29.Bölüm🌼

21.8K 1.2K 46
                                    

22 Haziran 1992 Sapanca

Gülden hanım elinde ki bez ile tezgahı silip üzerinde ki önlüğü çıkardı.Yemekleri hazırlamıştı.Kocası Orhan birazdan eve gelirdi.
Özlemişti kocasını.Çok seviyordu nasıl özlemesindi yanındayken bile özlüyordu sevdiğini.

Orhan da onu seviyordu fakat geçim telaşı sevgilerini yaşamalarına mani oluyordu.Gülden bütün bunlara çok üzülüyordu.Orhan'nın kapı kapı iş araması bazen Selim'in okul harçlığı için hamallık bile yapması üzüyordu Gülden'i.Çalışmak elbette ayıp değildi helal para getirilen her iş kutsaldı ama Orhan okadar rahat bir hayattan sonra yapamıyordu.Yoruluyordu.Gülden Orhan'nın gözlerin de o yorgunluğu görüyordu.Evet birbirlerini çok seviyorlardı ama sevgilerinin önünde bukadar engelle nasıl karşı çıkacaklarını bilmiyordu.
Kapının aralanması ile düşüncelerinden sıyrıldı Gülden.
Selim Serhan annesinin yanına yaklaşıp yanağına kocaman bir öpücük kondurup komşunun bahçesinden kopardığı gülü annesine verdi.
Gülden hanım büyük bir mutlulukla gül'ü alıp oğlunun yüzüne sevgi dolu öpücükler kondurdu.

"Benim güzel oğlum annesine çiçek mi getirmiş ?"diye sevecen tavırla sorup bir yandan da elin de ki gül'ü kokluyordu.Selim ise büyük adam tavrı ile;

"Sen çiçeklerin en güzeline layıksın Annem.Büyüyüp para kazanınca sana daha güzellerini getireceğim "dedi.

Gülden Selim'in hayallerine gülümseyip başının tepesine bir öpücük kondurdu.

"Alırsın tabi oğlum.Ama büyüyünce unutmak yok Anneyi hatırlatırım bu sözlerini sana "

Selim olumsuz'ca başını sallayıp;

"Asla unutmam Annecim "demişti Annwsini sileceğini bilmeden çocukça temiz hayallere kapılmıştı.

Saat 9'u gösterdiğinde Orhan'nın hala eve gelmemiş olması Gülden'i oldukça endişelendirmişti.İçi daralıyordu.Kocası hiç böyle yapmazdı.Akşam 6 da en geç evinde olurdu.Başına birşey gelmesinden endişeleniyordu Gülden.
Selim günün yorgunluğu ile daha fazla dayanamadan uyumuştu.
Gülden ise pencere kenarında Orhan'nın eve dönmesini bekliyordu.

Beklerken uyuya kalmıştı.Kilit sesi ile huzursuz uykusundan uyanan Gülden salona gelen Orhan ile büyük bir nefes aldı.İçi rahatladı.Hızla yerinden kalkıp kocasının boynuna sarıldı.Sıkı sıkıya sardığı kocasından aldığı yoğun içki kokusu ile ayrıldı.

Gözlerini Orhan'nın yüzünde dolaştırdı.Orhan'nın gözlerinin akı bile kızarmıştı.Gizleri kan çanağıydı.

İki elleri ile kocasının yüzünü kaldırıp endişe ile sordu ;

"Orhan bu halin ne ne oldu sana ?Hem içtin mi sen ?"dedi

Orhan sert hareketlerle yüzünü tutan Gülden'nin ellerinden kurtulup yalpalayarak üçlü kanepeye çökercesine oturdu.Gülden Orhan'ın hareketlerine anlam verememişti.O da Orhanın yanına oturdu.Orhan ses çıkarmadan yerde ki halın'nın desenlerini izliyordu.

Gülden daha fazla dayanamadı.

"Orhan ne oldu diyorum sana ne bu halin ?"

Orhan sıkıntıyla iç çekip;

"Selim'in hafta sonu okul gezisi var.Para istemişler.Defterleri bitmiş ayakkabısı yırtılmış Gülden."

Gülden Orhan'nın söylediği şeyleri elbet biliyordu ama elden de birşey gelmiyordu.

Orhan dili dolanarak devam etti.

"İş bulamıyorum.Bulsam da babam ya da baban çıkarktıyor.Hamallık bile yapamıyorum Gülden.Düşün hamallık bile yapmama izin vermiyorlar."

ACI BAL(Tamamlandı)Där berättelser lever. Upptäck nu