offer

6.7K 495 532
                                    

yorum yapın çünkü doğum günüm 💌

***

"Jungkook lütfen diyorum ya kabul et şu çocuğun teklifini!"

Jihoon'un yüksek sesli sızlanmalarına cevap vermeden hızlı hızlı yürüyen Jungkook şu an aşırı grip bir durumdaydı. Gerçekten garip.

"Sen kafayı mı yedin Jihoon, Jimin hyunga ne diyeceğim? ah hyung kusura bakmazsan bu gece benimle yakından tanışmak isteyen bir çocukla yemeğe gideceğim, görüşürüz falan mı seni gerzek!?"

"Bravo lan, aynen onu diyeceksin işte hayatım."

Jungkook, Jihoon'un onu asla anlamayacağını fark ederek boşuna dil dökmemeyi seçti ve omzundan kayan çantasını düzelterek yürümeye devam etti. Hala sızlanıyordu arkasındaki beden.

Aslında bahsettiği olay tamamen beklenti dışı gelişmişti. İkili birlikte okulun önündeki bankalardan birinde oturup sohbet ederken yanlarına oldukça uzun boylu, yakışıklı biri gelmişti. Başta Jihoon onu elbette ki hemen ağına düşürmeye çalışmıştı ama işler tahmin ettiği gibi olmamıştı. Uzun çocuk aniden eğilerek Jungkook'un elini tutmuş ve onun afallamasına sebebiyet vermişti. Devamı ise daha garipti, yakışıklı çocuk ona 'onunla yakından tanışmak ve bu akşam yemeğe çıkmak istediğini' söylemişti ve hemen oradan gitmişti. Jungkook'un onu geri çevirmesine fırsat bile vermemişti, açıkçası biraz korkunç bir tipti.

"Hey, ne bu acele?"

Eve hızlıca girdiği ve dalgınca direkt olarak odasına yöneldiği için çarptığı ve ona seslenen Jimin'i son anda fark etmişti. Kötü hissediyordu.

"H-Ha? Ha evet şey, kusura bakma hyung uykum var da. Uyumaya gidiyorum ben. İyi geceler."

"Daha akşam bile olmadı Jungkook, ne saçmalıyorsun?"  Jimin anında onu  bu davranışlarından şüphelenmişti. Onu iyi tanıyordu ve bir şey olduğuna emindi.

Jungkook'un yüzüne baktığında onun gözlerine bakamadığını fark etti. Ayrıca omuzları da titriyordu. Muhtemelen ondan bir şey saklıyordu ve korkuyordu. Jimin o an kendinden nefret etmek istedi, onu bu kadar korkuttuğu ve baskıladığı için. Düşüncelerini özgürce ifade edebilmesini isterdi.

Bu yüzden ellerini yavaşça omuzlarına yerleştirip okşamaya başlarken aynı zamanla yanağına da küçük bir öpücük kondurmuştu. Bu onu  dilinde benden çekinme demek oluyordu.

"Bebeğim, seni rahatsız eden bir şey mi var?" konuşabildği en nazik ses tonuyla konuşuyordu. Ona ne söylerse söylesin asla kızmayacak veya sesini yükseltmeyecekti. Miniğini üzmeyecekti.

"Ş-şey, aslında evet, var ama bu biraz garip bir durum. Nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama gerçekten- "

"Ay dur ayol senin yerine ben açıklayayım. Hyung, bugün yakışıklı bir çocuk Jungkook'a evlenme- pardon yemek teklifi etti. Ben zor beğenen biriyim ama benim bile dibim düştü yanii."

Jungkook o an Jihoon'un kafasını duvara vurmak kıvılcımlar çıkartmak falan istedi ama tek yaptığı nefesini tutarak Jimin'in tepkisini beklemek oldu.

O sırada Jimin ellerini Jungkook'un omuzlarından çekti, sıcak nefesini dışarı üfledi ve bir kaç dakika öylece dikildi. Sakin kalmaya çalışıyor gibiydi.

"İsmi ne çocuğun?"

"Bilmiyorum."

"Hwang Hyunjin."

Jungkook şaşkın gözleriyle Jihoon'a bakarken ne ara ismini öğrendiğini düşünüyordu. Daha eve gelirlerken araştırmaya başlamıştı. Ne çabuk öğrenmişti? Ondan korkulurdu cidden.

friend's hyung ࿐ jikookWhere stories live. Discover now