Bölüm On Beş: Jeon Jungkook'un Kaybedişi

Start from the beginning
                                    

"Jiminie bir arkadaşım gelecek bebeğim, çok uzun kalmayacak senin için sorun olmaz değil mi?"

Jimin genişçe gülümseyip imalı bir şekilde bir süre Hosek'u izlemişti. Ben ise gözlerimin parıldadığından emin olduğum bir şekilde onu izliyordum. O kadar güzel görünüyordu ki kalbimi dağlayan yangınla nefesimi tutarak onu izlemiştim.

-

Min Yoongi/ Mayıs 2018 (Jungkook'un anlattığı zamandan birkaç saat sonrası aynı gün)

Uzandığım koltuğun kenarından kollarım sarkıyordu. Gözlerim öylece tavanda geziniyor ve Jungkook'un iç bunaltıcı tasarımını yaptığı evin tavanını izliyordum. En mini minnacık bir desen bile barındırmayan duvar içimdeki kusma dürtüsünü tetikliyor gibiydi.

Sikeyim seni karamelli tiramisu. Evet yeni adı buydu. Karamelli tiramisu. Kalbimi çalan karamelli tiramisu, adını bilmediğim karamelli tiramisu, dakikalarca öpüştüğüm karamelli tiramisu, sanırım aşık olduğum karamelli tiramisu, bir aydır hiçbir şekilde göremediğim karamelli tiramisu. Falan filan işte.

Teni karamel gibiydi, ne koyu ne açık. Tadı da şeker gibiydi. Bu yüzden onun için tam ideal ismi bulmuştum. Kesinlikle şu an beynimi oyalamaya çalışmıyordum. Siktiğimin terzileri neden kendi söküklerini dikemiyor ki?

"Seni aptal güzel kıçlı orospu çocuğu, BENİ O KADAR ATEŞLİ ÖPTÜKTEN SONRA BIRAKIP NASIL GİDERSİN?"

Karşımdaki kusmuk renkli tavanı oymuş gibi hayal etmek girdiğim saçma düşünceleri daha da arttırıyordu.

Onunla gecenin bir yarısı bankta öpüşmemizin, saatlerce konuşup evlerimize ayrılmamızın ardından bir ay kadar bir süre geçmişti. Ben neredeyse her gece dışarıda burnumun ucunu hissetmeyecek kadar üşüsem de belki bir umut karşılaşırız diye geziniyorum, sabah saat yedide kalkıp işe gitmem gerekse de. Bir kez bile, Tanrım siktiğimin bir keresinde bile denk gelmedik. Çocuğun tüm varlığı adeta dünyadan silinmiş gibi. Her an aklımda canlanan ve serapmış gibi hissettiren o anları sanki sadece ben yaşamışım, bunların hepsi bir rüyadan ibaretmiş gibi. O sokağın köşesinden kaybolurken kalbim de beraberinde kayboldu.

Ve ben Min Yoongi hiç tanımadığım bir adamın tekine vuruldum. Ciddi anlamda aşk denilen duygunun iliklerimde gezdiğini hissedecek kadar çok özlemle doldum. Ve onun ismini bile bilmemek bu dünyadaki en acı şeylerden biriydi benim için. Kimseyle paylaşamıyordum çünkü sikeyim hangi asalak aşık olduğu kişinin ismini bilmez ki? Ah doğru, ben.

Birazdan çıkıp ofisime uğramam gerekiyordu. Asistanlarımdan biri hasta kaydı almıştı ama sistemin anahtarının kodu şu an eşofmanımın cebindeki diskte kayıtlıydı ve ne yazık ki tek örneği buydu. Yani tek tatil günümde beni tavana bakmaktan alıkoyan pezevengi öldürmek istiyordum.

Asistanımın yaklaşık yedinci arayışında yaratıcı küfürlerimi kullanarak olduğum yerden doğruldum ve eşofman takımımı değiştirme gereği duymadan paytak adımlarla evden çıktım. Hemen evin dibinde -birkaç blok ötede- olan ofisime varmam beş dakikadan az süremi almıştı.

Asansöre binip gözlerim yarı kapalı ofisin olduğu katı tuşladım. Çalışanlarımın karşısına böyle çıkmak iş ahlakına ne kadar uygundu, tartışılır ama kesinlikle onları samimi(!) gördüğümdendi.

Sonunda ofisin olduğu kata vardığında kapısının yanındaki ince çerçevedeki "Uzman Klinik Psikolog Min Yoongi" yazısıyla egomu tatmin ettim.

"Hey Jieun, ben geldim. Şu lanet diski al ve beni tek izin günümde rahatsız edenin derdi neymiş anlat."

Kendimi özenle seçtiğim deri koltuğuma atıp alnımı ovarken ona attığım diski havada yakalayan enerji dolu asistanım kıkırdayıp gözlerini bilgisayar ekranından ayırmadan konuşmaya başladı.

"Öncelikle bir erkek, sesi fazla seksiydi Bay Min anlarsınız ya. Her neyse. Telefonu açtığımda ağlıyordu ve bana sadece siktiğimin psikologundan birkaç saatliğine duvar gibi beni dinlemesi için para verebilir miyim dedi. Ben de evet dedim. Evet elbette para verirseniz her şey olabilir."

"Seni tebrik ve takdir ediyorum, devam et lütfen."

"Teşekkürler Bay Min, uhm ve kötü olduğunu falan söyledi biraz küfretti ve ardından daha çok ağladı. Ben de psikologun ben olmadığını dişini biraz sıkarsa size anlatmak için zaten para ödeyeceğini söyleyince sustu."

Rahat tavırları ve doğallığıyla tam olarak istediğim asistan profilini çizen bu kıza nasıl denk geldiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu ama fazlasıyla kibar ve hoş dış görünüşüne rağmen ağzı bozuk, dobranın tekiydi.

"Adı neymiş bu seksi sesi olan ama biraz aptal olan adamın -bir de ağlak- adı?"

Gözlerimi kapalı tutmaya devam edip sandalyemde biraz sağa sola oynadım. Jieun birkaç tuş sesinden sonra konuşmaya başladı.

"Adı, elbette, bir saniye. Ah tamam! Jung Hoseok evet. Ağlarken bunu söyledi umarım doğru anlamışımdır."

Onu birkaç mırıltıyla onaylayıp ofisten lazım olan birkaç dosyayı aldım. Günün geri kalanında çıkabileceğini söyleyip Jieun'a izin de verdim. Şimdiyse tekrar gidip izlemem gereken çirkin bir tavan vardı.

Ayrıca Jung Tanımadığım Hoseok yüzünden bu yarım saati uzanmadan geçirmiştim. Tanrı bilir, bu sikimsonik herifin saçma bir derdi vardır. Jung Hoseok, senden şimdiden hoşlanmadım.

-

Jeon Jungkook

Hoseok hyungun çağırdığı sözde arkadaşı olan ama Jimin'in imalı tavırlarından dolayı flörtü olduğunu anladığım kişi birazdan buraya gelecekti ve tahminimce birazdan dana kısa süre kalmıştı. Erkek yurduna girebildiğini göz önüne alırsak bir erkek olmalıydı.

Çalan kapıyla beraber hızla doğrulan Hoseok koşuşturmuş ve kapıyı aralamıştı. Benim gözlerim yatakta merakla kıpırdanan ve bana bakmamak için direndiğini hissettiğim Jimin'in üzerindeydi. Hafifçene büzülen dudaklarını ısırmak istiyordum.

"İçeri gel lütfen çekinme."

Gözlerimi sonunda Jimin'den ayırıp kapının önünde duran ikiliye çevirdim. Uzun boylu biri sırtı dönük bir biçimde ayakkabılarını soyuyordu. Ona aldırmayıp elimde eriyen buzu buzluğa geri attım.

Önğme döndüğüm anda karşılaştığım surat gözlerimin açılmasına sebep oldu. Biri benimle sağlam taşak geçiyordu.

"Siktir ya."

Selam, nasılsınız ben iyi sayılırım. Gayet eğlenerek bölüm yazdım jawhhdkakw

ŞİMDİ LÜTFEN BURAYI OKUYUN! ÖZELLİKLE ZAMAN KAVRAMINI KARIŞTIRAN ARKDAŞLAR:
Jungkook Aralık 2018 tarihinde ve bize Aralık 2017'den başlayarak bir yıllık bir süreci anlatıyor başta ve sondaki(?) italik yazılar Aralık 2018 iç kısımlar da bu bölüm için konuşacak olursam Mayısın sonları. Bu şekilde.

Eleştiri:

Öneri:

Öylesine:

Sizi seviyorum ve öpüyorum. 💘🎠

İyi geceler ⭐️🐣

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

İyi geceler ⭐️🐣

Here With You | KookMinWhere stories live. Discover now