20.09

10.8K 1.1K 786
                                    

Bağırışların yükseldiği ağaçlık alana Gri na korkulu gözlerle bakıyordu. Ne olduğunu anlamamıştı. Avlanılan bir hayvanın bağırışlarından daha korkunç bir sesti.
Ellerini dayadığı demirleri sıkarken kalbinin hızınını kontrol edemiyordu. Hâlâ kalbinin atması tuhaf geliyordu ona. Durup başını eğerek düşündü. Belki de kalbi gerçekte atmıyordu. Sadece öyle hissetmesi için güç kullanmışlardı?

Düşüncelerini bozan aynı şekilde ağaçların arasından yükselen sesti. Ne olduğunu gerçekten merak ediyordu ama kalabalık olan ağaçlar yüzünden bir şey göremiyordu. Bakışlarını terastan aşağıya doğru indirdiğinde bahçe kapısından çıkacak olan Jungkook'u görmüştü. Taehyung ve Jimin arkasında hızlı bir şekilde ilerliyordular. Nereye ve ne için gittiklerini merak ediyordu. Alt dudağını ısırdıktan sonra koşarak terasın çıkışına ilerledi.

Merdivenleri hızla indikten sonra bahçeye çıkmıştı. Adımlarını yavaşlatıp bahçe kapısına doğru ilerlerken duraksadı. Bir anlık peşlerinden gitmeyi düşünmüştü ama sorun çıkartmamak için vazgeçmişti. Geri dönüp arka bahçeye doğru ilerledi. Jungkook'un nereye gittiğini deli gibi merak ediyordu. Daha önce onu saraydan çıkarken görmemişti.

"Gri na?"

Gri na adını duymasıyla bakışlarını sesten tarafı çevirdi. Hoseok paskalya kemer kapılarının olduğu yerden doğru geliyordu.

Gri na gülümsemesiyle ona doğru ilerleyip kemer kapıdan geçerek yanına gitmişti.

"Hoseok? Ah, merhaba."

Gri na eğilip selam verdiğinde Hoseok tebessüm etti. "Nasılsın?"

"İyi işte.. Seni gördüğüm iyi oldu. Kolye için teşekkür etmek istiyordum."

"Kolye?"

"Hani Kamelyayla birlikte gönderdiğin kolye."

Hoseok aklına gelmişçesine gülümsemişti. Ardından elini önemli değil dermiş gibi sallamıştı.

"Ah evet. O kolye.. önemli değil."

Gri na tebessüm edip etrafına bakındı. Hoseok'un neden ön bahçeden değil de arka bahçeden geldiğini merak ediyordu.

"Neden bu taraftan geldin ki?"

"Ah, ormanda bakmam gereken şeyler vardı. Sarayın bu tarafında olunca arka bahçeden geleyim dedim. Seni merak ettim."

Gri na başını eğip hafif tebessüm etti.

"Ormanı görmek ister misin?"

Gri na gelen soruyla başını kaldırıp Hoseok'un arkasına doğru baktı. O canavar aklına geldiğinde tedirgin olmuştu. Ormanın pek tekin bir yer olmadığını biliyordu.

"İsterdim ama orası pek güvenli değil. Ayrıca saraydan çıkarsam Jungkook'un pek hoş karşılayacağını düşünmüyorum."

Hoseok güldükten sonra arkasını dönüp ormana doğru ilerlemişti. "Ben yanında olacağım merak etme. Geri geleceğiz zaten." Hoseok duraksayıp başını sağa doğru çevirip omuz üstünden konuşmuştu; "Geliyor musun?"

Gri na cevap vermeden Hoseok'un yanına doğru ilerlerken Hoseok gülümseyip önüne dönmüştü. Çok geçmeden ormana giriş yaptıklarında Gri na etrafına bakınmadan duramamıştı. Ağaçların ürkütücülüğünden tırsmıştı.

"Hoseok, saraydan fazla uzaklaştık. Geri mi dönsek?"

Gri na durup etrafına bakınmıştı. Jungkook geri dönmeden kendisinin sarayda olması gerektiğini düşünüyordu. Hoseok'dan cevap alamayınca aralarındaki mesafeyi kapatıp yanına giderek kolundan tutmuştu.

Dark ᴶᴶᴷWhere stories live. Discover now