18.Bölüm

160 9 5
                                    

Heath

Hastane odasının rahatsız koltuklarına yayılıp telefonumla uğraşırken arada Caroline ve Matt'i dinliyordum. Yine Caroline'ın fikri olan 20soru oyununu oynuyorlardı ve inanılmaz derecede saçma bulduğum için katılmak istememiştim. Gelen mesajlara cevap vermeye çalışırken odanın kapısı açıldı ve bir saniyeliğine kafamı kaldırıp kimin geldiğine baktım. Tahmin ettiğim gibi gelen Sam ve Riley, Matt ve Caroline'ın ne yaptığını anlamaya çalışır gibilerdi.

"Kimde yedi parmak var?"diye sordu Sam hala ayakta dururken.

Hazır cevap Caroline beklemeden "Matt'te." Diye yanıtladı.

Kafamı telefonumdan kaldırmadan "20soru oyununu oynuyorlardı." Dedim.

Riley Sam'i kolundan tuttu ve ikili koltuğa otururken onu da beraberinde oturttu. Şu çocuğa bir türlü alışamamıştım ve neden olduğunu bilmediğim bir sebepten ötürü Sam ile aramıza bir çeşit duvar ördüğünü düşünüyordum.

Kaç yıldır Sam ile arkadaştık ve o bir problemi olduğunda Caroline'a bile anlatmadan Riley ile mi konuşuyordu? Benim yanımda ağlaması gerekirken onun yanında mı ağlıyordu?

Sinirden dişlerimi sıkarken ayağımla sessizce ritim tutmaya başladım.

"Nasıl bir oyun bu?" Diye sordu Riley beklediğimden geç bir süre sonra. Sam oynamasını istemediği için Caroline ile kısa bir tartışma içine girdikten sonra Riley Matt ile konuşmaya başladı ki bana fazlasıyla yapmacık geliyordu. Ayrıca kaç yaşındaydı? Sam ile çıkması kanunen uygun gibi bile görünmüyordu.

Daha nasıl tanıştıklarını bile bilmiyordum. Neredeyse iki haftadır Sam benimle konuşmaktan çekiniyordu. Fazlasıyla soğuk davranıyordu. Ayrıca bir gün çok mutluysa diğer gün yüzü düşüyordu. Telefonu sürekli elindeydi ve birinden telefon beklediği çok açıktı. Ama sormama rağmen lanet olası bir şey bile anlatmıyordu ve Riley ile hastanenin geniş bahçesinde bir sağa bir sola yürüyerek konuşuyorlardı.

Aklımı tekrar önümdeki telefona verdiğimde yeni gelen bir mesajı daha açtım. Kimberly Cook? Kim olduğunu hatırlamaya çalışırken bir yandan da mesajına cevap verdim.

"Heath, numaram sende var mı bilemiyorum ama aramadan önce mesaj atmak istedim. Kimberly Cook, belki hatırlarsın. Yaklaşık bir ay önce beraberdik, okuldan sonra bizim eve geldik hatırlıyor musun? Sana söylemem gereken çok önemli bir şey var, telefonda anlatabileceğim bir şey değil,"

Onlarca şey beynimde cirit atarken "Bu kadar önemli olan ne?" Yazdım ve ayağımla ritim tutmaya devam ederken tırnağımı yemeye başladım.

Anında "Bekle, en azından aramam lazım." Diye yanıtladı ve çok geçmeden telefonum çalmaya başladı. Telefonun zil sesi odada yankılanırken herkesin başı bana döndü.

"Buna bakmam lazım," diyerek ayaklandım ve hızla odadan çıkıp aramayi yanıtladım. "Kimberly?"

"Heath, selam," sesi o kadar gergin geliyordu ki telefonda olmamıza rağmen bunu hissetmiştim.

"Neler oluyor?" Diye sordum hafif korkak bir ses tonuyla. Sadece bir kez görüşüp beraber olduğum bir kızdan en fazla ne kadar önemli bir haber gelebilirdi ki?

Son anda aklıma gelen fikirle kafamı iki yanıma sallamam bir oldu. Bu imkansızdı. İm-kan-sız.

"Ben.. Aslında konuyu dolandırmak istemiyorum ama, açıkçası nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum."

"Uzatma da söyle şunu," Meraklı olduğum için kaba da davranmak istemiyordum ama uzatmayacağını söylerken fazlasıyla uzatmıştı konuyu.

"Heath, ben," bir iki saniye durdu ve nefes aldı. "Ben.."

Farklılıklar |DEVAM ETMİYORWhere stories live. Discover now