2.Kısım

79 12 8
                                    

Birbirlerini görmeden yürüyen insanlarla doluydu Payiz'e göre, şehrin neresinde yürürse yürüsün etrafı. Bazen bir adama bakıp, 'acaba etrafından benim geçtiğimi farkediyor mudur?' diye aklından geçiriyordu. Ya da yaşlı bir kadın görünce, gençken neler yaşadığını merak edip, "acaba onun için de savaşlardan bir tanesi başlamış mıdır?."
Kastettiği, tarihte kadın kavgası için başlayan büyük savaşlar değildi, insanın insan ile olan savaşıydı. Aşk, aile, arkadaşlık ya da fikirler birer savaş değiller miydi zaten..
Ve sürekli birileri savaşa yenik düşmüyorlar mıydı? Büyük savaşlar da küçük savaşların toplamı değil miydi? Son bulan aşklar, son bulan aileler, son bulan arkadaşlıklar hatta son bulan fikirler, son bulan hayatlar kadar bitirmiyor muydu her şeyi? Düşünceler birbirlerine sınırsız kapı açarken ve Payiz her saniye başka bir düşünce odasından geçip, o anda odayı süslemeyi ihmal etmezken aniden bir sesle irkildi;
-Payiz..
Hemen sağındaki sokağın üç metre iç tarafından seslenen Yusuf'tu.
-"Yusuf abi.. Ne yapıyorsun burada?" dedi Payiz tedirgin bir sesle.
-"Seni arıyorum. Nereye gidiyorsun Payiz, ne işin var burada?" dedi Yusuf telaşlı ve bir o kadar da hiddetli bir sesle.
-Bimiyorum Yusuf abi, bir şeyleri kaybettim galiba onları arıyorum.
-Ne arıyorsun Payiz? Söyle de beraber arayalım.
"İnsanlığı" diyemedi Payiz;
- Babaannenin evini arıyorum abi. Bulunca neden aradığımı da söyleyeceğim, öncelikle bu odalardan çıkarman gerek beni yine..
Yusuf Payiz'in abisiydi, birbirlerine abi kardeşlikten öte bir bağ ile bağlıydılar, üstelik abi kardeşlikten öte bir bağ olmamasına rağmen.
Heybetli bir görünüşe sahip olan, omuzlarının genişliği ve uzun boyuyla bir sporcu görünüşünü barındıran Yusuf;
güler yüzü, naif tavırları ve yakışıklı simasıyla, onu gören göze güven veriyordu adeta.
-"Çıkarırım canım kardeşim, çıkaramasam da oturur beraber düşünürüz o odada" dedi Yusuf Payiz'e yine gülen gözleriyle bakarak.
Payiz'in anlatmak istediği düşünce odalarını, gözlerine bakarak anlayabilmişti sanki. Zaten Payiz'e göre onu bir şekilde anlayıp yaptığı her güzelliğe destek veren biriydi Yusuf abisi.
"Nerden anladın" diye soramadan ona,
-Çok düşünüyorum abi, aklımdan sayısız şey geçiyor. Her düşünce bir soru benim için ve devamında başka bir düşünce ile düşüncemi dolayısıyla sorumu genişletiyorum. Ama bunlara verecek bir cevabım yok, dedi.
-Sadece sen düşünmezsin böyle, insanoğlunun kafasında geçen düşünceleri saymakla bitmezmiş. Ama dün gazetede okudum, bir insanın beyninden günde en az on bin tane düşünce geçermiş. Ama ben bu sayıya katılmıyorum, o sayı sadece onu hesaplama işine giren bir insanın kafasındaki düşüncedir ve bu sayıyı bize o saymıştır. Hal böyleyken de her saydığı düşünceden sonra bir etti, iki etti, üç etti diye hesaplaması sürekli aynı düşünceye dönmesi demektir kardeşim. Ve sürekli aynı şeyleri düşünmek de düşüncelerinin önüne ve sınırsızlığına bir duvar yapmak değil midir, diye sordu Payiz'e.
-Muhakkak öyledir abi, diye onayladı Payiz onu güler yüzlü bir ifadeyle.
Anlatırken o kadar güzel ve tane tane seçiyordu ki Yusuf kelimelerini, anlattığı şeyler karışık da olsa, anlıyordu Payiz onu.
-Senin kendine soru şeklinde sorduğun düşüncelerinin cevabı ise, sonrasında gelen düşüncendir. Savaş çıksa ne olur, diye sorarsan kendine, sonrasında soracağın soru eğer yüreğinde merhamet adına bir kıvılcım varsa, bu kadar insan ölürse ne olur, olacaktır. Sorduğun soruya kendin cevap vermiş olursun, savaş çıkarsa bir sürü insan ölür. Her soru senin cevabın, her cevap başka bir cevaba sorudur, dedi Yusuf.
Bir süre susup Yusuf'un dediklerini düşünen Payiz, abisinin kendisini bu denli tanıyıp kafasındaki düşüncelerine paralel olarak savaş örneğini vermesinden çok düşüncelerinin senkronize hareketlerine yoğunluk kurdu. Çünkü abisinin onu tanıdığına çok emindi. Hatta bir kaç kez bunu dile getirmiş, abisine sorular sormuştu. Ama her şeyin tesadüf denen şey ile oluşmadığına o kadar emindi ki, o konu üzerinde hiç ısrarcı sorular ve cümleler kurmadı. Çünkü ona her şeyin tesadüf ile olmayacağını anlatan da zaten, Payiz'i Payiz'e anlatarak kanıtlayan Yusuf'tu...

YILDIRIM ÇETESİحيث تعيش القصص. اكتشف الآن