Bölüm Altı: Jeon Jungkook'un Sevgilisi

7.4K 861 1.5K
                                    

Tarık Sarul - Herkes Kendi Kafasını Yaşıyor

Jeon Jungkook Aralık / 2018

O hayatıma girdiğinde her şeyin değişeceğini içte içe hissettmiştim. Tahminlerim beni yanıltmamıştı.

İnkar etsem de bana çok iyi geliyordu, her şeye daha pozitif daha iyi bakıyordum. Ama tam bir pezevenk gibi davranmayı bırakmıyordum.

Bilgisayarımı toparlayıp amfiden çıktığımda telefonuma baktım. Jimin'den birkaç mesaj vardı. İç çekip dudaklarımı dişledim.

Noel'den sonra aramızda bir sorun olmamıştı aksine kolunda serum varken bana abimin durumunu sormuştu. İlk kez gerçek bir vicdan azabı hissetmiştim. Ona elimden geldiği kadar iyi ve aşık davranarak kendimi avutmuştum.

Sevgili oluşumuzun üçüncü haftasıydı ve aramız gerçekten iyi denilebilirdi. Jimin durmadan gülüyordu ve arada beni öpüp utangaçça geri çekiliyordu. Sık sık onu yurttan alıp evime getiriyordum ve soğuk kış günlerini sıcak yorganların altında film izleyerek geçiriyorduk.

Sanırım ona alışmaktan korksam da çoktan alışmıştım. Hatta artık bir hatırlatma olmadan onu arıyor ve romantik sayılan küçük jestler yapıyordum.

Telefonumu alıp kendini sevimli bir isimle kaydetmişti ve elim onu değiştirmeye gitmiyordu.

Jiminieee 🧡🐣

Kookie dersin bitti mi

Ben çooooooooook sıkıldım

Mesajlar iletilmiyor kesin çıkmadın daha

Pfffff özledim seni ❤️❤️

Beni ara~~

Yazdığı mesajlara gülümseyip onu aramıştım birkaç çalışın ardından açtığında ince sesini duymuştum.

"Jungkook, seni çok özledim. Sıkıldım iki gündür okul yüzünden görüşemiyoruz!"

Şu an pratik odasındaki bir pufun üstünde oturduğuna ve bacaklarının havaya başının aşağı baktığına adım gibi emindim, çünkü iki aydır neredeyse her gün beraberdik. Onu tanıyordum.

"Jimin bugün son ek dersim de bitti, seni almaya geleceğim bebeğim."

Karşıdan birkaç kıkırtı gelince ben de sırıtmıştım. Hışırtıların ardından sonunda sesi duyulmuştu.

"Benim dersim yok zaten, boş boş pratik yapıyordum. Yalnızlıktan öleceğim."

Bu sefer ben ona güldüm ve saatime baktım. Dördü çeyrek geçiyordu.

"Saat dört buçuk gibi orada olurum. Kapatıyorum."

Karşıdan telefonun hoparlörünün açık olduğunu belli edercesine boğuk bir onaylama yükseldi.

"Tamam! Seni seviyorum, yolda dikkat et."

Bir süre öylece telefonun ucunda durup bekledim. Bana bu iki kelimeyi kullandığı her seferinde öylece kalıyordum. Dudaklarımı ısırıp sessizce mırıldandım.

"Ben de seni."

Telefonu kapattığımda okulun çıkışına yaklaşmıştım, aniden sırtıma atlayan bedenle dengemi sağlayamayıp yere kapaklandığımda üstümde kahkaha atan Hoseok hyunga baktım.

"Kalk üstümden, kaç yılda bir siliniyordur bu koridorlar. Ebola olacağım. Tanrım!"

Bağırışımla beni ezerek ayağa kalktığında ben de kalkmıştım. Birkaç kusma efekti verdiğimde kafama vurup yanımda yürümeye başlamıştı. Bu sırada ben de üstümü silkeliyor ve kendimi iğrenç hissediyordum. Kirli, kirli, kirli ve daha çok kirli.

Here With You | KookMinWhere stories live. Discover now