Paramparça 2.Bölüm

2.5K 102 137
                                    

Multimedya da; Edanur

Haykırmak istiyordum, içimde ne varsa bağıra bağıra söylemek istiyordum.
Neden değmeyecek bir insan için acı çekiyordum, üzülüyordum beni sevmeyen, önemsemeyen bir insan için.

Kalbim her defasında sevme diyordu bana, sevme bak acı çekiyorsun diyordu. Peki ben neden kalbimi dinlemiyordum, beni sevmeyen bir insanı sevmekten neden vazgeçmiyordum?

Yanağımdan akan yaşları silip sahile doğru yürüdüm. Sahildeki banklardan birinde oturup çantamdaki paketten bir dal sigara alıp yaktım. Bende sevmiyordum bu zıkkımı içmek bile istemiyordum ama böyle üzüldüğüm de arada bir dal alıp içerdim.

Yanıma biri oturdu dönüp ona baktım. Bir altmış beş boylu, kahverengi gözlü ve uzun kahve renkli saçlarıyla göz alıcı bir kıza benziyordu.
Kız da bana bakıp gülümsedi.
Gözü elimde ki sigaraya kaydığında kaşlarını çattı.

"Neden o zıkkımı içiyorsun?"

sorusuyla başımı çevirip kıza baktım.

"Üzüldüğüm de ya da acı çektiğim de içerim."

"Bence içme kendine zarar veriyorsun
"

Gülümseyip başımı iki yana sallayıp kıza dönüp baktım.

"Herkes zaten bana acı veriyor! Bir kere de ben kendime zarar vereyim."

"Kim seni bu kadar üzdü?"

demesiyle gözlerimi kızdan çekip etrafıma bakmaya başladım. Yine Barlas gelmişti aklıma gözlerim dolarken derin bir nefes verip yanım da oturan kıza baktım.

"Kalbim! kalbim beni bu kadar üzdü ve hâlâ üzmeye devam ediyor."

"Anlaşılan sevdiğin çocuk seni bu kadar çok üzmüş."

Gülümsedim. Sigarayı içip dumanını serbest bırakıp kıza baktım.

"Üzmek az kalır beni paramparça etti. Hâlâ da devam ediyor! O beni sevmiyor ama ben ona deli gibi.."

Sustum başka ne diyebilirdim yanımda ki kız bana biraz daha yaklaşıp elini sırtıma koyup sıvazladı.

"Üzülme değmez hem biz daha tanışmadık."

gülümseyip başımı salladım.

"O zaman tanışalım ben Naliz."

"Bende Edanur ama arkadaşlar bana Eda der."

"O zaman tanıştığıma memnun oldum Eda."

Gülümsedi, gerçekten de çok cana yakın, tatlı bir kıza benziyordu.

"Bende tanıştığıma memnun oldum Naliz."

Bu sefer de ikimiz de gülümsedik elimde ki sigarayı yere atıp ayağımla ezdim. Edayla konuşmak beni rahatlatmıştı. Telefonumun çalmasıyla arka cebimden çıkarıp 'Kardeşim♥️ ismini görünce gülümsedim.

Sonra gülümsemem yüzümden soldu telefonu açmalı mıydım? Açsam ne diyecektim Cemre'ye? Eda başını çevirip bana bakarak;

"Açmayacak mısın telefonu?"

dedi başımı kaldırıp Eda'ya baktım.

"Açmaktan korkuyorum."

Korkuyorum gerçekten de telefonu Açmaya sınıfın nasıl arkamdan konuştuklarını alay ettiğini ve güldüklerini duymak istemiyordum. Biliyordum ben sınıftan çıkarken kesin Cemre onlarla kavga etmişti. İyi ki benim Arkadaşımdı ve iyi ki onu tanımıştım.

Eda derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Eğer açmazsan senin için çok endişelenecek."

Başımı sallayıp çalan telefonumu açıp kulağıma koydum. Cemre'nin korkmuş ve endişeli sesi geldi kulağıma.

" Allah'ım sana şükürler olsun, Naliz iyi misin bir şey söyle lütfen."

"Korkma ben iyiyim."

"Öyle sınıftan nasıl çıkıp gidebiliyorsun sen? Senin için nasıl endişeleneceğimi bilmiyor musun?"

" Özür dilerim Cemre! Ne yapacağımı bilemedim o an. Canım yanıyordu ve hâlâ da yanmaya devam ediyor. "

"Naliz nerede olduğunu söyle bana lütfen."

Gülümsedim tek yapabildiğim şey buydu. "Gülümsemek" Başımı çevirip Eda'ya baktım.

"Merak etme ben tek değilim Eda da var yanımda."

"Eda kim?"

"Yeni tanıştım ama çok iyi bir kız. İnan sende tanıdığın da çok seveceksin."

"Göreceğiz artık, neyse bizde de misafir var sonra konuşalım olur mu?"

"Kim var ki ?"

"Şey var hım.. teyzem, teyzem var."

"Tamam o zaman görüşürüz."

Deyip telefonumu kapattım ve belki Eda ile iki saat boyunca konuşmuştuk
başımı çevirip Edaya baktım.

"Hadi gidelim."

Dediğimde başını salladı, çantamı alıp banktan kalktık, sahil kenarında yavaş adımlarla yürüdük. Eda başını çevirip bana baktı.

"Nasıl bir çocuk?"

Durdum başımı kaldırıp Eda'ya baktım.

"Kim nasıl bir çocuk?"

"O işte.. deli gibi sevdiğin çocuk."

Yüzüme kendiliğinden bir tebessüm konuldu. Barlas aklıma gelince kalbim deli gibi atmaya başladı. Derin bir nefes alıp geri verdim. Nefes almakta zorlanıyordum başımı eğdim.

"Bilmemen senin için daha iyi olur."

"O kadar mı kötü bir çocuk?"

"Hemde nasıl! O ve çetesi o kadar kötüler ki, en çokta Barlas ve Ateş tabi onlardan daha belalı Cellat yani Deniz vardı ama.. Neyse onu hiç katmasam daha iyi olur. Sen sakın Barlas ve Ateş'e bulaşma."

Gülümseyip Eda'ya baktım.

"Zaten nerede göreceksin ki ne aynı mahalledesiniz ne de aynı okul.
Ha bu arada sen hangi okulda okuyorsun?"

"Biz İstanbul'a yeni geldik babamın işinden dolayı İzmir de yaşıyordum."

"Bizim okula kaydını yaptırsana."

"Hangi okulda okuyorsun ki sen Naliz?"

"Yavuz Sultan ....... Anadolu Lisesi"

Eda gülümseyip bana sarıldı.

"Bende sizinle aynı okuldayım."

"Gerçekten mi?"

"Evet"

"Çok sevindim ya."

Eda benden ayrıldı. "Bende"

Gülümsedim o kadar çok mutlu olmuştum ki. İyi ki bizim okula kaydını yaptırmıştı. Başımı çevirdiğimde öylece donakaldım. Nefesim kesildi, kalbim de öyle bir acı hissettim ki, o an ölmek istedim. Burada sahil kenarında hiçbir zaman istemediğim kadar ölmek istedim. Neden her defasında ben? Kader neden yüzüme gülmüyordu? Şuan karşımda ki bankta Barlas ve Ece vardı Ece, Barlas'ın iki yıl önce ki sevgilisiydi. Elimin tersiyle akan göz yaşlarımı sildim. O an kendime lanet ettim. Onlara bakmak istemedim.. sevdiğim çocuk, uğruna canımı dahi vereceğim çocuk o kızı öpüyordu! İşte şuan başarmıştı beni paramparça etmeyi...

Bölümün sonu

Oy ve yorum yapmayı unutmayın, düşüncelerinizi çok merak ediyorum canlar.

Sizleri çok seviyorum.❤😘

CELLAT Where stories live. Discover now