Bölüm 57

7.9K 1K 270
                                    

Anlamayanlar olduğu için bilgilendirme köşesi: Önceki bölümün sonundaki rüyayı gören de o rüyadan uyanan da Taeyong'du. Ayrıca bu bölüm rüya değil, şimdiden belirtmiş olalım.
Kafa karışıklığı olmasın 🌸

Mihera'nın Anlatımından

Onun odasındaydım, yatağının üstünde oturuyorduk ve öylece birbirimize bakıyorduk. Beni okumasına izin verdiğim andan beri elimi bırakmamıştı, işin tuhaf olan kısmı ben de onun duygularını rahatça okuyabiliyordum.

Bana inanıyordu ama inanmak istemiyordu. Sanki onu öldürmeye çalışsam daha çok rahatlayacak gibi bir hali vardı.

Planın ne?

Zihnimin içine sızarak bana tekrar soru yöneltince, boşta kalan elimle yüzünü okşadım. "Jungkook sana asla zarar vermem, lütfen artık aynı soruyu farklı şekillerde sormaktan vazgeç."

Hızla bedenini benden uzaklaştırdı ve çok önemli bir şey söylemişim gibi şekilden şekle girdi. "Biliyordum, seni okumayayım diye yüksek sesli söyledin."

Tamam, artık gerçekten iş benden çıkmıştı.

Benden uzak tutmaya çalıştığı bedenine hızla yaklaştım ve bir saniye bile tereddüt etmeden dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum. Bileğimde boynuna denk gelecek şekilde duruyordu.

Sadece ait olduğun yeri sana göstermek istiyorum, hala zamanım varken lütfen bana engel olma. Asla zarar görmeyeceksin, söz veriyorum.

Dudaklarımızı ayırdığımda gözlerinden geçen ifadenin yerini tuhaf bir hüznün aldığını gördüm. Bana inanıyordu ama sadece nazlanıyordu işte, gerçi haklıydı da. Ben görevini yerine getirmekten aciz, aptal bir Ely'dim.

"Neden sürekli zamandan bahsediyorsun?"

Beni okuyacağını bildiğim için gözlerimi kapattım ve elimi elinden çektim. Artık biliyordum, o sadece tensel temasla beni okumuyordu. Gözlerime baktığında benim doğrularımı görebiliyordu.

"Jungkook, ait olduğun yeri görmek istiyor musun?"

Uzun bir süre sessiz kaldığında gözlerimi açmıştım, zihnim şu an tamamen ona odaklandığı için okumasından çekineceğim bir şey yoktu. "İstiyorum."

İstediğini biliyordum zaten, sadece bana kırgındı ve güvenmemek için kendini zorluyordu. "Nasıl gideceğiz? Otobüs falan olduğunu pek sanmıyorum. Hem bu gerçekten çok saçma, Dünya gibi bir yer mi?"

Gülümsedim ve ayaklanmasına rağmen elimle tekrar oturması için yatağa vurdum. Tereddüt ediyor gibi gözükse de yanıma oturmuştu, nihayet.

"Uzansan daha iyi olabilir." Kaşlarını çatıp bana bakmaya başlayınca gülmüştüm, bu halleri gerçekten görülmeye değecek kadar tatlıydı. Zamanım varken tek bir saniyesini bile kaçırmak istemiyordum.

"Bu zaman meselesini bana anlatacaksın, söz vermeni istiyorum. Yoksa seninle hiçbir yere gelmem."

Tüm işini gücünü bırakıp duygularımı okuyordu ve bu işi abartmaya başlamıştı. "Tamam, uzan hadi."

Zorla da olsa dediğimi yaptı ve yatağına uzandı. Benim için oturmak ya da uzanmak arasında bir fark olmasa da yanına kıvrıldım ve bana bakan gözlerine karşılık vermeyerek gözlerimi kapattım. "Sadece dediklerimi yap olur mu?"

Elyora | JJK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin