13. Bölüm / Minsung

328 27 6
                                    

1 Gün Önce

Ji Yun'un Ağzından

Tatil olmasına rağmen sabah çok erken bir saatte telefonum çaldı. Alışık olduğumdan dolayı zaten uyanıktım. Kimin aradığına baktığımda numarası yoktu yani gizli numaraydı. Açtım ama ilk olarak onun konuşmasını bekledim.

Numara: Nasılsın Ji Yun?
Ji Yun: Kimsin sen? Beni nerden tanıyorsun?
Numara: İzliyorum seni. Y/N'nin sevgilisini senin öldürmene rağmen nasıl utanmadan onun yanında olabilmeni izliyorum, dedi. Böyle dediği an başımdan aşağı kaynar sular aktı.

3 sene önce Y/N'nin sevgilisi Minsung ile çok yakın arkadaştık.  Y/N ve beni tanıştırmaya hiç fırsatı olmasa da beni onu tanıyordum ve içimde ona karşı anlamlandıramadığım hisler vardı. Minsung'un bana Y/N hakkında anlattıklarıyla ona aşık olmuştum. Can arkadaşımın sevgilisine aşık olmuşken, bu duyguyla yaşayamıyordum. İçimdeki hırsa yenik düşerek Minsung'a karşı bir plan hazırladım.

Bir gün Minsung'un okul çıkışı saatinde, kampüsünün kapısında arabamla bekliyordum. Amacım sadece zarar vermekti.

Issız bir sokağa girene kadar uzaktan takip etmiştim. Gaza tüm gücümü vererek basıyordum. Çok arkasındaydım ama biraz yaklaşınca yaptığım şeyden pişman olmuştum. Arabayı ne kadar durdurmak istesem de gazdan ayağımı çektiğim halde durmuyordu. Ancak büyük bir çarpışma olduğu zaman durdurabilmiştim arabayı. Minsung'a çarpmıştım.

Hemen arabadan indim ve yaşayıp yaşamadığına baktım. Ama dokunmaya korkuyordum. Yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Öldüğünü düşündüm ve arabaya binip hemen oradan uzaklaştım. Son anda ne kadar pişman olsam da yapmıştım bunu. Arkadaşımı öldürmüştüm.

Bu olaydan sonra kendimi affedemeyerek Y/N'den tamamen uzaklaştım.

Beni arayan kişinin veya bu anlattığı şeyleri nerden bildiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Numara: Ne oldu? Çok şaşırmış olmalısın.
Ji Yun: K-k-kimsin sen? Bunları nerden biliyorsun?
Numara: Üç sene sonra biraz bile akıllanmış olabileceğini düşünmem de benim suçum. Kim olduğumu tabi ki söylemeyeceğim. Daha ne kadar bilgiye sahip olduğum hakkında en ufak bir fikrin bile yok. Atmalarımı bekle, dedi ve telefonu yüzüme kapattı.

Bundan sonra başıma neler gelebileceğini az çok tahmin edebiliyordum. Bu adam her kimse canımı eskisinden daha çok yakacak gibi duruyordu.

Jaebeom'un Ağzından

Tam işime odaklanmışken telefonumun çalmasıyla dikkatimi dağılmıştı. Arayan kişinin ismi yoktu. Açtığım zaman arayan kişinin Rachel olduğunu anlamıştım.

Jaebeom: Ne var Rachel? Niye aradın ?
Rachel: Dur Jaebeom kızma hemen. Özür dilerim. Ben İngiltere'ye geri dönüyorum 2 gün sonra. Beni hala sevdiğini düşünmüştüm o yüzden gelmiştim Kore'ye. Ama tam tersi olduğunu şimdi daha iyi anladım.
Jaebeom: Ben ne istiyorsun peki?
Rachel: Gitmeden önce son bir defa görüşebilir miyiz? Jaebeom lütfen hemen hayır deme.
Jaebeom: Hayır tabi ki Rachel. Aklından neler geçiyor senin?
Rachel: Sadece sevdiğim adama bir daha görmemek üzere veda etmek istiyorum. İstediğim şey çok mu?
Jaebeom: Peki Rachel sadece bir saatliğine kabul ediyorum.
Rachel: Çok teşekkür ederim Jaebeom. Sana konumu ve saati göndereceğim, dedi ve kapattı.

Aklından ne planlar geçtiğini bilmiyordum ama sanırım bu sefer Rachel'i son defa görecektim. Ve açıkçası son defa olması konusunda gayet mutluydum.

boss あ jaebeomWhere stories live. Discover now