🔱《Bölüm 17》🔱

3.4K 286 92
                                    

kendinibilyeter

Hayat gerçekten mucizelere gebeydi. Ümidini her şeyden kesip yaşamaktan soğuduğunda bile önüne öyle bir şey gelirdi ki birden kaybedeceğin şeyler oluverirdi.

Şimdi ise genç efendinin, sürünün başına geçmesi için yapılan büyük kutlama ve törende herkes şen şakrak, geleneksel kaftanlarını giymiş bir şekilde şenliğe katılmıştı.

Park sürüsünün yeni lideri bordo kaftan ve altın işlemesiyle; yanındaki beyaz zeminli, lacivert işlemeli kaftan giyen eşinin elinden tutup kendileri için ayrılan yere geçtiler. Baş alfa eşinin elini bırakıp o baskın aurasını saldığında küçücük bebeğe kadar herkes sesini kesmiş ve alfalarına dönmüştü. Bu baskıcı güçten tek etkilenmeyen ise Baekhyun'du, hatta aksine güvenle dolmuştu.

"Sizin de tahmin ettiğiniz gibi veya bildiğiniz gibi, bugün burada liderliği babamdan devraldığımı ve yeni baş alfa olduğumu duyurmak için sizi meydana çağırdım. İnsanların içinde yıllarca kalıp onların ilmini ve bilimini öğrendikten sonra artık kendi sürüme yarar sağlamak için bundan sonra, burada, sizinle yaşamaya karar verdim. Bir şey olduğunda, başınız sıkıştığında bana gelmeye alışmalısınız. Gelelim ikinci habere..-Chanyeolun yüzü gülümser gibi olmuştu-.. sürümüze bir minik daha katılacak. Eşim Park Baekhyun hamile. Bu iki güzel sebep için sizi ziyafete ve eğlenceye davet ediyorum."

Otoriterliğin getirdiği ciddiyetle şu ana kadar gülüşü neredeyse yasak gibi bir şeydi. Ama son dediğiyle mutlu bir şekilde bütün dişlerini göstererek güldü. Baekhyun ise yüzü kızarmış bir şekilde elleri zaten önünde birleşmişken başını eşine çevirip gülümsedi.

Topluluktan sevinçli bağırışlar ve ıslıklar gecenin karanlığında, meydana yayılmıştı. Herkesin eğlenen aurası ise kenarda baştan beri arkadaşını ve onun eşini izleyen alfanın yanında son buluyordu. Kendisi oldukça düşünceliydi ama kendisini bile şaşırtan garip bir heyecan vardı içinde.

Bebeğin kendisini seçtiğini hissettiği ilk an, uykudayken gördüğü karışık rüyalarından uyandığı vakitti.

Uyumak için yatağında kıvranan alfa nihayet debelenmeyi bırakmış ve uyumaya başlamıştı ki, gördüğü rüya ile uyurken odaya bir kahkaha bırakmıştı.

Beyaz tenli güzel bir omega onunla oynuyordu. Henüz yeni yeni ergenliğe girdiği belli olan omega koşarak alfanın sırtına atlamıştı. Alfa ise onun kim olduğunu, kimin çocuğu olduğunu, hatta kendi sürüsünden mi olduğunu bilmezken ormanın derinliklerine doğru hızla koşmaya başladı. Ama hayır bu oynamak değildi. Onlar bir şeyden kaçıyorlardı. Kris mutluluk hissinin bir anda kaybolup yeribi endişeye bıraktığını hissederken, sırtında ki omega ondan farksızdı. O daha çok korkuyordu.

Arkasına bakan alfa sonunda durmuş ve sırtında ki omegayı yere indirmişti. Ardından insan formuna döndüğü an aniden kendini başka bir yerde bulmuş ve bu onu oldukça afallatırken yabancı olduğu yerde etrafına bakmıştı.

Bu sefer bir evdeydi. Yanında yine o güzel omega vardı; ama bu büyümüş haliydi ve reşit olmuş omega o kadar güzeldi ki kokusu bütün evi sarmış Kris'i deliye çevirmişti.
Alfa, omeganın çıplak bembeyaz teni, parlayan güzel gözleri ve kiraz gibi dudaklarıyla kendine dağılmış saçlarıyla baktığını görünce sertleşmeye başladığını hissetmişti. Her yeri yanıyordu. Rüya da bile olsa kendisinden kat be kat etkilendiği kişiden uzak kalmak onu oldukça sinirlendirmişti. O yüzden hızla güzel omeganın yanına gidip dudakları birleşmeden hemen önce omeganın üstünde kendi kokusunu hissetmişti. Ama farklıydı. Sanki iki koku birleşmiş ve ikisinin üzerine hükmediyor gibiydi. Alfa, dudaklarını çekmiş tekrar tekrar öprecekken güzel boynunun hemen yanında kendi mührünü görmüştü...

Diseased Love || ChanBaekWhere stories live. Discover now