30

2.8K 300 239
                                    

Louis sadece öylece bakmaktaydı.

Harry omuzlarına değen saçlarını kestirmişti ve güzel bir model vermişti. Üstüne giydiği siyah takım ve beyaz gömlek ile de ayrı bir yakışıklı duruyordu. Yeşil gözleri büyük bir kararlılıkla parlıyordu. Çapkın gülümsemesi ile Louis'ye bakıyordu. "Selam."

Louis yutkundu. Sesini aramaya çalıştı ama bulamadı. Harry Styles o kadar yakışıklı duruyordu ki Louis resmen küçük dilini yutmuştu. "S-Selam."

Harry dudaklarında olan sırıtmayı genişletti. "İçeri girebilir miyim?"

Louis ilk kapının kulpunu sıkan eline, sonra da kapıda duran Harry'ye baktı. "İçime girebilirsin- yani içeri girebilirsin, tabii."

Harry yüzündeki ifadeyi bozmamaya çalışarak içeri girdi. Harry gayet resmi bir şekilde giyinmişken Louis ördek desenli pijamaları ile Harry'ye ağzı açık bakıyordu. Resmen 'düşmüş' bir vaziyetteydi.

"Kapıyı kapatmıyor musun?" dedi Harry çenesiyle açık kapıyı işaret ederken. Louis ayağıyla gürültülü bir şekilde kapıyı kapattı. Harry'yi görünce aklını kullanamaz hâle gelmişti. Çünkü Harry çok farklı duruyordu.

Louis tüm vücudunun yandığını hissetti. Kasıkları sızlamaya başlamıştı ve aynı zamanda her tarafının yanmaya başladığını hissediyordu. Sanki kızgınlığa girecek gibiydi. "Çok-çok," sustu ve Harry'yi baştan aşağı süzdü. "Aşırı çok, fazla çok, bayağı çok-"

Louis çenesine değen parmaklar yüzünden susmak zorunda kalmıştı. Harry aralarındaki mesafeyi kapattı ve yüzünü Louis'nin yüzüne yaklaştırdı. "Ne çok?"

Louis inledi. Kendini tutamamıştı ve yüzüne karşı inlemişti. Bir Omeganın Alfaya teslim olması gibi çıkmıştı. "Alfa..."

Louis'nin gözleri kaymaya başlamıştı. Kendini Harry'nin üstüne attığı zaman dudakları direkt dolgun dudakları bulmuştu bile.

Harry, Louis'yi sıkıca tutarken onu en yakın koltuğa götürdü ve oturdu. Louis de kucağına çıkarken bir yandan onu en yakınına çekmeyi çalışıyordu.

Louis nefessizlikten geri çekilince karşısındaki Alfaya gözleri ve ağzı açık bakmaya devam etti. "Neden saçlarını kestirdin?"

"Beni fazla terletiyorlardı." dedi Harry dürüstçe. Saçlarını seviyordu ama çok terletiyordu. Uzun saç kullanmayı pek beceremiyordu.

Louis kısa ve yapılı saçlara elini attı. Onları okşarken Harry'nin yüzünde ufak bir sırıtma belirdi. "Hoşuna gitti sanırım?"

"Hem de çok." dedi Louis hayran olarak. Birtek saçlardan dolayı değildi. Harry'ye takım elbise çok yakışıyordu ve her seferinde bakmadan edemiyordu.

"Senin gibi bir dâhi benim gibi bir Alfayı sevebilirdi zaten."

Louis ellerini kısa saçlardan çekip yeşil gözlere baktı. "Nedenmiş?"

"Zekiyim, kültürlüyüm, yakışıklıyım, mükemmel bir baba olabilirim ve mükemmelim."

Louis alayla güldü. "İhtiyacım olan her şeye sahipsin."

Louis gözlerini açtığı zaman kendisini odasında bulunca şaşırmamıştı. Rüya olduğu belliydi çünkü Harry'ye para verseniz bile asla saçlarını kestirmezdi.

Louis gülerek yatağında doğruldu. Rüyasında gördüğü Harry'yi hatırlamaya çalıştı. Rüyasında gördüğü kişi çok farklıydı. Daha olgun ve daha genç duruyordu. 22-23 yaşında gibi duruyordu.

Louis silkelenip yatağından kalktı. Alarmdan önce kalktığı için alarmını kapattı. Soğuk bir duş almak için odasındaki banyoya ilerledi. Çünkü buna aşırı çok ihtiyacı vardı.

Instagram'da nasıl çıldırdığımı biliyorsunuz... elim otomatikman buraya geldi

Genius // Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin