi ötmeye başladın." Açıkçası bu durum sinirlerini bozmamış sayılmazdı.

Jimin onun yaptığı oyunu fark ederek üzerine yürümeye başlamıştı. Belki de biraz gözünü korkutmalıydı minik tavşanın.

Jungkook onun sert bakışlarını gördüğünde gerçekten titremeye başladı. "H-hayır ya sadece şaka yapıyordum bir kere! Hyunjinle alakası yok!"

Yaşadığı baskı yüzünden bağırıp duruyordu küçük beden ve arkaya adımlaya adımlaya yatağının kenarına geldiğinin farkında değildi.

"Hmm, demek onunla alakalı değildi?"

Jimin, yüzünde sinsi ve seksi bir ifadeyle elini küçüğün kalçasına koymuştu. Sert sayılabilecek ama acıtmayacak şekilde sıktırırken diliyle de boynuna ıslak bir yol çiziyordu. Sanki bu beden Park Jimin'in haritasıydı ve en çok sevdiği şey diliyle takip etmekti. Her ayrıntısına, hiçbir noktayı kaçırmadan, her yerine sahipti. Gözünden kaçan hiçbir yer yoktu. Jungkook, bedeni ve ruhuyla sadece Jimin'e aitti.

"A-hah.. yapma..dur.."

Dilini yaladığı kulak arkasından çekip, elini tişörtünden içeri sokarak meme uçlarını buldu ve sertleştiklerini fark ettiğinde sırıtmadan edemedi. Kendisine göre küçük olan bu dokunuşlar miniğini çoktan etkilemişti bile. Parmaklarıyla küçük tepeciklerin etrafında daireler çiziyor, dudağını her öptüğünde aynı zamanda da göğüs ucunu hafif sıkıyordu. Dolayısıyla Jungkook iki yönden de aldığı zevk yüzünden Jimin'in kollarına yığıldı yığılacaktı. Bünyesi bu kadar şeye dayanmıyordu.

"Gerçekten durmamı istiyor musun?"

Kulağını yalıyordu bunu sorarken.

"E-" evet demek istedi ama sesini bulamadı. Gerçekten çok zevk alıyordu.

"Hm? Evet mi?" Jimin, sanki onun sesini duyamıyormuş gibi iyice üzerine eğilmiş, zaten nefes nefese kalmış çocuğu tamamen sıkıştırmıştı. Ona böyle davranıyordu ama artık kendisinin de pek iradesi kalmamıştı.

"Eğer evet demek istiyorsan bana bir defa sürtün, hayır ise iki defa. Durup durmayacağıma sen karar ver." Dediğinde ciddiydi.

Jungkook kollarını Jimin'in boynuna tamamen sararak, kızarmış yanaklarıyla bedenini hafifçe geri çekti -gerçekten- sert bir şekilde bir defa sürtündü önündeki bedene. Artık durmasını istiyordu çünkü onunla tartıştığında her zaman olduğu gibi tekrar yatakta gönlünü almasını istemiyordu. O sert bir çocuktu, sözünün eriydi, Jimin'e tavrını göstermeliydi. Onun tuzağına düşmemeliydi.

Bunun yanında ise Jungkook Jimin'e sürtündüğü gibi Jimin kontrolünü kaybedecek gibi olmuştu. Jungkook'un yaptığı en ufak hareket onu zor durumlara sokabiliyordu çünkü bilirsiniz, Jimin Jungkook'a gerçekten aşıktı. Dolayısıyla da aşık olduğunuz insan sizi gerçekten her şekilde mahvedebiliyordu. Aslında Jimin, Jungkook en başında onun sevgisine karşılık vermese bile mutlu olurdu. Onu koruyabilmek, onu gülümsetebilmek ve etrafına yaklaşan küçük sinekleri öldürebilmek bile onun için yeterliydi. Jungkook onu sevmese bile peşini bırakmazdı, belki de bu çoğunuza göre bir hastalık olarak gelebilirdi ama Jimin böyle düşünmüyordu. Tam tersi, o, değersiz düşündüğü hayatında tutunacak kimsesi yokken Jungkook'a bu kadar bağlı olmanın güzel bir şey olduğunu düşünüyordu. Ondan güç alıyordu, kimse yanında olmasa da onun olacağını biliyordu ve ondan başka kimseye de ihtiyaç duymuyordu. O, Jungkook'u çok seviyordu.

Düşündüğü sevimli şeylerden sonra hayal dünyasından kafasını sallayarak ve gülümseyerek çıktı ve hala üstünde hakimiyet kurduğu bedeni serbest bıraktı. Eğer onun gerçekten okula gitmesi gerektiğini bilmese asla bırakmazdı.

"Hayırdır bıraktın bir anda?"

Kekelemesi geçen ve heyecanı yarıda kesilen minik beden homurdanarak sormuştu. O devam etmek istiyordu.

Jimin onun laflarına sırıttı.

"Gitmen gereken bir okul olduğunu sen söylemiştin bebeğim. Ha ama eğer çok istiyorsan devam-"

"Hasiktir Jimin!"

"Ne-"

Jungkook kendi kafasına küfürler yağdırarak yataktan kalktı ve üzerini hızlıca düzeltip, ona şaşkınca bakan Jimin'i görmeden ve çantasını kaparak odadan çıktı. Okulu olduğunu, Jimin ona inanılmaz şeyler yaptığı için unutmuştu. Aklını kaybetmişti resmen.

Dış kapıdan da çıkacağı sırada bir şey unuttuğunu fark ederek geri döndü ve hala yatakta şaşkın bir şekilde oturan sevgilisinin dudaklarını suluca öperek koşarak odadan geri çıktı. Öpmeyince saatlerce tribini yiyordu.

Jimin girdiği transtan öpücük ile kendine geldi ve Jungkook'un arkasından bağırdı.

"O çocukla buluşmayacaksın Jungkook!"

****

eEe nasılsınız şekerler .d finaldeyaklaşıyofalanahaha

hyunjin🍭

hyunjin🍭

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
























friend's hyung ࿐ jikookWhere stories live. Discover now