11-Holding sky

180 15 9
                                    

Lütfen son resime kadar bakın. Yoongin hediyesi orada var

Bu kitap benim için önemli çünkü şunu söylemek istiyorum. Bu kitaptaki Jimin gerçek birisi. Başına gelen hırsızlık, boğulma, birisinin kurtarması bunlar gerçekten yaşanmıştır. Ama gerçek hayatta bu kişinin elinden tutan birisi yoktu....
Sizi seviyorum okuduğunuz için teşekkürler

Şarkı önerisi1: Various Artist-Sam Jang Fate

Şarkı önerisi2: Japanese music-sad song mix

Mavi

Her yer masmavi. Etrafa bakıyorum.Gözlerimi yavaşça kısıyorum yine de bir şey göremiyorum. Bilmeliyim diye düşünüyorum. "Jimin hatırla nerede olduğunu! Neden buradasın?"

Hareket etmeye çalışıyorum. Bir adım Ve bir adım. Olmuyor. Ayaklarım benden bağımsız kalmış. Çok yük bindirmişler sırtıma. Taşımıyor ayaklarım bu kadar yükü. Dik durduğunu sandığım sırtımın, kamburu çıkmış. "Kim yaptı bunu sana" demek istiyorum. "Kim indirdi sırtındaki gülleri?" Diyemiyorum. Umutsuzca zincirlenmiş ayaklarıma bakmak ile yetiniyorum.

Vücudumu ilerletmek istiyorum. Bırakın ilerletmeyi, ayak baş parmağım bile yerinden oynamıyor. Ne kadar kurtulmak istesem de çabalarım boş kalıyor

Dedim ya size, ayaklarım zincirli işte.Yere uzanan zincirler bırakmıyor beni.Vücudumu mu zincirlediler yoksa ruhumu anlayamıyorum.

Bir ses duyuyorum. Tik ve tak.Daha da çırpınmaya başlıyorum. "Zaman geçiyor Jimin! Çıkman lazım buradan"

Bileklerimden mi zincirlediler yoksa diye bakıyorum bileklerime. Somut bir şey göremiyorum. Demek ki ruhumu zincirlemişler benim. Göz yaşlarımı hapsetmişler. Gülüşlerimi saklamışlar. Bırakın beni demek istiyorum. Göremiyorum kimseyi.

Çığlıklarımın içinden bir görüntü yansıyor önüme. Bir tabureye oturmuşum. Kulaklarıma dolan melodiyi dinliyorum. Gözlerim kapalı ama ay'ı gördüğüme yemin edebilirim.

Siyah tuşlarda gezinen parmakları görüyorum. Bu parmaklar yabancı gelmiyor. Demek ki piyanoya da yabancı gelmemiş ki, ruhumu dolduran bu parça çıkıyor o tuşlardan. Yıldızlara yakın hissediyorum kendimi. Neden anlamıyorum..

Görüntü değişiyor sonra. Bir yatakta yatıyorum. Yavaşça yaklaşıyorum bedenime. Tenim daha solgun şimdi. Yüzümde de huzursuz bir ifade var. Kabus gördüğümü anlıyorum.

"Uyan" demek istiyorum.
"Uyan! Kalk bu cehennemden".

Sesim çıkmıyor. Dokunmaya çalışıyorum kendime, olmuyor. Sanki o an orada değilim gibi. Birden bir beden görüş açıma giriyor. Yüzünü tam çıkartamıyorum

Gözlerine bakıyorum. Gözleri kara. Kapkara. Gece gibi. Gece ama ne gece. Fırtınalı, lodosun bol olduğu bir gece. Yağmurun şiddetle yağdığı bir gece. Yanaklarından süzülen yaşlardan anlıyorum bunu, ya da dolu gözlerinden.

Gecenin odağı bir yerde toplanmış. Dokunuşları alnımı buluyor. Yavaşça, ıslak bir bez ile siliyor alnımı.
Dokunduğu yerler kendinin aksine aydınlanıveriyor. Güneş açtırıyor tenimde.

Elimi tuttuğunda dönüp ellerime bakıyorum. "Sen kimsin?" diye sormak, ellerimi tutan sıcaklığın sahibini öğrenmek istiyorum.
Öğrenemeden o görüntü de kayboluveriyor.

Astral seyahatimin son durağı bir denizin önü oluyor. Maviliğe bakıyorum.
Kuzgun dalgalar kıyıya her çarptığında havaya uçan su damlacıkları yüzümü ıslatıyor. Ellerimi su damlacığının yer edindiği, yüzüme çıkartıyorum. Siliyorum yavaşça.

Unique Rose /yoonmin/Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang