32. BÖLÜM "GEÇ KALMAK"

6.9K 413 93
                                    

Bol bol yorum bekliyorum. Okumadan önce o yıldıza bir kere tıklayıp vote verirseniz sevinirim 🌿🧚🏼‍♀️ herkesten bir yorum bir vote bekliyorum. Keyifli okumalar ♥️

Çıt çıkmıyordu masada kimse 'neden böyle oldu?' Diyemiyordu. Genç adam keskin sözleri masanın gündemine bırakmış annesinin gözlerine bakıyordu. Asiye hanım önce sadri ağaya bakıp ardından oğluna döndü.

"Hayırla bulunur inşallah" diyebildi. Söylenen sözler bu kadardı,ardından kimse konuşmamış hızla yemek yenmişti. Şivan odasına girmek üzere olan kardeşini durdurup terasa çıkardı. Karşılıklı oturmuş şehri izliyorlardı. Şivan kardeşine bakıp söze girdi.

"Ne oldu da vazgeçtin?"

Hamza bakışlarında hüzün saklıyordu ama öne çıkan öfkesi bunu hep gizlemişti. Sesini belirli bir düzene söküp ağabeyine döndü.

"Vazgeçmemi istedi ağabey,belki de gelebilecek güzel şeyler için bazı şeylerden vazgeçmek gerekiyordur?"

Öyleydi. Şivan eliften vazgeçmese şimdi karısıyla böyle olamazdı. Uzunca bir zaman ölü birinden vazgeçememiş aşkından yanan karısına kör olmuştu.

"Vazgeçtin sende yani? Bu kadar kolay mı sevda aslanım?"

"Kolay değil ağabey, bana ağır laflar etti adamlığımı bile sorguladı lan! Baktım onda herşey bitmiş,gözlerinde de yüreğinde de artık ben yokum. Bende vazgeçtim ağabey. "O adam zengin onun karısı olduğumda o konağa da hanımağa olacağım,seninle evlenince ne olabilirdim ki!" Dedi bana ağabey  hanımağa olacak o konağa tabi benim gibi pasifi kim ne yapsın?"

Şivan kaşlarını çatmış kardeşini dinliyordu.

"Eğer tek derdi mal,mülk yada hanımağalıksa zaten başında seni kaybetmiş. Sen hamza haznedarsın! Kimsenin önünde eğilip bükülecek bir adam değilsin! Dayem sana iyi bir kısmet bulur şanımıza,yanına yakışır işte o zaman kimmiş pasif görür herkes! Sen dağ gibi adamsın bırak giden gitsin"

Hamza ardında her daim varlığını bildiği ağabeyinin söyledikleriyle kendine geldi. Herşeyi silip yepyeni bir sayfa açacaktı. Ağabeyine sarılıp teşekkürünü bu şekilde bildirdi. Şivan kardeşinin artık toparlanmasını ve eski neşesine kavuşmasını istiyordu. Onu odasına gönderip kendisi de  Alinin odasına geçti. Uyuyan oğlunun üzerini örtüp kendi odasına geçti. Yemekten sonra görmemişti karısını ve şimdi de odada yoktu. Odanın kapısından çıkıp aşağıya doğru seslendi.

Burçin kocasının güçlü ses tonuyla sıçradı. Kucağındaki kızını da alıp odaya çıktı minik kızı annesinin kucağında uyumuştu. Odaya girdiğinde ilk önce kızını yatağına yatırdı ardından arkasını dönüp sessizce konuştu.

"Birşey mi oldu?"

"Saat geç oldu neredeydin?"

"Aşağıda kızlarlaydım hem zeynep durmadı sende uyuyorsundur diye uyutup öyle gelmek istedim"

Şivan sadece kafasıyla onayladı karısını. Kızını öpüp üzerini değiştirdi. Karısı da üzerini değiştirmiş uyumaya hazırlanıyordu. Yanına gidip saçlarıyla oynadı.

Aklındaki soruyu sordu.

"Canını hiç yaktım mı?"

Burçin gelen soruyla şaşırdı. Biraz daha kocasına yaklaşıp gözlerine baktı.

"Neden böyle düşündün ki?"

Şivan karısını kollarıyla sarıp iyice kendine çekti.

"Sana çok geç kalmış gibi hissediyorum. Sanki bana karşı olan hislerine gereği kadar karşılık veremiyormuşum gibi."

ÖĞRETMEN HANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin