37. BÖLÜM

2.9K 164 83
                                    

37. EVRE

Finalden önceki son durak... Bu bölüme kadar bana eşlik eden herkese teşekkür ederim.
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.
Seviliyorsunuz, çok.🖤

Karanlık, ıssız, sessiz ve ıslak...

Gece siyah pelerini gökyüzünün her metrekaresine serpiştirerek sergilerken, her yer karanlığın hâkimiyeti altına girmişti. Tüm sesler bir araya gelip ıssızlıkta kaybolurken soluduğum şey oksijen değil sessizlikti, gürültülü bir sessizlik.

Patika yoldan nereye koştuğumu bilmeden öylece koşuyordum. Etrafımda uzun ağaçlar sıralı sıralı dizliyken, ay dolunay kostümünü giymiş gecenin sahnesinde yeni kıyafetini sergiliyordu.

Ay hiç olmadığı kadar parlak, hiç olmadığı kadar süslüydü bu gece.

Hiçbir dur emrime itaat etmeyen bacaklarım kafamın içinde yankılanan başka sesin varlığıyla aniden dururken iki büklüm ellerimi diz kapaklarıma koyarak soluklandım. Ciğerlerim oksijene muhtaçlıklarını haykırırken büyük büyük soluklar alıyordum. Olduğum yerde öylece durup etrafıma bakındığımda ağaçların oldukça sık ve çıplak olduğunu fark ettim. Geceye rağmen ışıl ışıl parlayan beyaz yumakların kar olduğunu fark ederken kaşlarım çatıldı. Burası hiç olmadığı kadar yabancı aynı zamanda tanıdıktı.

"Akay!"

Kime ait olduğunu kestiremediğim ses gecenin sessizlik perdesini ortadan ikiye ayırarak adımı haykırırken, içimde adlandıramadığım hisler kol geziyordu. Bacaklarım duyduğu sesle birlikte tekrar koşmaya başladığında karmakarışık hissediyordum. Kimden kaçıyordum? En önemlisi ise neden kaçıyordum?

Gecenin karanlık kostümünden beyaz inciler dökülmeye başladığında gökyüzü daha önce hiç şahit olmadığım tonda kızıla boyanmıştı. Ressam tuvalinde gökyüzünü resmederken yalnızca kanın rengini kullanmış gibi görünüyordu. Hava ölü bir ceset kadar soğukken üzerimde beyaz bir gelinliğin olduğunu fark ettim.

Araba seslerinin geldiği ana yolu fark ettiğimde adımlarım çoktan oraya doğru yönelmişti. Yolun tam ortasına geldiğimde adımlarım bıçak gibi kesilmiş uzaktan parlayan ışığa kilitlenmişti. Neden burada öylece dikildiğimi sorgularken bu sefer farklı ama başka bir tanıdık bir sesten duydum ismimi.

"Akay!"

Hala tam olarak neyin içinde olduğumu kestiremezken kaçtığım kişinin birden fazla olduğunu anlamıştım. Hiçbir şey yapmadan son hızla yaklaşan ve büyüyen ışığa bakarken ışığın kaynağının araba farları olduğunu anlamıştım. Süratli araç varlığımı fark etmesine rağmen hızla üzerime gelirken bacaklarıma hareket etmeleri için emirler yağdırsam da onlar yere çivilenmiş gibiydi, ne ileri ne de geri hareket etmiyorlardı. Hissettiğim duygu saf korkuyken bedenimin kontrolü elinde olan kişinin hissettikleri bundan çok daha fazlasıydı. Işık gözlerimi kör edecek kadar yakınlaşmışken az önce kaçtığım iki sesten de aynı anda adımı duymuştum.

"AKAY!"

"AKAY!"

Farklı seslere ait aynı hislerin sığındığı adımı haykıran sesler gök gürültüsünü anımsatırken yutkunamadığımı hissettim. Bakışlarım iki karanlık siluete doğru döndüğünde büyük bir soluğu ciğerlerime yolladım ve ne olduysa o an oldu.

"HAYIR!"

"AKAY!"

Aldığım soluğu veremezken aldığım darbeyle bedenimin kar tanelerinin ıslattığı zemine sertçe düşüp, her yeri uğursuz kızılla boyadı...

KAÇAK & KAÇIK | TAMAMLANDI Where stories live. Discover now