27. BÖLÜM

5.3K 328 447
                                    

27. EVRE

Herkese iyi bayramlar! Size şeker tadında bir bölüm bırakıyorum, keyifli okumalar.🖤

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Seviliyorsunuz, çok.

 Seviliyorsunuz, çok

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yalnızlık... Tüm hücrelerimle hissettiğim en yoğun duygu buydu. Salondaki televizyonun karşısındaki üçlü koltuğa uzanmıştım. Gözlerim her ne kadar televizyon ekranında akıp giden dizi de olsa da aklım Adal'daydı. Uzun zaman sonra yalnızlığı tüm varlığımla solurken ev hiç olmadığı kadar büyük ve boş geliyordu. Adal'ın varlığına tahminimden daha fazla alıştığım gerçeği bir tokat gibi yüzüme çarparken, gözüm bir yandan da orta sehpadaki telefonumdaydı. Sabah erken saatte uyanmama rağmen onu görememiştim, çok daha erken vakitte işe gitmişti.

Uyandığımdan beri yalnızlık hissini dindirmek için yapmadığım şey kalmamıştı. Kahvaltı yapmış, ders çalışmış, kitap okumuş hatta temizlik bile yapmıştım ama zaman bir türlü geçmiyordu.

Orta sehpadaki telefonumdan bildirim sesi gelince hızla yerimden doğrularak telefonu elime aldım. Heyecanla mesaj bildiriminin üzerine tıklayarak mesajı açtım.

"Değerli müşterimiz mobil hattınızda yeterli bakiye olmadığı için devlete ödenecek olan 2.85 TL Telsiz Kullanım Ücreti bakiyenizden tahsil edilememiştir. TL yüklemek için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. B001"

Mesajı açıp birkaç kez daha okuyup Adal'dan gelmediğine emin olduktan sonra büyük bir hayal kırıklığıyla sehpadaki eski yerine bıraktım. Sinirle nefesimi bırakarak asla odaklanamadığım televizyonu kapattım. Evde bir başıma kalalı saatler olmuştu ama Adal aramayı bırak bir mesaj dahi atmamıştı. Yarasını bahane ederek mesaj atmayı düşünsem de o düşünceyi hızla geldiği yere geri göndermiştim. İş inada binmişti o yazmıyorsa ben hiç yazmayacaktım, bu konuda kararlıydım.

Banyoya doğru adımlayarak yıkadığım çamaşırlarımı makineden çıkararak üst kata çıkardım. Kurutmalığı açarak bir köşeye koyup, ıslak çamaşırları üzerine asarak kurumaya bıraktım. Odamdan çalışmak için yeni ders kitapları ve bitirdiğim romanın yerine bir yenisini alarak aşağıya indim. Nedense içimden odamda takılmak gelmiyordu. Kendimi salonda daha iyi hissediyordum.

Kitapları orta sehpanın üzerine bıraktığımda telefonumun bildirim sesi yine etrafı doldurmuştu. Yine hüsrana uğrayacağımı bildiğim için telefonu elime almakta acele etmedim. Önce hangi derse çalışacağım konusunda karar verip o dersin kitabında kaldığım sayfayı açtım. Sehpanın üzerindeki dağınık duran kitapları da üst üste dizdikten sonra telefonumu elime alarak mesaj bildirimine tıkladım.

Gönderen: Adal KARAHAN

Akşam geç geleceğim, beni bekleme.

Adal'ın mesajını birkaç kez okuduğumda zihnim cevap olarak onlarca kelime türetti ama içlerin yalnızca birini seçip Adal'a yolladım.

KAÇAK & KAÇIK | TAMAMLANDI Where stories live. Discover now