En büyük pişmanlığımsın 12. Bölüm

1.6K 91 121
                                    

Ara yorumları unutmayın♥

Multi medya da çok güzel bir müzik  var. Onu açıp okursanız çok sevinirim.
Evet kahvelerinizde hazırsa, buyrun efendim iyi okumalar.♥

Kaçmak istedikçe sana yakalanıyorum. Söndürmek istedikçe sana yanıyorum. Yenildim işte! Yine de seviyorum.

özdemir asaf

Cemre'nin ağzından...

Vaktiyle deli gibi inandıklarım oldu, bütün kalbimle güvendiklerim...
Tek bir kelimesine tüm dünyayı hiç sorgulamadan karşıma alabileceğim insanlar oldu. Kendime öyle çok zararlar verdim ki... Aslında en büyük pişmanlıklarım da bu yüzden.
Çünkü en büyük hayallerim kocaman bir balon gibi sönüp, asla toparlayamayacağım hayal kırıklarına dönüştü.

Öyle dağıldı ki yüreğim, yeniden derleyip toplamam yıllar sürdü.
Şimdi bakıyorum da geçmişe; en çok ben savaşmışım, ben direnmişim... Tek yara alan, tek kaybeden yine ben olmuşum.

Eskiden olsa sonuna kadar zorlayacağım çoğu şeye kılımı bile kıpırdatmak istemiyorum artık... Söylediği sözler duyulmayınca , verdiği tüm emekleri boş gidince ve yaptığı onca fedakarlığın karşılığını nankörlükle alınca kendi kabuğuna çekiliyor insan. Bunun adı vazgeçmek yada yenilmek değil. Hevesin kaçıyor sadece. Bir zamanlar yoluna canını koyacağın şeyleri artık istemiyorsun. İçinden gelmiyor hepsi bu.

Yani bir zamanlar tüm gücümle sarıldığım dallara artık parmak ucuyla bile dokunamıyorsam; Soğuduğumdandır.Kırıldığımdan ve bunun asla düzelmeyeceğini bildiğimdendir. Yaşadığım haksızlıklar için kimseye küslüğüm yok. Çünkü küslük barışmaya gebedir. Ben dargın değilim, küste değilim. Fakat onun bana yaşattığı şeylerden dolayı affetmişte değilim.

Her şeyi zamana bıraktım ve bana haksızlık eden herkesi  Allah'a havale ettim. Biliyorum ki, zaman her şeyi halleder. Ve gün gelir, herkes yaşattıklarını misliyle öder.
Ben nasıl bunları haketmediğim halde bedelini ödediysem oda ödeyecekti. Ödemek zorundaydı.

Cellat bize doğru gelirken bir adım geri gittim. Mert bana şaşkınca baktı. Cellat yanımızdan tam geçerken durdu önce bana sonra Mert'e baktıktan sonra. Yüzüne bir gülümseme yerleştirdi ve konuşmasına başlaması ile kalbime bir bıçak saplandı.

"Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş desene. Zaten siz iki gereksiz varlıklar birbirinize layıktınız."

"Ne diyorsun lan sen!"

Mert bağırıp Cellat'ın üstüne yürüyecekken kolundan tutup yüzüme alaylı bir gülümseme ekledim  ve Cellat'a bakarak.

"Boşver sen onu Mert. Karaktersiz insanlarla muhattap olmayalım daha fazla."

Dememle Cellat birden sinirlendi sinirden boynundaki damarları ortaya çıkmıştı. Hızlı adımlarla bana yaklaşıp tam dibime girdi.

"Ne dedin sen."

"Söyledim ya, duymadın mı? Duymadıysan heceleyerek ve yavaş bir şekilde de söyleyebilirim."

Ona biraz daha yaklaşıp gözlerinin içine baktım. Yavaş ve heceleyerek konuşmaya başladım.

"Ka-rak-ter-siz- in-san-lar-la mu-ha-ttap ol-"

Elini koluma koyup sıktı.

"Kapat o çeneni! Yoksa ben kapatmasını çok iyi bilirim!"

CELLAT On viuen les histories. Descobreix ara