46. BÖLÜM "ŞİŞE"

2.9K 216 132
                                    

Bölümde oy sınırı var. Bir sonra ki bölüm bu bölüme 250 vote 100 yorum gelince gelecektir 🧡

bir önce ki bölüme oy vermeyi unuttuysanız yıldızı turuncuya boyamak için bir önce ki bölüme tekrardan göz atabilirsiniz💌

Keyifli okumalar💫


Şivan oturduğu yerden ayaklanıp odasının penceresinden görebildiği kadar baktı şehire. Saat gece yarısını gösteriyordu bile ama o eve gidesi yoktu Karısı,kızı,oğlu hiç biri yoktu. Onların olmadığı yere ev diyebilir miydi?

Ailesinin onu bırakıp gittiği gün geldi aklına. 1 hafta önce çiftlik evi...

Karısı çocuklarını alıp gittiğinde bir süre oturduğu yerden kalkamamıştı. Aklını başına ancak toparlayabildiğinde gözü Sibele kaydı. yapmış olabilir miydi? Hiçbir şey hatırlamıyordu,alkol almamıştı ama alkol alsa ancak bu kadar etki ederdi hatırladığı tek şey Ömerle konuşmasıydı. Herkes apar topar hazırlanıp konağa geçmişlerdi. Hamza ve Zehra olanları öğrenince ufak çaplı bir şok geçirmişlerdi. Şivan herkesin sormak istediği soruyu biliyordu ama verecek cevabı yoktu.

Şivan kendine gelip ayaklandı, ayakları geri geri gitse de konağa doğru yol aldı. Yolda 6 gündür yaptığı gibi yine karısını aradı ama karşıdan duyduğu ses değişmemişti. "aradığınız kişiye şuan da ulaşılamıyor ....."

Konağa kapısını Karısının açmasını deli gibi isterken kapıp Zehra açmıştı. Zehraya kafa selamı verip odasına yürüdü. Karısının yokluğunda oda oda değildi ya neyse

Gözleri kızının beşiğinde,kendisi her zaman Karısının yattığı tarafa oturmuş,elinde Alinin oynamayı sevdiği kırmızı arabasıyla öylece duruyordu.

Asiye hanım Ayşe hanımla oturmuş ne olacağını konuşuyordu. Ayşe hanım sesini kısık tutarak konuştu.

"Hanımım ben diyorum doktora mı götürsek bu kızı? Hem ben baktım çarşafta kan falan da yoktu?"

Asiye hanım sinirle karşı çıkmıştı. Doktora götürmek olmazdı, bu işi nasıl çözeceklerdi bilmiyordu ama çözüm yolu bu değildi.

Zehra mutfakta Sibelle  tek kalmıştı, Bir an önce Sadri ağa ve kocasının kahvesini  yapıp bu kızın olduğu mutfaktan çıkmak istiyordu. Sibel durumdan gayet memnundu her şey istediği gibi gidiyordu, tezgaha sırtını yaslayıp konuştu.

"Eee Zehra anlatsana nasıl tavladın Hamza ağayı?"

Zehra duyduğu soruyla sinirlenmişti. 

Sinirle kıza yaklaşıp dişlerinin arasından konuştu.

"Oyunlar oynamadım mesela Sibel, Yuva dağıtmadım. Haberin yoksa söyleyeyim yıkmaya çalıştığın o yuvanın üzerine yuva kurmana kimse müsaade vermeyecek. O oyunlarınla bu Konağın kapısından defolup gideceksin."

Sibel onca söz ona söylenmemiş gibi sırıttı. O da Zehraya yaklaşıp konuştu.

"Bu konağa hanımağa olacağım Zehra, o gün bu sözlerini tekrar hatırlatacağım sana"

Ardından saçlarını savurarak mutfaktan çıktı.

Ankara'da hava ayazdı yada Burçinin ruhu üşüyordu, emin değildi. Kızı ve oğlunu uyutup annesiyle terasta kahve içiyorlardı. Ona kalsa gelir gelmez boşanma davasını açardı ama annesi biraz daha sakin kafayla düşünmesi için beklemesini söylemişti.

Burçin gözlerini kahve fincanından ayırmadan konuştu.

"Anne biliyor musun kahveyi sade seviyor, çayı tek şekerli içiyor, kahvaltı da ekmek yemeği seviyor ama akşam yemeğinde ekmek yemiyor, saat takmadan dışarıya çıkmaz, yatağın hep solunda yatar, uyumadan önce hep bir bardak su içer. Ben onu bu kadar tanırken, bu kadar severken o bana bunu nasıl yaptı?"

ÖĞRETMEN HANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin